Balık burcunda yeniay ve Satürn-Uranüs karşıtlığı
Balık burcunda yeniayın gerçekleştiği 25 Şubat’ta gökyüzünde gezegenler, Satürn dışında, Oğlak-Koç burçları arasında yer alıyorlar. Kuşkusuz bu konum Satürn’ün konumunu özellikle öne çıkartmakta. Nitekim, 11 Mart’ta gerçekleşecek olan dolunayda, Güneş/Uranüs ve Satürn neredeyse karşı karşıya duruyor olacaklar. Özellikle içinde bulunduğumuz Satürn-Uranüs karşıtlığı sürecinde, gökyüzünün bize anlatmak istediği şey, bu karşıtlığın getirdiği konuları daha bilinçli biçimde görmemize, özellikle Satürn’ün bizden talep ettiklerini anlamımıza neden olmasıdır. Satürn-Uranüs karşıtlığının ilk raundu 4 Kasım’da gerçekleşmişti. Obama’nın da başkan seçilmesine eşzamanlılık gösteren bu dönemde, Uranüs’ün sunduğu değişim, yenilenme ve reform öne çıkmış, ancak ,ikinci karşılaşma olan 4 Şubat tarihinde, kazın ayağının öyle olmadığını görmüştük. Zira dünyada (özellikle ABD’de) karşılaşılan sorunlar, artık Balık’ın hayallerini, Balık burcundaki Uranüs’ün çok daha akılcı olmayan, desteksiz, daha çok delice bir umut pompalayan hezeyanlarını fark etmemize neden oldu. Bu bakımdan, önümüzdeki yeniay içerisinde, Balık burcundaki yeniayın getirdiği yaratıcı hayal gücü, sınırsızlık isteği, sosyal, dinsel ve hukuksal konulardaki tutumlar, yaklaşımlar, dolunay zamanı geldiğinde (11 Mart) büyük bir gerçeklik testi ile karşılaşacaktır.
Kuşkusuz hayallerimizi kaybetmemeli, önemsemeliyiz ancak bu dönemde ayağımızı da yerden kesmememiz gerekiyor. Doğum haritamızda, Başak hangi eve düşüyorsa, bu alandaki gerçekleri ve sınırlamaları göz ardı etmemiz, bir yandan da Balık burcunun bulunduğu eve ait konularda, yaratıcı yaklaşımlar geliştirebileceğimizi görebilmeliyiz. Aksi halde hızla ilerleyen bir aracın duvara çarpması gibi, büyük bir kırılma, çatırtı ve depresyon yaşayabiliriz. Balık-Başak burcu arasındaki kutuplaşmada, Satürn-Uranüs gerginliği, bu süre içinde akış içinde kalmamız gerektiğini, ümitlerimizi kaybetmemeyi, tam tersine bu ümit ve hayalleri daha somut hale getirebilmemiz için, sabırla detaylara bakabilmeyi, çalışmaktan kaçmamayı, hatta hizmet etmeyi hatırlatmakta. Bu karşıtlığı kendi haritalarında görmek isteyenler, tüm burç ev sistemini kullanarak, Balık – Başak ekseninin hangi evlere düştüğüne bakabilirler. Örnek vermek gerekirse, yükselen burcu Yay olanlar için, Balık (Uranüs) 4. Evde, Başak (Satürn) ise 10. Evde olacaktır. Aslına bakarsanız, bu karşıtlığı dinamik bir biçimde incelerseniz, önümüzdeki aylarda, özellikle 2010 yazında bu gerginliğin sonuçlarını Terazi-Koç ekseni üzerinde alacağımızı sezebilirsiniz. Bir düşünün bakalım, bu gerginlikler sizi nereye götürüyor, hangi yeni konularda, çok daha girişimci olabileceğinizi anlatıyor ? Sezin!
