En son gerçekleşen terör olaylarından sonra, Türkiye ile ilgili geçen yıl sonunda yaptığım çalışmanın belirli bölümlerini aşağıda kırmızı ile işaretleyerek yeniden veriyorum.
Yazan R. Hakan Kırkoğlu
Dikkat çeken yönleri ile 2007
§ Ülkemiz bu yıl radikal değişiklikler ve yeni bir dönemin başlangıcını yaşayacak
§ Cumhurbaşkanlığı seçimi toplumda huzursuzluk ve gerginlik de yaratabilir, bu durum mecliste büyük tartışmalara neden olabilir
§ Tayyip Erdoğan girişimleri ile dikkat çekecek ve liderlik yansıtacak, hayatında yeni bir dönemin başlangıcında
§ Tüm bu gelişmeler ekonomi alanında önemli streslere ve dalganmalara neden olabilir. 2007 boyunca ekonomideki stabilitenin korunup korunamayacağı hep gündemde olacak.
§ Sonbahar aylarında özellikle Ekim ayı ile birlikte Kuzey Irak’ın durumu ve ülkemizin içgüvenliği Türkiye’ye çok daha aktif bir konuma getirebilir. Yükselen burcumuzda geri gidecek olan Mars sonbahar aylarından başlayarak 2008 Mayıs’a kadar sürebilecek bir girişime işaret ediyor.
Önemli not: Bu çalışmada tüm burç ev sistemi (whole sign) kullanılmıştır.
Uzun dönemli etkiler ve döngüler
Geçtiğimiz yıl ülkemizin haritasını değerlendirirken, Türkiye’de 2007’nin tarihe geçecek bir dönemeç olacağını belirtmiştim. Çünkü bu yıl yenilenmeyi, devrimleri ve reformları anlatan Uranüs gezegeni, hem Cumhuriyet’in kuruluşundaki pozisyonuna geri dönüyor, hem de haritanın tepe noktasından (MC) geçiyor. Uranüs’ün burçlar kuşağındaki turu 84 yıldır, bu bakımdan karşıt durum 42 yılda bir gerçekleşir. Türkiye’nin haritasının tepesinde yer alan Uranüs devrimlerle kurulduğunu ve Atatürk’ün reformlarını simgelemekte.
Eğer dikkat edilirse, Atatürk’ün doğumu da 1839’daki Tanzimat Fermanı’ndan 42 yıl sonraya denk gelir. Tanzimat Osmanlının batılılaşma yönünde önemli geçiş dönemlerinden birisiydi ve doğal olarak Atatürk’ün varlığı bu yöndeki olgunlaşmayı, sonuçları temsil ediyordu. Şimdi yeniden eski döngülerin iyice canlandığı, Doğu ve Batı arasında yalapaladığımız bir dönemden geçmekteyiz.
Bu kritik dönemde ülkemizin ilerletilmiş haritasında Güneş’in de 2007 Mayıs ayında Kova burcuna geçmesi çok anlamlıdır. Zira Kova burcu akılcı olmayı, net davranmayı, geleceğe yönelik düşünmeyi ve sosyal alandaki reformları, kişisel özgürlükleri temsil eder. Türkiye son üç yıldan bu yana Kova burcunun enerjisiyle sarmalanmakta. Kuşkusuz böyle bir dönemde geçmişle hesaplaşma ve yeni doğan enerjileri açığa çıkaracak sürtüşmeler de yaşanacaktır. Kova burcudan önceki burç Oğlak, katı sistemleri, kısıtlamaları ve bireyi hiyerarşik açıdan kontrol altında tutan temaları yansıtır. Ülkemiz bu dönemi 30 yıldan bu yana deneyimledi. Şimdi artık kararlı davranmanın, akılcı olmanın ancak aynı zamanda daha radikal ve değiştirici davranmanın dönemi başlamakta. Kova burcuna geçen Güneş önümüzdeki 30 yıl boyunca bu temaları önümüze getirecek ve ülke politikalarında büyük bir tutum değişikliğine zemin hazırlayacaktır.
