Kollektif Gezegenler
Paylaş » Kollektif Gezegenler yazısını FaceBook'ta paylaş Kollektif Gezegenler yazısını Twitter'de paylaş Kollektif Gezegenler yazısını Google'de paylaş Kollektif Gezegenler yazısını Delicious'ta paylaş Kollektif Gezegenler yazısını Digg'de paylaş Kollektif Gezegenler yazısını MySpace'de paylaş
 

Aşağıda Göklerin Bilgeliği kitabımdan Modern Gezegenler bölümünü okuyabilirsiniz.

Astroloji'ye yeni başlamış pek çok kişi, kollektif gezegenler olan Uranüs, Neptün ve Pluton'u burç yöneticisi olarak okumaktalar ancak bu burçların yapısı, aşkın özellikleri herhangi bir burca bağlanamayacak ölçüde büyüktür. Tarihsel süreçleri, kuşakları etkileyen bu güçlere yöneticilik yakıştırması, 20. yüzyılda Astroloji'nin tarihsel argümanlarını görmeden değerlendiren bir yaklaşımın sonucudur. Hem teoride hem de pratikte, Kova burcunun yöneticisinin Satürn, Balık'ın Jüpiter, Akrep'in Mars olduğu aşikardır. Gezegenlerin gece ve gündüz ayrımı (sekt kavramı) olmaksızın yapılan önceki değerlendirmelerin bilgiler içinde önemli bir çarpıtma yarattığını görebiliriz. Ayrıca, yöneticilik kavramı sadece tek bir yöneticilikle de sınırlı değildir. Bir burcun yücelim, üçlü, kısmi asalet ve dekan yöneticileri de vardır.

Göklerin Bilgeliği, R. Hakan Kırkoğlu Doğan Kitap, 2005

Modern Gezegenler

1781 yılında Uranüs’ün William Herschel tarafından keşfedilmesi ile Astroloji yepyeni bir döneme girmiştir. Uranüs, Neptün ve Pluto ancak teleskopla görülebilecek kadar uzak yörüngelerde hareket ederler. Bu yeni gezegenlerin Astroloji’ye katılması ile eskiden kopuş başlarken, bireyselden kollektife doğru da bir geçiş görürüz. Mars’a kadar olan gezegenler kişisel gezegenler olarak adlandırılırken, Jüpiter ve Satürn insanın sosyal katılımına ilişkin bilgiler verirler. Uranüs, Neptün ve Pluto ise çok daha ötede, hem kollektif hem de kuşakları birbirinden ayıran özellikler gösterirler.
 
Uranüs bir burçta yaklaşık 7 yıl, Neptün 14 yıl, Pluto ise yörünge düzleminin eğiminden dolayı daha değişken sürelerde, kalarak hareket ederler. Bu bakımdan bu gezegenler, kişinin kendi içinde bulunduğu kuşağın etkilerini ne ölçüde öne çıkardığını, ne ölçüde kollektif enerjilere açık olduğunu da açıklarlar. Kollektif olan, herkesça paylaşılan değerleri ve vizyonları kendi bulundukları kuşaklara aktarabilen kişiler, doğal olarak, yüksek düzeyde yaratıcılık ifade edeceklerdir. Sanatta, bilimde, tüm yaratıcılık alanlarında, başarılı kişiler, ortak olanı yakalayarak, bunu dünya düzeyine indirerek parlarlar.

Günümüz Astrolojisindeki en temel yanılgılardan birisi, kuşak gezegenlerini, sanki çok kolay erişilebilen enerjiler gibi değerlendirmekten kaynaklanmaktadır. Halbuki gerçek anlamda olgunlaşma Satürn seviyesinde gerçekleşir kişi ancak bu düzeyde olgunlaşabilirse, daha yüksek sıçramalar yaparak, kollektif olana ulaşabilir. Bu çok doğal durumu göz önüne alarak, Uranüs, Neptünve Pluto’ya sanki herkesin hemen kullanabileceği enerjiler gibi bakmamak gerekir. Eğer bu gezegenler, haritalarımızın önemli noktalarında yer alıyorlarsa, örneğin yükselen burçla ya da tepe noktası ile birleşiyor, ışıklarla (Güneş, Ay) açı içindeyse, I., IV., VII ya da X. evlerdeyse (öncü evler) ya da çok fazla açı yapıyorsa, yorum aşamasında bize çok önemli bilgiler verirken, kişinin aşkın enerjilerini de ön plana getirecektir. Bu enerjileri kullanmak çok daha gözle görülür biçimde sergilenebilecektir.

