R. Hakan Kırkoğlu
26 Ocak’ta gerçekleşecek yeniay, aynı zamanda kuzey ay düğümü etrafında bir güneş tutulmasına işaret ediyor. Tutulmalar güçlü enerji düğümleri gibidir ve tutulmanın bulunduğu burcun konuları etrafında dikkat çekici açılımlara işaret ederler. Kova yüzünü geleceğe dönmüş, geleceği idealize eden, yenilik, eşitlik ve mantık çevresinde hareket eden, sosyal temaları vurgulayan bir burçtur. Kuşkusuz, 20 Ocak’ta gerçekleşen Obama’nın yemin törenini de bu gözle değerlendirmeliyiz. Kova aynı zamanda, Oğlak burcunun başlangıcına denk gelen en uzun, karanlık gecelerden sonra, insan ruhuna yeniden umut aşılayan bir burç olduğu için, bu dönemde kolektif temalar içinde tazelenen, reform ve yeniden geleceğe bir bakış açısı sağlayan konuların arasından geçmekteyiz. Kova insancıl, rasyonel düşünce kalıplarını temsil eden, ilkelerine bağlı kalmayı vurgulayan bir davranış modelini temsil eder.
Hayata bakış açımızı, olayları yorumlayış tarzımızı ve hangi yeni deneyimlere açık olduğumuzu simgeleyen devasa gezegenin Jüpiter’in yeniayla birleşiyor olması, söz konusu insancıl , ilerici, idealist bakış açısının kolektif içinde çok daha büyük bir yer edindiğini, yeni bir ilgi merkezi yarattığını göstermekte. Jüpiter’in deprese olduğu Oğlak burcundan ayrılarak Kova burcuna ilerlemesi ile birlikte, geçtiğimiz bir yıldır yaşadığımız ekonomik, hukuki ve sosyal trendlerin bunalım ve yozlaşma taşıyan atmosferinden yavaş yavaş çıkmaya başlıyoruz. Jüpiter 15 Haziran’a kadar Kova burcunda hızlanarak ilerlemekte ve bu süre içinde yine yüksek beklentilere işaret eden Neptün’le birleşecek ve ardından, bu tarihten sonra geri harekete başlayarak, meydana getirdiği daha ilerici, akılcı iyimserliğini, sosyal ve kolektif değerlere önem veren trendleri hazmedilmek üzere geri çekmeye başlayacak. Kısaca, bu dönemde ortaya konan, geleceğe yönelik umut vadeden eğilimler Mayıs sonuna kadar iyice yükselecek ancak Haziran ile birlikte, yeniden sönümlenmeye başlayacak. Bu trend genel olarak sosyal politikalar, hukuki konular ve finansal piyasalar açısından toparlanma ve iyimserlik aşılarken, Haziran sonrasında finansal piyasalar açısından daha dalgalı, yön bulmakta zorlanan bir tablo ortaya koyabilir. Bu iyimser beklentiler rüzgarının yarattığı ilerleme ve genişleme, Haziran sonrasında arka plana düşmeye başlayabilir.
26 Ocak’ta gerçekleşen yeniay ve stelyum (gezegen birikimi) Istanbul ve Ankara için 11. eve işaret etmekte. Bu ev, zaten Kova burcunun doğal yeri sayıldığı için, içinde bulunduğumuz ay boyunca, özellikle 9 Şubat’taki dolunay ve Ay tutulmasına kadar toplumsal konuların, politikaların, meclise ve toplumda yer kazanmış sivil örgütlerin, dernek ve kuruluşların bizi meşgul edeceğini de söyleyebiliriz. Bu konulara ilişkin yasal durumlar, hukuki süreçler, mahkemeler bir dizi güncel gelişmeyle yenilenme içinde olacak. Daha ilerici, insancıl ve adaletin öne vurgulanacağı konularla karşılaşacağız. Hiç kuşkusuz geçtiğimiz yıl Oğlak burcunda zorlanan hukuki konular bu dönemde çok daha farklı bir ivme kazanabilir.