Eskiyle yeninin çarpıştığı bu dönem hiç de kolay olacağa benzemiyor. Ülkemizin haritasında Ay 2008 Ocak ayına kadar Yengeç burcunda kalıyor. Yengeç muhafazakarlık, milliyetçilik ve güvenlik duygularının, içe kapanma güdüsünün en güçlü vurgulandığı burçtur. Zaten bu yönelimi 2005’in ikinci yarısından bu yana deneyimlemekteyiz. Bu konuma paralel olarak ülkemizde milliyetçilik duygusunun çok daha tırmandığından söz etmiştim. Seçimlerin yapılacağı 2007’de halkın genel tutumu ve psikolojisinde korumacı ve içe dönük politikalarla, değişim ve daha fazla özgürlük vaadeden mesajların, geleceğe yönelik bir bakışın çatışacağı görülmektedir.
İlginçtir ülkemiz aynı zamanda 2007 yılında Satürn büyük dönemine (firdaria) girmektedir. Ülkemiz tarihinde bundan önceki büyük Satürn dönemi 1932-1943 yılları arasında yaşanmıştı. Bu dönem kuralların baskın olduğu, devlet sisteminin iyice yerleştirildiği, devlet öncelikli, Kemalizm’in modernleştirici ideolojisinin hakim olduğu bir zaman dilimiydi. Ekonomide de devletçi model, birinci 5 yıllık kalkınma planının yapılması sanayi politikasının da temeli olmuştu.
Görünen o ki ülkemiz bu dönemde yeni bir yapılanmaya doğru gidecektir. Kuşkusuz bu durum Türkiye’nin Doğu ve Batı arasındaki dengesini de değiştirecek yönde olabilir. Satürn şekillendiren, derinleştiren ve katılaştıran yapıda olduğu için 2007 ile başlayan yeni dönemde süregelen AB’ye katılım projesi için çok şey yapılacağı gibi, ülkemiz daha katı bir tutum da izleyebilir, yavaş ve temkinli bir politika izleyebilir.
2007’nin getirdiklerine bakış
Ülkemizin 2006/2007 yılı Güneş Dönüşü haritasında Aslan burcu yükseliyor ve Satürn de Aslan burcunda, 1. evde yer alıyor. Astrolojik açıdan bu durum halkın huzursuz olduğu, depresifleştiği, olumsuz koşullarla karşılaştığı bir döneme işaret etmekte. Profeksiyonlarda MC Kova burcunda yer aldığı için Satürn aynı zamanda hükümete ilişkin gösterge konumunda olduğundan, Satürn’ün Aslan burcunda zayıf yönlerini ortaya koyması, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve otorite figürlerinin tutumu nedeniyle halkın bu durumdan hoşnutsuz olabileceğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz.
Satürn aynı zamanda haritada Jüpiter ve Merkür’le de kare açısı içindedir. Bu gösterge sermaye sahipleri, ülkenin zenginleri, hukuki ve dini konularla (Jüpiter) medya, basın ve gençlikle ilgili konular açısından hiç de olumlu işaretler değildir. Aslan burcu ülkemizin ikinci evinde yer aldığından, bu yıl genel olarak ekonomi, zenginleşme ve refah konuları seçimler nedeniyle çok daha büyük bir zaafiyet gösterebilir. Ekonomi konusu ülkenin gündeminde yine ön planda yer almaya devam edecektir. Yükselen cari işlemler açığı, TL’nin değeri ve finansal piyasalar kuşkusuz seçimleri yakından takip edeceğinden ülke içinde çıkabilecek huzursuzlukların yansımaları büyük olabilir.
Astrolojik açıdan Ay da halkın moralini ve genel durumunu açıklayan göstegelerin başında gelir. 2006/2007 döneminde, özellikle Ağustos’a kadar olan dönem için, Ay’ın Oğlak burcunda ve 6. evde yer alması halkın hoşnutsuzluğunu, emekçi kesimlere gelen kısıtlamaları ve genel halk sağlığı problemlerini açıklamaktadır. Ay’ın Satürn’le isteksiz açısı (aversion) hükümete ve devlet yönetimine ilişkin (seçimler nedeniyle) konularda halkın sıkıntılarını ve iletişim problemlerini yansıtmaktadır. Ay Jüpiter ve Merkür birleşimi ile (Medya ve sermaye sahipleri) halkın basın ve medya ile olan diyaloğunu, irtibatını açıklamaktadır. Ancak ne Ay (halk) ne de Jüpiter (sermaye sahipleri) çok güçlü durumda gözükmemektedir.