Benzer biçimde, kuşak gezegenlerini bir burcun yöneticisi olarak ele almak, sadece astrolojinin muhteşem simetrisini bozduğu gibi, önemli değerlendirme hatalarına da yol açar. Uranüs’ün Kova’yı, Neptün’ün Balık’ı Pluto’nun Akrep’i yönettiği sadece bir yakıştırmadır. Maalesef Astroloji’ye yeni başlayanlar bu yönde bilgilendirici uyarılarla karşılaşamadıkları için, doğal olarak, bu yakıştırmayı da olduğu gibi kabul etmektedirler. Tam tersine, modern gezegenler bir burcun hakimiyeti ile ilgili olamayacak kadar büyük, kollektif enerjiler sunarlar. Bu gezegenler transit geçtikleri burçların özelliklerini kendi enerjileri ile birleştirerek gerçekleştirirler. Örneğin Uranüs’ün en son Kova burcundan geçtiği 1995-2003 yılları arasında, tüm dünyada, sosyal, ekonomik ve teknolojik alanda Kova’nın temsil ettiği reform ve ilerleme özelliği çok daha hızlanarak ilerledi, bilgisayarın, dijital kameraların, internetin ve mobil telefonların ortaya çıktığını gördük.
 
Zira Uranüs modern olanı ve teknolojiyi ve aydınlanmayı anlatır. Uranüs’ün 1781 yılındaki keşfinin hemen ardından Fransız Devrimi, İngiltere’de sanayi devrimi ve günümüz kapitalist ekonomilerine yol açan yeni bir tarih ortaya çıktı. Uranüs 1989-1995 yılları arasında Oğlak burcundan gerçerken Berlin Duvarı yıkıldı ve Sovyetler Birliği tarihe gömüldü. Zira Oğlak, Satürn burcu olarak, duvarları, büyük sistemleri ve devletleri anlatır. Uranüs’ün ani yıkıcı gücü ve reformları bu kez, Oğlak üzerinde etkin olmuştu. Şimdi ise, Uranüs Balık burcundan geçerken, su elementinin sezgisi ve derinliği ile Uranüs’ün yenileyen enerjileri bir araya gelmekte, Balık sağlık, sağaltım, tıp ve ruhsal konularla ilişkili olduğu için, günümüzde alternatif sağlık yöntemlerinde büyük patlama, biyolojik ve psikolojik enerjilerin kullanılması, dini inançlar yolunda çok devingen, huzursuz enerjiler ortaya çıkmakta.

Kısaca özetlemek gerekirse, bu gezegenleri kollektif enerjiler olarak ele alırken,  burç yöneticileri olarak göremeyiz.

URANUS

Devrimler, aydınlanmalar ve büyük sıçramalarla birlikte görülen Uranüs, zihinsel enerjileri açıklayan Merkür’ün bir üst oktavı olarak da görülebilir. Uranüs bizim alışılmış yöntemlerin dışında nasıl bir iletişim gerçekleştirdiğimizi gösterir. Bu bakımdan radyo dalgaları, elektrik, elektromanyetik ve nükleer enerjiler ki, hepsi çağımızın ürünleridir, Uranüs’ün sembolü altında yer alırlar.

Uranüs’ün sembolünü incelersek, içinde pek çok gezegene ait seombolleri bir arada görürüz. Yarım ay biçimindeki iki eğri sanki bir anteni anlatır biçimde, haçın, yani maddi dünyanın iki yanında durmaktadır. Dairesel çizgiler ruhsal olanı anlatırlar. Bu bakımdan Uranüs’ün sembolünde, ruhsal olan maddi olanın hemen yanında yer alarak, ona aracılık etmekte, son derece subtil, sezgiye açık bir ifade sergilemektedir. Sembolün alt kısmında yer alan daire, Mars’ın dairesi gibidir bu yüzden Uranüs’de de Mars’ın kendini öne çıkartan, iddialı doğası vardır. İki yana açık daireler, geniş perspektifi ve  modern insan algısının büyük hacmine işaret eder. 

Uranüs’ün genel özellikleri

Otoriteden ve kontrol edilmekten hoşlanmayan, alışılmış olanın dışına çıkan, kurallara ve düzene değil, sezgilere açık bir zihin, sezgiye dayanarak bilginin bir kıvılcım gibi parlaması, bu yüzden kehanete ve buluşlara çok açık, duygusal bağlardan uzak, tamamen objektif ve yalnız, çok yüksek gerginlik, spasmik, egzantriklik, sapmalar, buluşçu, aşırı ve israrlı biçimde her koşulda kendi bağımsızlığını ifade etmek, bu yüzden anarşistçe ve yıkıcı biçimde davranmak, kendini bu yönde kahraman ilan eden, ani görüşlere hemen kucak açan, aşırı derece inatçı ve söz dinlemeyen, asilik, fanatikçe, şiddet dolu eylemler, garip ve toplum dışı kalan, sürgünde olanlar

Uranüs altındaki olaylar ve meslekler
Aniden gelişen olaylar, patlamalar, kazalar, yıldırım, depremler, uzayla ilgili gelişmeler, içinde yüksek teknoloji taşıyan olaylar, yüksek şiddet ve ayaklanma

Astrologlar, havacılar, elektrik, elektronik ve bilgisayarla uğraşanlar, kaşifler, buluşçular, patent sahipleri, öncüler, devrimciler, orijinal hatta anarşist düşünürler, bu yönde toplumu harekete geçirenler, reform getirenler

Fiziksel açıdan ve hastalık olarak
Beyin fonksiyonları, aura, elektromanyetik güçler, kalp kapakçıkları, motor hücreleri, genel olarak Merkür’le birlikte sinir sistemi