Yeniden 25 Şubat’ta gerçekleşecek olan yeniaya dönecek olursak, yeniay derecesinin Pluton ile sekstil dışında başka major açılar yapmadığını görüyoruz. Yeniay derecesinin dispozitörü, Jüpiter yeniay derecesini görememekte, hatta bu derecenin hiçbir asaletinin (yönetici Jüpiter, yücelim Venüs, Üçlü Mars, kısmi asalet Venüs) göremediğini söyleyebiliriz. Kuşkusuz Balık burcundaki yeniay dalgalanmalar, kararsızlıklar, hassasiyetler, kabullenmeler, çözülmeler ve sonlanmalar getirecektir. İstanbul’a ve Ankara’ya göre de, yükselen burçta (içerisinde 1. Evde Pluton yer alıyor) yer alan Oğlak, sınırlamaların olduğu, kontrollü davranılması gereken, özellikle hukuki, yasal ve dış politikaya, uluslararası konulara ait alanda sorumluluklar hatırlatan durumlara işaret etmekte. Haritanın 9. Evinde, Başak burcunda, geri harekette olan Satürn bu dönemde süregelen davaların, uluslararası konuların, bir yandan da medya, gazeteler ve iletişim alanlarının huzursuz bir dalgalanma içerisinde olabileceğini vurgulamakta. Ankara’ya göre olan haritada, tepe noktasının (MC) Akrep burcunun ilk derecelerinde olması ve ülkemizin Güneş’ine oldukça yakın durması, kuşkusuz hükümete ve devletin işleyişine ilişkin konuların yine ön planda olacağını gösterirken, yükselen burçtaki Pluton ile açısı günlük hayatın konuları içine zorlamalar, mücadeleler ve güç savaşları getirmekte. Özellikle Mart sonunda yapılacak yerel genel seçimler öncesinde, hükümet düzeyindeki konular, politikalar, medya üzerinde çok da mantıklı ve düzgün olmayan dalgalanmalar getirecek gibi gözükmekte.
Balık burcundaki yeniayın dispozitörü Jüpiter’e bakacak olursak, Jüpiter’in Kova burcunda, 2. Evde, Merkür ve kuzey ay düğümü ile yan yana olduğunu, hatta Mars’la yakın durduklarını, Venüs’le de sekstil açı içerisinde olduklarını görüyoruz. Bu çok meşgul bir Jüpiter’e işaret ediyor. Jüpiter hem kendi üçlü yöneticisi Merkür ile birleşmekte, hem de kısmı asalet yöneticisi Venüs’le açı içerisinde ancak kendi yöneticisi Satürn’le (Kova) birbirlerini göremiyorlar. Tüm bunlar ne anlama geliyor ?
2. evdeki gezegenler kuşkusuz bu dönemde, ekonomik gelişmelerin ve özellikle içerisine yabancıları, uluslarası konuları, IMF’yi alan gelişmelerin dikkat çekici olacağını göstermekte. Bu konularda daha fazla işbirliği yapılması mümkün olabilecek. Küresel krizin ülkemizi de en yakından izlediği bu dönemde, belki hükümet pek çok nedenle (özellikle seçim öncesi) rahat bakamadığı bu anlaşma, gerek Merkür’ün gerekse Venüs’ün açıları ile daha fazla netlik kazanabilir ve başarılabilir. Zira Jüpiter’in Satürn’ü görmemesi bu isteksizliği vurgulamakta (Satürn yönetici asaletinde) ancak üçlü yöneticisi Venüs’ün ve arabulucu Merkür’ün desteği söz konusu. Merkür’ün Kova burcunda kendi üçlüsünde olması, aynı zamanda Satürn’le de karşılıklı etkileşim içinde kalması bu durumu yine desteklemekte. Merkür aynı zamanda anlaşmaları da temsil eder.
6 Mart’tan itibaren Venüs’ün Koç burcunun tam ortasına vardığında gerilemeye başladığını göreceğiz. Bu geri hareket 17 Nisan’a kadar sürecek ve bu süre boyunca Venüs, yücelim yöneticisi olan Balık burcunun son derecesine kadar gerileyecek. Venüs bu dönemde Güneş’ten sonra yükseliyor (oksidantal durumda) kısaca çok agresif değil, ancak zayıf durumda olduğu Koç burcunda geri harekette olacak olması, genel olarak uyum, ilişkilerde denge ve huzur, parasal konular ve maddi birikimler açısından hatalı yaklaşımların dikkat çekebileceğini anlatmakta. İlişkiler ve parasal konular üzerinde daha fazla düşünüp taşınmak zorundayız. Ayrıca dolunaydan birkaç gün sonra, kısaca içerisinde olduğumuz koşulların ne kadar sınırlayıcı olduğunu daha fazla idrak etmemizin ardından, Mars 15 Mart’ta, yeniayın da dispozitörü olduğu Balık burcuna geçmekte. Her ne kadar Mars, Balık burcundaki delişmen Uranüs’le çok daha sonra birleşecek olsa da, 15 Mart sonrasında, inançlar yönünde duygusal çıkışlar, hiç de akılcı olmayan girişimler, idealler uğruna gözleri kapalı hareketler, içerisine dini temaları alabilecek taşkınlıklar söz konusu olabilir. Balık ülkemizin haritasında yabancılarla ilişkileri ve hukuksal konuları anlatan 9. Evde yer aldığı için, bu dönemde, gerek politik konuların, gerekse uluslararası konuların ülkemizi iyice dalgalandırması mümkün.