2007’nin seçimler yılı olmasının en büyük göstergesi güneş dönüşü haritasında 4. evde Akrep burcunda görülen gezegen birikimidir. 4. ev sonlanmaları ve başlangıçları anlatır. Burada ilginç bir durum söz konusu. Güneş Mars ve Venüs’ün ortasında yer almakta. Gerek Güneş/Ay orta noktası haritanın tepe noktası MC ile ilişki içinde gerekse Asc/MC orta noktası Güneş’le ilişki içindedir. 4. ev aynı zamanda muhalefeti ve yönetime karşı duran akımları da temsil eder. Haritada MC’nin (başbakan, yönetim, hükümet) 4. evde yani muhalefet alanında olması hükümet açısından pek parlak bir gösterge değildir. Ancak buradaki üç gezegen de ,Güneş, Mars ve Venüs, ki Güneş Asc yöneticisi, halkın durumu, Mars hükümet, Venüs muhalefet göstergeleridir, hepsi Mars burcundadır. Mars hükümeti temsil ettiğine göre, muhalefet üzerine büyük karışıklık ve huzursuzluk getirmektedir. Bu nedenle TBMM’de (11. ev İkizler, Merkür Akrep’te geri harekette) büyük huzursuzluk ve ikilemler doğabilir. Mars’ın güçlü olması hükümetin elinin gücüne işaret ederken, Güneş’in aynı zamanda MC’nin de yücelme yöneticisi olması, hükümetin işini kolaylaştırmaktadır. Ancak muhalefet (Venüs Güneş’le aynı derece üzerinde çok yakın birleştikleri için) halkın yanına dönebilir ve bu durum TBMM’de yaşanacakları açıklayabilir. İlginç bir gösterge, Venüs’ün Satürn’le olan kontr-antisyon içinde olmasıdır. Bu durum muhalefetle cumhurbaşkanlığı seçiminin getirdiği mücadeleyi ve çatışmayı bariz biçimde ortaya koyuyor. Tüm bu göstergeler Tayyip Erdoğan merkezinde yaşanabilecek konulara işaret etmekte.
Ülkemiz bu yıl 12. ev profeksiyonunu yaşamaktadır. Bu ev elde olmayan nedenleri, sıkıntıları, kayıpları, kendini ifade edememeyi ve gizli konuları anlatır. 12. ev astrolojik açıdan en talihsiz ev olarak değerlendirilir. Bu nedenle 29 Ekim 2006’dan bu yana girdiğimiz bu dönemde elde olmayan nedenler, kontrol dışı faktörler ağır basıyor olacak. Bu evde İkizler burcu yer alıyor ve doğum haritamızdaki Ay da bu burcun en son derecesinde duruyor. Ülkemiz haritasında Merkür Terazi burcunda ve Satürn’le partil birleşme içerisinde. Bu durum kendini ifade edememe, rahat iletişim kuramama göstergesidir ve tüm burç ev sistemine göre 4. evde yer alması, bu yıl iç işlerinin denge ve uyumsuzluk yüzünden karışabileceğini, ülke içi dengelerin karışabileceğini gösteriyor. Benzer şekilde, profekt edilmiş Güneş’in yine 4. evde Mars üzerine gelmesi, bu alandaki Merkür/Satürn birleşimi ile handing over ilişkisinde olması yurt içindeki gerginlikleri, mücadeleyi ve tartışmaları körüklemekte.