Kırılmalar, yanmalar, lezyonlar, spasmodik hastalıklar, felç, beyin boxuklukları, ritm bozuklukları, panik ataklar

Uranüs burçlarda

Uranüs Koç’ta (en son 1928-1935, gelecekte 2011-2019)
Koç burcunda Uranüs doğal olarak yenilikçi, başkaldıran doğasını ortaya koyacaktır. Bu kişiler yaşadıkları dönemin doğal liderleri ve başkaldıran yenilikçileri olabilirler. 1920’lerin sonları ve 1930’lartın ortalarına kadar olan dönemde insan hakları savunucuları, modern dünyayı savunan karakterler belirgin biçimde Uranüs’ün özgürlüklerini savundular. Bu kuşak hemen risk almayı ve öne çıkmayı savundu. Aynı dönemde dünyada işçi hareketleri, toplumda dışarı itilen kesimler, başkaldıranlar, örneğin gangsterler ve kanun dışı girişimler çok daha belirgin bir ivme kazandı. Örnekler Turgut Özal, Alexander Graham Bell, Clint Eastwood, Che Guevera, Cory Aquino, Yuri Gagarin, Neil Armstrong, Ross Perot, Rupert Murdoch, Shirley Maclaine

Uranüs Boğa’da (en son 1935-1941, gelecekte 2018-2025)
Bu kuşak en son II. Dünya Savaşı döneminde dünyaya geldi. Bu dönem maddi güvenin ve huzurun yıkıldığı savaş zamanlarına denk gelir. Hayatın maddi yönlerine ve paraya ilişkin konularda radikal düşünceler, yeni para kazanma yolları ve ilginç düşünceleri somuta indirgeyebilme bu kuşağın yetenekleri arasında yer alır. Radikal Uranüs muhafazakar Boğa’da çok rahat edemeyecektir. II. Dünya savaşı pek çok şeyi yıktı ve yerine yenisini koyma şansı getirmişti. Benzer şekilde bu dönemde doğanlar üretim alanında yeni yöntemler ve ardından gelen hızla
 gelişen sanayi toplumlara yol açtı. Bu grup para ve özgürlük arasında ikilemi de anlatır. Örnekler : Barbara Streisand, Brigitte Bardot, Dustin Hofmann, John Lennon, Germaine Greer, Joan Baez, Wole Soyinka

Uranüs İkizler’de (en son 1942-1949, gelecekte 2026-2033)
Parlak ve hızlı İkizler burcunda Uranüs zihinsel dehasını çok daha kolay ortaya koyar. Bu kuşak meraklı, yeni düşünceler ortaya koyan, bilim, teknoloji, edebiyat ve metafiziğe yepyeni enerjiler getirmiştir. Bilgisayarları geliştiren kuşak yine bu dönemde yer alır. Farklı görüşlere açık, eğitim alanında yenilikçi ve otoriteleri, özellikler eğitmenlerini sorgulan bir kuşaktır. II. dünya savaşı sonrasında artan iletişim ve sosyal değişim yine Uranüs İkizler enerjisini taşır. Matematiksel deha ve hızlı düşünme yeteneklerine açıklık söz konusudur. Örnekler David Helfgott, Paul Mc Cartney, Bill Clinton, Steven Spielberg

Uranüs Yengeç’te (en son 1949-1955, gelecekte 2033-2039)
Güven içinde olmak ve ailevi değerlere ilişkin değişiklikleri savunan bir kuşaktır. Uranüs bu burçta daha tedirgin ve huzursuz olabilir. Sezgiler dikkat çekicidir. Bu dönem aynı zamanda dünyada geleneksel aile yapısının bozulmaya başladığı döneme denk gelir. Özgürlük ve aile değerleri arasında ikilem söz konusudur. Bu dönem nüfus planlaması, doğum kontrolü ve kadının daha fazla özgürlükler kazandığı bir kuşağa da öncülük etmiştir. Örnekler: Pedro Almodovar, John Travolta, Kevin Costner, Meryl Streep, Peter Gabriel, Tony Blair

Uranüs Aslan’da (en son 1956-1962, gelecekte 2039-2046)
Bu kuşak yaratıcı alanda buluşçular, deneyselliğe önem verenler, sanata modern ögeler katanların zamanı olmuştur. Uranüs Aslan burcunda romantik eğilimlere elektrik ve cesaret ve yaratıcı ifadeye büyük özgürlükler getirmiştir. Alan Ginsberg, Jack Keroac, beatnikler bu dönemde yer alır. Bu dönem aynı zamanda sanatın toplumun geniş katmanlarına daha fazla ulaşmaya başladığı dönemdir. Yeni zevkler, bohem yaklaşımlar ve başkaldırı da dikkat çeker. Teknoloji dramatizasyon alanında etkin biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Eğlence dünyasına yeni fikirler ve başkaldırı girmiştir. Örnekler: David Copperfield, Madonna, Prince, Tom Hanks