Kuşkusuz Satürn de, geri harekette, ülkemizin dip noktası üzerine yeniden gelmekte. Bu transit 22 Mart’tan itibaren daha fazla görülecek. Yıllık öngörümlerimde de, bu dönemde iç huzurun çok zorlanabileceğini ve özellikle güneydoğu anadoludaki gelişmelerin seçimler öncesinde önemli sıkıntılar yaratabileceğini ifade etmiştim. Bu açı 5 Nisan’da en üst seviyeye ulaşmakta. Uranüs ile bir arada ele alındığında başkaldırılar, huzursuzluklar dikkat çekmekte.
(Türkiye 2009 yazımdan)
Kuşkusuz yerel seçimler için verilen tarih 29 Mart, yurtiçi barış açısından kritik koşulların ortaya çıkabileceği durumlara işaret etmekte. Bu nedenle, seçimler öncesinde Şubat ve Mart’ta, hem ABD’den kaynaklanan konular açısından, hem de Kuzey Irak’ı ve diğer sınırdaş komşularımızı ilgilendiren konularda yeni koşullardan geçmekteyiz. Bu durum 25 Şubat sonrasında çok daha belirgin olacaktır. 28 Şubat sonrasında ve Mart ayında, sosyal konulara, işçi v emekçilerin konularına, üniversiteleri ve YÖK’ü ilgilendiren değişikliklerin, genel olarak hizmet sektörünü, doktorları ve kamu çalışanları anlatan konuların yine dikkat çekeceği görülmekte.
Mart ayında ülkede çok fazla şey tartışılıyor ve iletişim, kanalları, medya, basına ait konular, üniversiteler ve entelektüel kesimi içine alan konularda yoğunluk bir hareketlilik yaşanıyor. (Yeni bir gazete Habertürk yayın hayatına katıldı, Balbay tutuklandı) 6-9 Mart günlerinde, sürpriz gelişmeler, gerek dış ilişkiler, gerekse uluslararası konularda yenilenme getirebilir. (Bugünlerde Hillary Clinton, Barack Obama'nın ülkemizi ziyaret edebileceğini söyledi) Bugünlerde özellikle sınırdaş komşularla ilgili konularda (Irak, Yunanistan, Ermenistan gibi) plan değişiklikleri, sürprizler ve pek de kontrollü olmayan durumlar yüzünden zorlanabiliriz. Ancak yeni açılımlara da açığız. 15 Mart’tan itibaren uluslararası konularda çok daha girişken ve mücadeleci olacağımız bir döneme gireceğiz. Bu dönemde ABD ile ilişkilerin oldukça hassaslaşabileceği anlaşılmakta. Özellikle yerel seçimler öncesinde, Güneydoğu Anadolu bölgesinde Kuzey Irak’a komşu olduğumuz alanlardaki konuları, huzursuzluk ve dengesizlikleri öne almalıyız. Zira 29 Mart’tan itibaren bu alanda askeri koşullar sertleşebilir. 20 Mart sonrasında, iç işlerimiz açısından oldukça hareketli, telaş ve mücadele getiren durumlar artmakta. Seçimler öncesinde, yönetimi, hükümeti ilgilendiren konular yüzünden iç işlerinde çok daha agresif, sert ve mücadeleci bir tavrın ortaya çıkacağı görülmekte. Kuşkusuz bu durum ülkenin iç huzurunda önemli gerginliklere yol açabilir. 26 Mart’ta Koç burcunda gerçekleşen yeniay ülkemizin askeri konularda dünya platformunda çok daha etkin biçimde öne çıkabileceğini göstermekte. Bu dönemde savunma konusunda çok daha önlemci durumdayız. 29 Mart sonrasında ve Nisan ayında, hem karşıt görüşler, terörü ve iç dengeleri sarsabilecek konular öne çıkmaya başlamakta, hem de askeri durumlar daha fazla baskı getirmekte.