Yıl boyunca önemli transitler
Yay burcunun son derecelerine ulaşan Pluton 2008 yılında İkizler burcunda yer alan Ay’a karşıt durumda kalmaya başlayacak ancak etkilerini 2007’den başlayarak belirgin biçimde hissedeceğiz. Ay toplumun psikolojisini, sokaktaki halkı, genel sağlık konularını ve özelde kadını/anneyi de açıklayan semboldür. Pluton ise travmatik olayları, derinden gelen değişimi ve değişimin getirdiği baskıları temsil eder. Bu gözle değerlendirildiğinde Pluton gibi ağır bir transitin Ay’ın karşısından geçiyor olması sokaktaki insanı baskılayan ve huzurunu bozan olaylar açıklayabilir. Yay burcundaki Pluton din ve inanç düzeyindeki baskıları anlattığı için, kuşkusuz bu durum kadına ait türban tartışmasının toplum üzerinde, özellikler kadınlar üzerindeki etkisini simgelemekte. Başka bir düzeyde, Pluton toplum sağlığı ve düzeni açısından önemli problemlere de işaret edebilir. 2007 Eylül ayından başlamak üzere transit Pluton ilerletilmiş Ay’la da isteksizlik açısı içinde olacağından bu temaların halkın morali üzerinde sıkıntı getirebileceğini söyleyebiliriz.
Bu yılın ana temalarını etkileyecek diğer önemli bir transit Neptün’ün kendi konumuyla yapacağı karşıt açı olacak. Karşıt açılar büyük farkındalık ve uzlaşma zorunluluğu getiren temalardır. Bu çok büyük bir döngü olduğu için, daha önce sadece kare açısını yaşamıştık. Bu yıllar 1965-1966 dönemiydi. Neptün aynı zamanda ülkemiz haritasında Jüpiter’le de kare açı içerisinde olduğu için (ve Türkiye Jüpiter-Neptün transit açılarına tarihsel açıdan duyarlı olduğundan) 2007 yılı boyunca sosyal ve politik alanda tartışmalar, karşıtlıklar, inançlar ve Türkiye’nin vizyonu çok daha fazla sorgulama ve eleştiri altında kalabilir.
Kuşkusuz bu durum Uranüs dönüşü ve Uranüs’ün haritamızın tepe noktasına ulaşması nedeniyle ne kadar önemli bir yol ayırımında olabileceğimizi vurguluyor.
Uranüs ise 2007’de hem kendi konumuna dönüş yapıyor hem de tepe noktası (MC) üzerinden geçiyor. Daha önce de değindiğimiz gibi Uranüs yenilenmeyi, sarsıntıları, reformları ve özgürlükleri açıklayan güçtür. Bu bir dönemin bitip yepyeni bir dönemin açılmakta olduğunun işaretidir. Uranüs yönetimde radikal değişikliklerin olacağını ve ülkemiz tarihinde ilklerin yaşanacağını gösteriyor. Doğu ve Batı arasında yalpalayan ülkemiz açısından bu hem bir yenilenme göstergesi hem de önemli risklerin ve huzursuzlukların da gündeme gelme zamanı olarak görülebilir. Haritanın tepesinde Balık burcunun olması ise Balık’ın çift karakterli özelliklerini yaşamamıza neden olmakta. Balık hem maddi hem de manevi dünyada yaşayan bir burç, bir köprü gibidir. Ülkemizin özel konumu coğrafi ve siyasi açıdan bir köprü olduğumuzu gerektirirken, şimdi bu köprü konumunun yeniden tanımlanması ve yeni vizyonlar ortaya konması beklenebilir. Bu nedenle riskler de çok yüksektir.
Uranüs aynı zamanda ülkemizin ilerletilmiş Güneş’i ile ilişki içine girmektedir. Artık Kova burcunda ilerleyen Güneş devlet düzeyindeki değişiklikleri, büyük yenilenmeyi ve yenilenmenin getireceği huzursuzlukları da simgelemekte. Bu etkinin özellikle Mart ayından itibaren işaretlerinin görülmeye başlanacağını ve Ekim ayından itibaren daha da artarak süreceğini görmekteyiz.