Uranüs Başak’ta (en son 1962-1969, gelecekte 2046-2052)
Modern teknolojinin ve bilgisayarların üretim alanına uygulanması bu dönemde gerçekleşmiştir. Başak ekoloji, hijyen ve sağlık konularında da reformlar getirmiştir. İlk açık kalp ameliyatı Uranüs Başak’ta iken gerçekleştirildi. Bu yıllarda teknoloji istihdamı güçlü bir biçimde değiştirdi ve iş hayatında ani değişiklikler  yaşandı. Bürokrasi teknolojiyle tanıştı. Ayrıca bu dönemde toplumsal eleştiri başkaldıran bir tutum kazandı. Punk modası bunun açık bir örneği oldu. Merkür burcu Başak’ta Uranüs detaylardan orijinal sonuçlar çıkarabilme yeteneği ile birlikte, yüksek gerginlik taşıyan bir jenerasyon getirdi. Bu jenerasyon kompüterin gelişim sürecini eğitim hayatında tanıyan ilkler oldular. Ekolojik tehlikelere ve sağaltım yöntemlerinde reformlara açık duruyorlar. Örnekler: Albert Einstein, Alexander Fleming, Upton Sinclair, Brooke Shields, Gary Kasparov, Jodie Foster, K.D. Lang, Kurt Cobain, Nicolas Cage

Uranüs Terazi’de (en son 1969-1975)
Bu dönemde evlilik kurumu büyük bir değişiklik geçirmiş, boşanma oranı hızla artmış ve özgürlük ve ilişkiler sorgulanmıştır. Sosyal bilinçte yükselme olmuş, ilişkileri yönlendiren hukuki kurallar değişim göstermiştir. Sosyal normlardaki bu değişim aynı zamanda Modaya da yansımış ve bu alanda gelenekseli yıkan bir yaklaşım ortaya konmuştur. Aynı zamanda politikada doğruluk ve dürüstlük teması da öne çıkmıştır. Nixon skandalı bunun en açık örneğidir. Örnekler: Victor Hugo, Adolf Hitler, Charles Chaplin, Uma Thurman, Cladia Schiffer,  Leonardo di Caprio, River Phoenix

Uranüs Akrep’te (en son 1975-1981)
Cinsel devrim bu dönemde yaşanmıştır. Uranüs Akrep’te aşırılıkları, cinselliğe ve duygusal paylaşıma ait konuları ve büyük güçlerin kullanılmasını gündeme getirmiştir. Cinsel özgürlük ve nükleer enerji dönemi başlamıştır. Gücün ve cinselliğin kullanımı çok daha tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu kuşak 2020’lerde dünyada hakimiyet kuracaktır. Akrep doğal yıkımı ve ölümü ve yeniden doğumu açıkladığı için ozon tabakasının delinmesi, ormanların azalması, nükleer kazalar ve şiddet konuları bu dönemde öne çıkabilir. Tarihten örnekler :Martha Graham, Herman Goering, Joseph Goebbels, Rudolph Valentino

Uranüs Yay’da (en son 1981-1988)
Bu kuşak dini konularda özgürlük arayan, sosyal normları sorgulayan, özgürlük arayan, kültürel ve akademik alanda değişimi ve globalizasyonu simgeleyen kuşaktır. Önümüzdeki yıllarda etkisini daha belirgin biçimde ortaya koyacaklar. Evrensel yasaları sorgulayan, alışılmamış olana açık  düşünürler ve dini konularda reformları savunan kişiler olacaklardır. Bu dönem aynı zamanda dinsel terörün de belirginlik kazandığı yıllara karşılık gelir. Tarihten örnekler: Christopher Isherwood, Ernest Hemingway, Karl Marx, Walt Disney

Uranüs Oğlak’ta (en son 1988-1995)
Bu dönemde tarihte büyük yapılar yıkılmış ve devletler önemli, ani dönüşümlere girmiştir. Berlin Duvarının yıkılması ve Sovyetler Birliği’nin dağılması bu dönemde gerçekleşmiştir. Bu kuşak devlet yönetimi ve bürokrasi reformları ve iş hayatında yeni teknolojileri açıklar. Otorite ve statüko sorgulanmaktadır. Tarihte Viktorya döneminin sorgulanması ve I. dünya savaşını hazırlayan koşullar gerçekleşmişti. Çok daha ileri yıllarda bu jenerasyon toplumsal alanda büyük değişimleri ve yeni enstitüleri ortaya koyacaktır. Tarihten örnekler: Christian Dior, Greta Garbo, Joseph McCarty

Uranüs Kova’da (en son 1995-2003)
Bu dönem dünyada globalizasyonu hızlandırdı ve haberleşme teknolojisini tamamen kompüterize hale getirdi. Yüksek teknoloji hayatımızın kaçınılmaz bir parçası oldu. Ev bilgisayarlarından internete, mobil telefonlardan yüksek hızda ulaşıma pek çok alanda toplumsal dinamizm büyük bir hız kazandı. Demokrasi dünyanın pek çok alanına yayılırken, insanın içinde bulunduğu durum çok daha sorgulandı. Bireysellik, kardeşlik duygusu büyük toplumsal hareketlere dönüştü. Tarihte Rus Devrimi Uranüs Kova burcundayken gerçekleşmişti. Bu dönem radikal görüşleri ve toplumsal çalkantıları açıklar. Tarihten örnekler : Frank Sinatra, Indra Gandhi, John Fitzgerald Kennedy, Orson Welles, Yehudi Menuhin