Ancak Kova burcunda gerçekleşen yeniay’ın dispozitörü, yani Kova’nın yöneticisi Satürn, yeniay haritasında hem Kova burcunu görememekte, hem de haritada zayıf bir yerde, 6. evde, geri harekette görülmekte. Bu durum yukarıda sözünü ettiğimiz beklentilerin yerine gelmesinin oldukça zorlanacağını göstermekte. Özellikle dolunayın/ay tutulmasının gerçekleşeceği 9 Şubat tarihinde, 20 derece Kova ile tam bir isteksizlik (aversion, 150 derece) oluşturması, bu gün civarında, tatminsizliklere, dengesizliklere ve beklenen ilerlemenin tehlikeye girmesine işaret edebilir.
Benzer şekilde, bu dönemde geri gitmekte olan Merkür de Satürn yönetimindeki burçlarda (Oğlak-Kova) yer alıyor. Merkür ve Satürn arasında karşılıklı etkileşim de var. Nitekim Barack Obama’nın yemin ettiği gün Güneş’le birleşen (Kazimi) ama Oğlak burcuna geri dönen Merkür, tanrıların habercisi olarak görülürse, aslında verilen mesajların ve söylenen sözlerin ardından, ekonomik gerçeklerin ve kısıtlamaların devam edeceğini vurgulamakta. Bir başka deyişle, bu dönemde ortaya konan fikirler, sosyal görüşler ne kadar vurgulu ve yenileyici olsa da, gerçekler karşısında test edilecek ve daha fazla zamana ihtiyaç gösterecek.
Yeniay haritasında Satürn’ün Balık burcundaki Venüs ve Uranüs’le de karşıt açıda kaldığını görüyoruz. Satürn – Uranüs karşıtlığı geçtiğimiz sonbahardan bu yana devam etmekte, Şubat ayının başında 2. kez gerçekleşecek. 2010 Temmuz ayına kadar 5 kez gerçekleşen bu karşıtlığın henüz ilk safhalarında sayılırız. Hatırlayacağınız gibi, 4 Kasım 2008’de gerçekleşen ilk karşıtlıkta, ABD’de başkanlık seçimlerini Obama kazanmıştı. Ancak bunu süregelen bir karşılaşma, bir boks maçı gibi görürsek, şimdi bu ikinci karşılaşmada daha konservatif ögelerin bir tepki oluşturabileceğini şimdiden söyleyebiliriz. Şimdi bu aşamada, Obama’nın göreve gelmesi ardından bu tarih, gerçeklerle yüzleşme zamanıdır. Aynı zamanda bu tarihte, 4 Şubat’ta Mars’ın da Kova burcuna ilerlemesi ile birlikte, Obama’yı hedef alan, terleten, zorlayan konularla karşılaşıyoruz demektir.
Bu gözle baktığımız, Satürn’ün neden Venüs’le de karşıt açıda olduğunu söyleyebiliriz. Zira Balık’taki Venüs-Uranüs birleşimi çok da gerçekçi olmayan, bir ideale ve hayale dayalı, fedakarlık isteyen, fedakarlık gerektiren, evrensel değer yargılarını, harcama kalıplarını ve herkese dağıtan sosyal adalet temalarını temsil etmekte. Ancak bu sosyal yaklaşımın daha konservatif, kapitalist tutumlarla yıpranacağını, eleştirileceğini söyleyebiliriz. Ülkemiz açısından bakıldığında da, bu karşıtlık hizmet sektöründe, iş hayatındaki gerçeklerin, engel ve kısıtlamaların fazlasıyla hissedilebileceğini göstermekte.