Zamanın, olgunlaşmanın, kısıtlamaların ve gerçeklerin gezegeni Satürn Eylül ayından itibaren Başak burcuna ilerleyecek ve ülkemizin 3. evini etkisi altına almaya başlayacaktır. Bu ev sınırdaş komşular, iletişim, ulaşım ve trafik konularını içine alır. Satürn’ün bu transiti komşularla, özellikle Irak ve Ortadoğu üzerinde daha endişeli ve gerçekçi olma konumunu güçlendirmekte. Sonbahar aylarından itibaren etkisini gösterecek olan 2007 Güneş dönüşü haritasında da 3. evde Yay burcunda büyük kare içinde yer alan Jüpiter sınırdaş komşularla ilgili açmazlara işaret etmekte. Bu dönemde aniden gelişen olaylarla karşılaşabiliriz. Benzer şekilde eğitim, düzen ve organizasyonel alanda bizi oyalayacak meşguliyetler de gündeme gelecektir.
Aylık görünümler
Ocak
Ocak ayı özellikle diplomatik ilişkilerin ve politikaların öne çıktığı bir ay olacağa benziyor. Bu dönemde karşıt görüşlerle yüzleşilmesi ve ciddi bir tavır izlenmesi gerektiği görülmekte. 19 Ocak’ta karşıtlıklar, açık düşmanlar evinde gerçekleşen yeniay ayın ikinci yarısında da uluslar arası ilişkilere, düşmanlıklara vurgu yapmakta. (19 Ocak'ta Hrant Dink bir suikasta kurban gitti) Kuşkusuz bu gelişmeler Kıbrıs, Yunanistan eksenine işaret etmekte. (Akdeniz'de Rumlarla petrol krizi)
Ocak ayında aynı zamanda parasal konular, (TCMB'nin hükümete para programı mektubu) paranın değeri ile iş hayatına, emekçiler, memurlar, sendikalara, düzene, sağlıka ait konuların da özelikle ayın ilk yarısında gündem olacağı görülmekte.
Şubat
Şubat ayında komşularla ilişkiler, karşıtlıklar ve aynı zamanda ekonomi, finansal piyasaların dengesi açısından dikkat çekmekte. Bu dönemde komşularla ilişkilerde daha girişken ve sınırdaş ülkelerle olan diyaloğumuzda aktif durumda olabiliriz. İşbirliklerini korumak gerekecek ancak karşıtlıkların da yüksek olacağı görülmekte. Uranüs’ün kendi yerine dönüyor olması yönetime ilişkin konulara ve toplumdaki heyecana işaret ediyor.
Ayın ikinci yarısında finansal piyasalar, ekonominin borç ve açıkları ve paranın değeri açısından kiritk bir yaşanabilir. Bu dönemde ortaya çıkabilecek ani gelişmeler piyasaların dengesini sarsabilir. (Önce piyasalarda Iran tedirginliği, ardından Çin ve Japon ekonomilerinden doğan dışsal gelişmeler) Bu belirsizlik ve risk içeren konular 17 Şubat’taki yeniay çevresinde tetiklenebilir.
Mart
Mart her cephede oldukça olaylı bir ay olacağa benzemekte. Güneş’in Balık burcunda ilerlemesi hükümete ve başbakana ilişkin kararları, yönetsel işleri gündeme getirmekte. Aynı zamanda bu dönemde gerek iç işleri gerekse muhalefetin ön plana geçeceği de görülüyor. Yine hizlı ve huzursuz bir aydayız. Ani gelişmelerin dengesizliği finansal piyasaları etkileyebilir. 21 Mart’a kadar olan dönemde ekonomik dengesizlikler daha fazla dikkat çekmekte. Sonrasında uluslar arası konularda, dış ticarete ilişkin alanlarda aktif davranışlar, üniversiteler, akademik ve hukuk sistemi içerisinde girişimler ve atılımlar gündemde olabilir.
Nisan
Toplumsal heyecanın arttığı, hükümet ve yönetime ilişkin konuların kızıştığı, tartışmaların alevlendiği bir dönemdeyiz. Nisan ortasında, 14’ü civarında Başbakan’ın girişimlerinin ve yeni çıkışlarının dikkat çekici olabileceği anlaşılıyor. Çocuklar ve gençlikle ilgili konular gündeme daha fazla taşınabilir. Aynı zamanda 20’sine kadar olan dönemde uluslar arası konular, bu alanda girişimler, mücadele ve akademik platformlarda girişimler öne çıkabilir. Özellikle Nisan ayının son haftası içinde hükümet politikaları ve Başbakanı ilgilendiren konularda önemli mücadeleler söz konusu olabilir.