Uranüs Balık’ta (en son 1919-1927 ve 2003-2010)
Şimdi Uranüs Balık dönemi içindeyiz ve önümüzdeki yıllarda dini konularda reformlar, tıpta reformlar (Balık/Başak), ruhsal alanda yeni bilinçler ve madde-enerji bağlantısını vurgulayan bilimsel gelişmeler, sezgileri ve ESP’yi içeren buluşlar, aynı zamanda uyuşturucu, ilaçlar ve tıp alanında hareketlenme, geniş boyutlu salgınlar (örneğin SARS) dikkat çekecektir. Bu kuşakta doğanlar hayatın gizemlerine açık, bilinçaltını dışarı yaratıcı biçimde yansıtabilecek, özellikle sanatta, sinemada ve bilimsel alanda sezgilere son derece açık kişiler olacaklardır.  Uranüs Balık’ta insanlık bilincinin sınırlarını genişletecek ve ruhsal arayışlara yeni boyutlar getirecektir. Tarihten örnekler : Wolfgang Amadeus Mozart, Alex Haley, Henry Kissinger, Lee Iacocca, Marilyn Monroe, Miles Davis, Peter Sellers, Paul Newman, Robert Altman

NEPTÜN

Neptün 1846 yılında, Uranüs’ün yörüngesindeki sapmaların ortaya konması ile birlikte keşfedilmiştir. Keşfi ile birlikte, dünyadaki sosyal gelişmelere bakıldığında  edebiyatta ve sanatta romantizm akımı, psikolojinin bir bilim dalı olarak gelişmeye başlaması ve aynı zamanda spritüalist akımların da (Theosophyical Society ve Madame Blavatksy) ortaya çıktığı görülmektedir. Venüs’ün bir üst oktavı şeklinde de değerlendirilebilen Neptün bizi entelektüel bilinçten kurtaran ve çözen, yaşadığımız evrenle ruhsal birliktelik ve onun içinde çözünme sağlayan, büyüleyici güzellik sunan ve kendinden geçmeye neden olan (vecd durumu), bu yüzden duyu ötesi algılamaya yol açan ve maddi olandan uzaklaşan, idealizme ve kendini kurban etmeye açık bir enerji olarak ifade edilir.

Neptün’ün simgesi üç çatallı bir mızrağı andırır ve dolayısıyla mitolojide okyanusların Poseidon’la doğrudan ilişkilidir. Okyanus insan bilincinin sınırsızlığını, genişliğini ve duygusal açıdan sarhoş edebilecek gücünü de açıklar. Simgesine yakından bakıldığında, maddenin ruhu anlamına gelebilecek bir ifade görülür. Madde, haç, yarım ay biçimindeki ruhun hemen altında yer alır. Neptün bu anlamıyla maddeyi aşan, maddeden çözülen, spritüel ve mistik deneyim alanını temsil eder. Neptün tıpkı denizler ve okyanuslar gibi en büyük çözücü ve dağıtıcıdır.

Neptün’ün genel özellikleri

Neptün şekilsiz, estetik, güzelliğin en ince nüanslarına duyarlı biçimde açık, meditasyon sırasında ortaya çıkan bilinç, fedakar ve kendini kurban edecek derecede ince ve zayıf, belirsiz ve karmaşık, salt mantıkla kavranamayan, sanal lan, son derece uçucu, soyut olana çekilen ve romantik, kendini kaybetmeye, aldatmaya ve aldanmaya tamamen açık, ruhsal açıdan hassas, medyumik, artistik, dans eden, ritme ve akıma uyan, üstümüzü bir sis gibi örterek pasifize eden enerjileri açıklar.

Sezgiler, yanlış temele, gerçekçi olmayan girişimler, ümitler, sosyalist ve popülist politikalar, psişik enerjiler, hileler, film endüstrisi, sahtekarlık ve halüsinasyon Neptün’ün ifadeleridir.

Neptün  altındaki olaylar ve meslekler
Karmaşalar, skandallar, uzun süren belirsizlikler, aldanmalar, son derece estetik, ilham getiren olaylar, ruhsal eğilimler, su, denizler, kimyasallar, özellikle petrol ve gazlar, zehirler

Sanatkar dehalar, romantikler, hayalciler, medyumlar, artistik, ilhama dayalı çalışanlar, şairler, ressamlar, psişikler, medyumlar ve mistikler, sahte peygamberler

Fiziksel açıdan ve hastalık olarak
Beyin epifizi, hücre gelişimini ve büyümesini sağlayan oluşumlar, karın boşluğu, psişik ve telepatik fonksiyonlar, ESP

Bünye zayıflığı, anemi, katalepsi, ilaç ve uyuşturucu bağımlılığı, her türlü aşırı bağımlılıklar, zehirlenmeler, nevrozlar, zayıflatan hastalıklar, enerji yitimi, motivasyon ve canlılık kaybı,  hormon anormallikleri, hypocondria, şizofreni ve depresyonlar

Neptün Burçlarda
Neptün burçlarda evrensel enerjilerin insanın kollektif bilincine hangi yollardan yayıldığı, ruhsal alanda insanları bir araya getiren ortak değerleri ve romantik, yaratıcı süreçleri anlatır. Bu gezegenin burç değiştirmesinin sinemada akımları ve zevkleri yakından etkilediği görülmektedir.