Yeniay haritasında dikkat çeken diğer bir görünüm ise, Pluton’un haritanın tepe noktası (MC) ile birleşiyor olmasıdır. 10. Evdeki Oğlak, yönetime ait konuları, devlet sistemini ilgilendiren gelişmeleri, yöneticileri, güç sahibi kişileri ve kuralları simgelemektedir. Oğlak burcunun yöneticisi Satürn ise bu evde bulunan Mars’la, savaş gezegeni ile akıcı bir üçgen içindedir. Bu durumda, bu dönemde devlet katında daha fazla mücadele görebileceğimiz gibi, yer altı dünyasının simgesi olan Pluton’un tepe noktası ile birleşmesi, politik açıdan travmatik, huzursuz bir geçişte olduğumuzu vurgulamakta. Süregelen hukuki konular, mahkemeler (Satürn Oğlak burcuna göre 9. Evde yer almakta) Ankara atmosferindeki ivmesini güçlendirecek, gizli kalan ve güç odağı olan haline gelen konular tamamen ortada olacaktır.
Ülkemiz açısından bu dönemde, (Türkiye 2009 yazımdan)
20 Ocak’tan itibaren ekonomiden gelen işaretlere dikkat etmeye başlamalıyız. 18 Şubat’a kadar sürecek olan bu dönemde Türkiye’nin borç ödeme kapasitesi, Merkez Bankası ve Hazine’nin performansı gündemde olacaktır. Kritik koşullar ortaya çıkarken, borçların neden olduğu konular, finans piyasalarını, banka ve büyük şirketleri çok daha fazla ilgilendirmekte. Hatta Ocak son yarıda ortaya çıkan bu koşulların 4 Şubat sonrasında çok daha iyi takip edilmesi gereği var. 24 Ocak civarında ekonomi, kaynaklar ve üretimi test eden koşullar altındayız. Ekonomiye ilişkin çok daha ciddi kararların gündeme gelmesi mümkün. 26 Ocak günü yeniayla birlikte, gerçekleşen Güneş Tutulması finansal piyasalar, ekonomik faaliyetler alanında krizi yönlendirmek açısından önemli bir tarih olabilir. Ancak bu dönemde geri gitmekte olan Merkür Ocak sonuna kadar verilecek kararların çok fazla işe yarayamayabileceğini söylemekte. 29 Ocak sonrasında ve Şubat ayında, spekülatif konular, ekonomide daha fazla risk ve cesaret getiren konular, yatırımlar ve yatırımların piyasa değerini ilgilendiren durumlarla çok daha fazla ilgiliyiz. Ekonomi yönetimi çok hassas bir dengeden geçmekte. Bu dönemde gençlere ait konular da öne çıkabilir. 18 Şubat’a kadar olan dönemde, ekonomi, piyasalar, şirketlerin durumu ve borsa açısından kritik bir dönemden geçmekteyiz. 3-4 Şubat civarında ortaya çıkabilecek konular, belki de askeri konular, elde olmayan nedenler yüzünden ekonomi cephesinde huzursuzluklara yol açabilir. 9 Şubat civarında ekonomide uyanık olmak ve sadece beklentilere dayalı hareket etmemek gereği söz konusu. Genel olarak ekonomideki dalgalanmaların öne çıkacağı dönem 18 Şubat sonrasında geri plana gitmekte ve bu tarihten sonra uluslararası konulara, ABD ile Irak konusundaki diyalogların şaşırtıcı olabileceği bir döneme girmekteyiz. 21 Şubat civarında ekonomide yanlış beklentiler, hatalı kararlar dikkatle izlenmeli.
Kuşkusuz yerel seçimler için verilen tarih 29 Mart, yurtiçi barış açısından kritik koşulların ortaya çıkabileceği durumlara işaret etmekte. Bu nedenle, seçimler öncesinde Şubat ve Mart’ta, hem ABD’den kaynaklanan konular açısından, hem de Kuzey Irak’ı ve diğer sınırdaş komşularımızı ilgilendiren konularda yeni koşullardan geçmekteyiz. Bu durum 25 Şubat sonrasında çok daha belirgin olacaktır.
28 Şubat sonrasında ve Mart ayında, sosyal konulara, işçi ve emekçilerin konularına, üniversiteleri ve YÖK’ü ilgilendiren değişikliklerin, genel olarak hizmet sektörünü, doktorları ve kamu çalışanları anlatan konuların yine dikkat çekeceği görülmekte.
19.1.2009'da yazıldı.