Mayıs
Mars’ın 15’inde Koç burcuna geçmesi ve 16’sında Boğa burcunda gerçekleşecek yeniay herşeyi daha belirgin hale getiriyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminin bu tarihler çevresinde gerçekleşmesi beklenebilir.
Bu yazı yazıldığı sırada Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı için adaylığı belirli değil. Erdoğan’ın doğum saatini bilememiz, bu konuda detaylı bir yorum yapılmasını engellemekte ancak ülkemiz dönüş haritasındaki göstergeler, yukarıda da belirttiğim gibi halkın cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle gerilebileceğini, bu durumun ekonomide dalgalanmalar getirebileceğini açıklıyor. 20 Mayıs’a kadar olan dönemde ülke yönetimine ilişkin konuların ağırlıklı olarak gündemi meşgul edebileceği anlaşılmakta. 20’sinden sonra ülke geleceğine ait konularda çitf fikirlilik, kararsızlık ve pek çok düşünce trafiği ağır basabilir. Bu dönemde basının, medya kanallarının ve entelektüel alanın son derece aktif olabileceğini söyleyebiliriz. Neptün’ün ilerletilmiş Ay’la olan huzursuz açısı toplumda karmaşaya işaret ediyor. Uranüs Venüs üçgeni doğal olarak Mayıs ayında parasal konuların ve ekonominin riskli bir atmosfer yaşabileceğini, piyasaların oynaklaşabileceğini anlatmakta.
Haziran
Haziran ayında dış politikaya ve karşıtlıklara önem vermek gerekecek. Özellikle Haziran’ın ikinci yarısında halkı tehdit eden gizli düşmanlar, terör yüzünden huzursuzluklar gündeme gelebilir. Bu dönemde 22’sine kadar olan dönemde sosyal konular, toplumsal örgütler ve sivil idareye ilişkin gelişmeler, meclisin daha fazla gündemde olabileceği politik konular da göze çarpmakta. Hükümetin ve yönetimin tetikte olmasını gerektirebilecek gelişmeler yaşanabilir. Halkın şaşkınlığını ya da karışıklığı da üstünden attığı söylenemez.
Temmuz
Temmuz sıkıntılı bir ay olacağa benzemekte. Gerek elde olmayan nedenler, belalar ve huzursuzluklar gerekse içinde büyük bir değişim getiren sonlanmalar dikkat çekebilir. Bu durumlar özellikle ayın ilk yarısında daha etkin olabilir. 14’ündeki yeniay sonrasında halkın daha tepkili, ülkenin daha girişimci ve kendini korumaya, muhafaza etmeye çalışan tutumu dikkat çekmekte.
Ağustos
Bu dönemde hukuki konular, adalete ilişkin temalar, üniversitelere ilişkin gelişmeler ülke gündeminde olabilir. Aynı zamanda yönetimi ve hükümeti de ilgilendirebilecek gelişmeler beklenebilir. Belki de bu gelişmeler halkı huzursuz eden cumhurbaşkanlığı seçimleri ile de ilgili olabilir. Özelliikle Ağustos’un ilk yarısında, 2’sinde ve 16’sı civarında toplumu sıkıştıran konular ön plana çıkmakta. Ağustos yorucu bir ay olacağa benzemekte. 12. eve, gizli düşmanlar, sıkıntılar ve belalar evine giren Mars korkuların ağır basmasına, terörün ya da elde olmayan nedenlerin getirebileceği problemlere işaret etmekte. 21’i civarında
basın, medya, iletişim ve gençlikle ilgili konularda engellerle karşılaşılabilir. Bu dönemde özellikle ayın ikinci yarısında ekonomideki gelişmeleri takip etmek, finansal alana dikkat etmek gerekiyor.