Neptün İkizler’de (1887-1902)
Tarihte bu dönem ruhsal fikirlerin ve mistisizm arayışının öne çıktığı zamanlara işaret eder. Theosophycal Society, Madame Blavatksy ve aynı zamanda romantik akımın dönemidir.

Neptün Yengeç’te (1901-1916)
Bu dönem ailelerin de dağıldığı I. Dünya Savaşına denk gelir. Doğaya, aileye, köklere hassas bir yaklaşımı vurgular. Spiritüel alanda acı çekmek ve büyük fedakarlıklara işaret etmiştir.

Neptün Aslan’da (1914-1929)
Bu dönemde modada, sanatta parlaklık, gösteriş ve 1929 Büyük Borsa çöküşü ve ekonomik depresyona kadar süren şaşalı bir dönemi anlatır. (kükreyen 20’ler) Yaratıcı alanda ilhama büyük açıklık, 1917 Rus Devrimi, krallıkların çözülmesi yine bu yıllardadır. Dramatik ifade belirgindir.

Neptün Başak’ta (1928-1943)
Büyük depresyon sonrası dönemi ve ekonomik kaosun yaşandığı yılları anlatır. Ruhsal değerlerden uzaklaşma dikkat çeker. Kimyasalların besin maddelerine ilk defa eklenmeye başladığı yıllardır. Sentetik ilaçlar da bu yıllarda üretilmeye başlanmıştır.

Neptün Terazi’de (1942-1957)
Çiçek çocuklar, barış gösterileri ve idealizm bu dönemin önemli işaretleridir. Aşk, sanat, müzik ve genel olarak toplumsal normlarda gevşeme, romantizm dikkat çekmiştir. Bu „savaşma seviş“ kuşağıdır. Savaş sonrası yılları açıklar.

Neptün Akrep’te (1957-1970)
Sanatta fantastik yapıtların yanı sıra cinsellik, aşırı uçlar ve yer altı dünyasının gizli gücü bu dönemde belirginleşir. Uyuşturucu kullanılması, ikili ilişkilerde yoğun değer arayışları ve büyük huzursuzluk gündemdedir. Spritüel arayış yanında cinsel alanda önlemsizlik ve uyuşturucular Aids’in yayılmasına hız katmıştır. Bu dönem kuşak olarak dejenerasyonu açıklar.

Neptün Yay’da (1970-1984)
Sürekli arayış içinde olanların, ruhsal değerlere ve egzotik olana açık kişilerin, özellikle hippi kuşağının göstergesidir. Neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda daha büyük bir karmaşa yaşanmıştır. Ahlaki değer ve ruhsal görüşler, dinler daha fazla sorgulanmıştır.

Neptün Oğlak’ta (1984-1998)
Devlete ve kurumlara olan güvenin daha fazla sorgulandığı ve yuppie kuşağının ortaya çıktığı, maddi değerleri ve statüyü daha fazla vurgulayan sosyal trendlerin rağbet gördüğü bir dönem olmuştur. Aynı zamanda globalizasyonu arttıtmış, atıkların ekolojik dengeye olan tahribatının farkına varıldığı yıllar olmuştur.

Neptün Kova’da (1998-2012)
İçinde bulunduğumuz bu dönemde insani değerler, toplumsal hareketler büyük bir karmaşa sergilemektedir. Kova burcunda Neptün yeni çağ akımlarının da güç kazanmaya başlamasına ve idealizme yol açan görüşlere açık duran, Sosyalizmin ve insanca paylaşımın yeniden şekillendiği bir dönem olacaktır.

Neptün Balık’ta (2012-2025)
Neptün’ün Balık burcundan geçeceği önümüzdeki yıllarda insanlık ruhsal, dinsel ve evrensel temalara çok daha açık ve hassas bir dönemden geçecek, üstün yaratıcılık ve hayal gücünü vurgulayan eserlerin öne çıkacağı bir dönem yaşayacaktır.

PLUTO

Fotoğraf araştırmaları ile 1930 yılında keşfedilen Pluto’nun gezegen statüsü bile hala tartışılmaktadır. Keşfi atom bombasının ilk defa üretilmesine denk gelmesi son derece manidardır. Zira yeni bir gezegenin keşfi uygarlığın yeni basamaklarına işaret eder. Tıpkı Uranüs ve Neptün’ün bulunuşunda olduğu gibi. Pluto’nun keşfi ile birlikte insanlık artık kendisi ile birlikte tüm dünyayı yok edebilecek bir kapasiteye, yüksek bir güce ulaştı. Pluto büyük güçlerin, büyük zenginliklerin ve hazinelerin gezegenidir. Mitolojideki karşılığı olan Hades’le yan yana düşünüldüğünde, yer altını, karanlığı, ve tıpkı kraliçe Iştarın yer altına inişi gibi büyük bir dönüşümü ve transformasyonu açıklar. Bu büyük güç sadece kendini dönüştürmekle de kalmaz, çevresini de değiştirmek ve yönetmek ister. Pluto aynı zamanda, bu yok edici güç eşliğinde yer altı güçlerini ve mafyayı da sembolize eder.

Pluto’nun genel özellikleri

Mars’ın bir üst oktavı olarak da kabul edilebilen Pluto, derine inici, kurcalıyıcı, bir bakıma psikanalitiktir. Yer altının insandaki karşılığını bilinçaltı olarak görebiliriz. Pluto en derinlere inen, korkuları ve güdüleri ortaya çıkaran, arzuları açığa çıkaran, tutkuları ve gücü yönetme isteğini anlatan, bir volkan gibi belirli zamanlarda kendini aniden ortaya çıkarak hissettiren, yıkıcı ve taviz vermek istemeyen, inatçı güdüleri açıklar. Ölmek, yeniden doğan ve sürekli bir değişim içinde olmak evrenin en temel yasalarındandır ve son gezegen Pluto bu ilkeler ile çalışır.

Pluto ölü olan bir derinin vücuttan atılması gibi derin ve yavaş bir değişimi açıklar. Yok etmek ve ortadan kaldırmak, öldüresiye zorlamak ve baskı kurmak, korkutmak, bastırmak, sindirmek ve kişiler ve düşünceler üzerinde baskı uygulamak, derin devlet, sosyal alanda baskılar Pluto enerjisi ile açıklanırlar.

Psikolojik düzeyde Pluto kendi içimizdeki en büyük güce erişmek, kaderimizi yönlendiren büyük güçlerle yüzleşmek, bir bakıma ölümün kenarına gelmek ve ölümü her seviyede, duygusal, fiziksel ve ruhsal düzeyde deneyimlemektir. Böylece kişi, ölümle yüzleşerek ölümsüzlüğün anlamını ve kendi sınırlarını test eder. Pluto yoğun, zorlayıcı, israrcı, sürekli bir güç savaşı içinde olan ve manipüle eden enerjileri açıklar. Son derece dramatik, kendisini ve çevresini cezalandırıcı, acımasız ve mutlak olanı arayan biçimde hareket eder. Pluto’nun olduğu yerde hayatımızın, kaderimizin yönlendirici güçleriyle, gerçek benlik ve bilinçaltı ile karşılaşırız. Pluto her zaman yığınları, kitleleri etkiler, onlar aracılığıyla kendini ortaya koyar ve gücü kontrol dışı olacaktır. Pluto gücünü her yolu deneyerek ve tutkuyla hatta gizli güçler ve büyülerle kontrol ederek ortaya koyabilir.

Pluto’nun astrolojik sembolünde, yarım daire Ay ile kuşatılmış daire ruhun bütünlüğünü, ruhun ya da Güneş’in merkezini anlatır. Yarım daire Ay ise Ay’ın kadehidir ve geçmişin, ölü olanın, artık işe yaramaz olanın işaretidir. Pluto bu anlamıyla ölüme aracılık eder, yeniyi getirir. Yeniden dünyaya geliş üremenin de bir işaretidir ve bu yönüyle cinsellikle de bağ kurulabilir. Bu ruh altında maddeye yani haça bağlı durur. Bedenin üzerinde duran ruh ve Güneş kendini aşmayı, transı, kaçınılmaz transformasyonu anlatır. 

Pluto  altındaki olaylar ve meslekler
Büyük dönüşümler, yığınların ölmesi ve yeniden doğması, milletlerin ölümü ve yeniden şekillenmesi, baskı ve soykırım, yer altı faaliyetleri, büyük güç ve servet peşinde hareket edilmesi ve yok edici durma gelme, propaganda ve totaliter rejimler

Yer altında çalışanlar, madenciler, arkeologlar, büyük organizasyonların ve güçlerin başında olanlar, mafya, nükleer bilimciler, operatör doktorlar, hipnoz ve uzaktan etkileme kullanan kişiler, majisyenler

Fiziksel açıdan ve hastalık olarak
Metabolizmanın hızı, karın boşluğu, kuyruk sokumu ve belkemiği bölgelerindeki sinirleri birleştiren merkezleri

Vücutta mineral birikimine bağlı olarak artirit ve arteriyoskleroz, boşaltımla ilgili hastalıklar, endişe ve paranoyalar, kompülsif eğilimler

Pluto burçlarda
Tarihsel açıdan Pluto geçtiği burçla ilgili olarak büyük güçleri harekete geçirir ve büyük güçlerin yıkıcılığını söz konusu burç aracılığı ile ortaya koyar. Pluto geçtiği burçlarda karanlıkta olanı, kollektif bilinç altında biriken tüm enerjileri yıkıcı biçimde ya da insanlığı tehdit eder biçimde de ortaya koyabilir.
 