Ağustos ayı aynı zamanda 2007/2008 Güneş hönüşü haritasının etkilerini görmeye başlayabiliriz. Bu haritada Terazi burcunun 20 derecesi yükselemekte (Yanan yol) Venüs ise 12. evde Başak burcunda Jüpiter-Ay ve Uranüs’ün içinde bulunduğu değişken burçlarda büyük kare içinde yer alıyor. Terazi ülkemizin 4. evinde yer aldığından bu dönemde güvenliğe ve iç işlerine konular, diplomasi iç içe geçmiş görülmekte. Haritada görülen aşırı değişken durum şartların sürekli değişiklik göstereceğini, çok açık ve belirgin rotanın kolayca elde edilemeyebileceğini gösterebilir. Mars’ın bu haritada 10. evde Yengeç
burcunda kalması ülke yönetiminin güvenlik ve askeri konularla yakından ilgilenebileceğini de açıklıyor olabilir. Bu özel durum Mars’ın Kasım ayında ülkemiz haritasında yükselen burçta, Pluto üzerinde geri gitmeye başlaması ile daha belirgin hale gelecek gibi gözüküyor.
2007/2008 Güneş dönüşü haritasında Ay’ın 9. evde İkizler burcunda büyük kare içinde olması toplumun ve özellikle kadınları ilgilendiren temaların, örneğin “türban” konusunun çok daha fazla dikkat çekebileceğini ve bu konularda tartışmaların hararet kazanabileceğini, toplumu ikiliğe düşüren gelişmelerin öne çıkabileceğini göstermekte. Toplumun ikiye bölünmesi kuşkusuz üniversiteler, akademik konular ve kamu düzeninde (9. ve 6. evler) sorunlara yol açabilir.
Eylül
Eylül ayı hem ekonomik dengeler ve gelirler, hem de yönetimi, politikayı ilgilendiren konularda dikkat çekici bir ay olacak. Mars’ın 29’una kadar 12. evimizde kalması toplumsal huzursuzluklara, endişelere ve gizli düşmanlara ait konulara işaret etmekte. Liderlerin ön plana geldiği, ülkemizin dış dünyaya daha fazla sesini duyurmaya çalıştığı bir dönemdeyiz. Politik girişimler, güvenliği sağlamak üzere atılacak adımlar ses getirebilir. Bu dönemde ortadoğu ve özellikle Irak’ı ilgilendiren gündemlerin de dikkat çekebileceği anlaşılmakta. 12 Eylül civarında gerek iç işlerinde gerekse orduyu ve güvenlik konularına anlatan alanlarda zorlanma yaşanabilir. Sınırdaş komşularla ilişkilerin dikkat çekici olacağı görülmekte. 27’si civarında da Mars natal Ay’la birleşmekte ve içişlerinin, toplumun huzurunun yıpranabileceğini göstermekte. Bu dönemde gelişen olaylar ülkemizin Eylül sonu Ekim ayından itibaren önemli bir girişime, askeri konulara ağırlık vereceğine işaret ediyor olabilir.
Ekim
Bu dönemde geleceğe ilişkin beklentiler, vaadler ve ümitler dikkat çekiyor. Aynı zamanda toplumsal örgütlerin, partilerin aktif olacağı bir dönemdeyiz. İletişim kanalları, basın ve haberleşme konuları artan ölçüde canlı ve eleştiriler yüksek. 24’üne kadar olan dönemde sınırdaş komşular, Irak ve ortadoğu’daki gelişmeler de gündemde olabilir. Mars 15 Kasım’da geri gideceği Yengeç burcuna geçti. Mars’ın ülkemizin yükselen burcunda geri gitmesi toplumda büyük bir hareketlilik ve hararet de göstermekte. Savaş gezegeni Mars toplumun huzurunu bozabilir. Aynı zamanda bu dönemde toplumca inisiyatif gösterilmesi gereken olaylar gündeme gelebilir. Ancak Mars geri harekette olacağı için aslında Ekim ayında ortaya çıkacak gelişmelerin oldukça uzayacağı ve bu gündemin 2008’in Mayıs ayına kadar sürmesi beklenebilir. İlginç bir döneme girmekteyiz. Ekim ayında gündeme gelecek konuları takip etmek gerekecek.