Pluto İkizler’de (1884-1913)
İletişimde telefonun icadı, taşımacılıkta sosyal yaşamı yeniden yaratan tüm süreçler, otomobil ve uçak bu yıllarda uygarlığa katılmıştır. Bu yıllarda eğitimin kollektif düzeye etkisi büyük bir canlanmaya yol açmıştır.

Pluto Yengeç’te (1912-1939)
Bu dönem hem I. Dünya savaşına hem de II. Dünya savaşının da başlangıcına denk gelir. Pluto aile bağlarını, güven temasını yıpratmış ve insanlık büyük yıkımlara şahit olmuştur. Soykırımlar (Yengeç aile ve klan) ve büyük savaşlar Pluto Yengeç’in mirasıdır.

Pluto Aslan’da (1937-1958)
Bu dönem nükleer gücün ortaya çıktığı ve II. Dünya savaşınnın yaşandığı dönemdir. Aslan kişisel gücün ve karizmanın burcu Pluto ise gizli güçlerin gezegenidir. Bu dönemde karizmatik kişilikler insanlık tarihini baştan sona etkilemiş ve bir yandan da mutlak otoriteler ve baskı rejimleri boy göstermiştir. Yığınlar baskı altında kalmaktan çok daha şikayetçi olurlarken, kişisel düzeyde kendi gücünü ortaya koyma ve herkesin bir şey olma, bir star olabilme arzusu da körüklenmiştir.

Pluto Başak’ta (1956-1972)
Özellikle üretim, sanayi alanında değişimler, beslenme, çalışma ve sağlık alanında devasa adımlar ve bir yanda da tüm bu alanlarda risklerin, yıkımların ve ekolojik tehlikelerin belirgin hale geldiği yıllardır. Uretim teknolojileri baştan sona değiştiği, yığın üretim, sanayilerde ve iş ortamında yenilenme, işçi hareketlerinin terörle birleştiği yıllardır.

Pluto Terazi’de (1971-1984)
Evlilik ve sosyal değerlere ait değişimin yoğun biçimde yaşandığı yıllardır. Sosyal koşullardaki değişim, çekirdek ailenin bozulması ilişkileri de yeniden tanımlamıştır. Bu dönem aynı zamanda Psikoterapi ve Danışmanlık alanını da daha fazla ön plana çıkarmış, ilişkilerde kuşku, şüphe ve samimi duyguları ifade edememe ilişkilerin önemli bir parçası olarak gündeme girmiştir.

Pluto Akrep’te (1983-1995)
Kaynakların ve kişisel gücün kötüye kullanılması, Aids’in ortaya çıkışı, toplu ölümler, ölüme yakın deneyimlerin araştırılması, pek çok alanda aşırılıklar ve genel olarak kötüye kullanım bu dönemde daha belirgin hale gelmiştir. Genetik mühendisliği ve madenin yapıtaşlarına ait buluşlar da dikkat çekmiştir.

Pluto Yay’da (1995-2008)
İçinde bulunduğumuz bu dönemde dinsel şiddet, dini alanda baskılar, dini rejimlerin dönüşüm içine girmesi, uluslar arası (Yay) terörizm en dikkat çekici konular olarak ortaya çıkmaktadır. Bu yıllarda aynı zamanda yeni uygarlıklar ve uzaklarla temas (Ufolar) çok daha açık bir biçimde gündeme gelmektedir.

Pluto Oğlak’ta (2008-2024)
Önümüzdeki yıllarda doğacak olan bu dönem devletlerin, büyük organizasyonların dönüşümüne ve dünyanın tek bir elden yönetimi gibi büyük istekleri bu yöndeki mücadeleleri ortaya çıkartabilir. ABD’nin Güneş’i Yengeç burcunda olduğu için bu dönem tarihte ABD’ye çok açık ve belirgin biçimde karşı çıkan güçlerin doğumuna işaret edebilir.

Göklerin Bilgeliği, R. Hakan Kırkoğlu Doğan Kitap, 2005

 
Paylaş » Kollektif Gezegenler yazısını FaceBook'ta paylaş Kollektif Gezegenler yazısını Twitter'de paylaş Kollektif Gezegenler yazısını Google'de paylaş Kollektif Gezegenler yazısını Delicious'ta paylaş Kollektif Gezegenler yazısını Digg'de paylaş Kollektif Gezegenler yazısını MySpace'de paylaş

2021`de Türkiye...
Mevlana:Astrolojik bir portre...
2013`te Türkiye...
Neptün Balık`ta...
2010`da Türkiye...
Kova`da üçlü kavuşum - Melanie...
Satürn-Uranüs Karşıtlığı- Mela...
Barack Obama...
Kollektif Gezegenler...
Çin`in gelecek devrimi...
 
Ekle
Çıkart
e-Posta adresinizi yazın
Copyright © 2003-2024 R.Hakan KIRKOĞLU Bucks - Digital Media Publishing Agency