Bu dönemde Uranüs enerjisinin yine fazlasıyla öne çıktığı da görülmekte. Beklenmedik olaylar, toplumda heyecan, ileriye yönelik projeler dikkat çekiyor. 18 Ekim civarında Satürn’ün olumlu açısı geçmiş deneyimlerden kaynaklanabilecek başarılara işaret edebilir. 11’inde Terazi burcunda gerçekleşen yeniay genel seçimler öncesinde muhalefetin hareketlerine işaret etmekte. İç işlerinde politika ve tartışmaların yoğun yaşanabileceği bir aydayız.
Kasım
Genel seçimlerin yapılması beklenen bu ay yeni başlangıçların ve toplumsal hareketliliğin öne çıktığını görmekteyiz. Ülkemiz 1. ev profeksiyonunu yaşamakta, yeni adımlar, yeni girişimler ve politikalar şekilleniyor. Mars da yükselen burçta ancak 7-23 Kasım tarihleri arasında natal Pluto üzerinde geri gitmeye başlayacak. Bu durum farklı şekillerde yorumlanabilir.
Yükselen burç halkın genel durumunu temsil eden yer olduğu için bu önemli transitin tüm bir toplumu alakadar etmesi ve halkın morali üzerinde etkin olması beklenir. TC’nin doğum haritasında Yengeç’teki Pluton ülkemizin bir kurtuluş savaşı ve travmalar altında kurulduğu için toplum bilincindeki korkuları, yaralanmışlıkları ve savunmacı, muhafazakar yönleri temsil etmekte. Mars askeri konuları, savaşı ve teyakkuz getiren temaları açıkladığından bu transit halkın kendini savunma, reaksiyon gösterme eğilimini arttırmakta.
Mars/Pluton ikilisi aynı zamanda şiddet içeren, korku salan, sonuna kadar mücadele getiren temaları da açıklar.
Tüm bu nedenler bu dönemde ülkemizde güvenlik, iç işleri ve toplumda şiddetin dikkat çekebileceği söylenebilir.Aynı zamanda bir yandan sınırdaş komşular ve doğal olarak Kuzey Irak gündemimizi işgal ediyor da olabilir.
Aynı zamanda bu dönemde ülkemizin 2007/2008 Güneş dönüşü haritasının da tüm etkilerini ortaya koyacağı anlaşılıyor. Bu haritada yükselen burcun Terazi olması ve yükselen derecesinin Yanan yolda kalıyor olması, Venüs’ün 12. evdeki konumu ve büyük kare içindeki durumu diplomasi, ilişkiler ve denge sağlamak için yoğun uğraş verilebileceğini ancak durumun oldukça tehlikeli ve şiddet içerebileceğini anlatmakta. Ülkemizin Kuzey Irak’a ait konularda olası bir müdahalesinin sonuçları ile de karşılaşabiliriz. Terazi ülkemiz haritasında 4. evde yer aldığı için ülke içi güvenlik, denge ve huzur arayışı, toprak konusu, sınırların güvenliği ön planda olacak.
Aralık
Aralık ayında uluslararası konular, yabancılarla ilişkiler ve AB’ye ilişkin temaslarla, sınırdaş komşular konuları daha çok gündeme gelebilir. Bu temalar özellikle 22’sine kadar olan dönemde üzerimizde baskı yaratıyor olabilir. Söz konusu temaslar, iletişim ve yazışmalar Türkiye’nin girişimleri ve askeri konularına da ilişkin olabilir. Ayrıca bu dönemde eğitim, medya ve taşımacılığa (limanlar) ait konular da yine gündem de olabilir.
20’sinde Yay burcunda doğacak olan yeniay çalışan kesimlere, memur ve işçilere ait programları, toplum düzenine ait çabaları da öne çıkarabilir. Satürn’ün yükselen burçla olan uyumu geçmiş çabaların getirebileceği avantajları simgelemekte.
Bu yazı 20 Aralık 2006'da tamamlandı. Bu yazıdaki tüm düşünceler yazara aittir ve hakları saklıdır. Bu yazı hiç bir şekilde kopya edilemez, başka internet ortamına alınamaz.
Maalesef yazılarımın yasal olmayan biçimde kopya edilerek başka sitelere alındığını, kullanıldığını görüyorum. Bu hallerde hukuki yollara başvurmak zorunda kalacağım.