Hepimiz yaralarımızdan büyük şeyler öğreniriz, yara ne kadar derinse, o kadar büyürüz
Hayatta yaralı olmak, bir nedenle yara taşımak, çoğunlukla bilinçsiz biçimde yaşadığımız ve ancak kendimizden uyanarak farkına varabileceğimiz bir durumdur. Bu yara hayatın her alanında olabilir, yaşam temalarını içine alabilir. Kendini ifade edememek, iletişim kuramamak, kendini aileden ya da anneden kopuk hissetmek, hatta kendini toplumdan kopuk hissetmek yaşam boyu üzerinde uğraşacağımız itilimler yaratır. Yaralar boşuna değildir, çünkü yaralar büyütür ve gelişmemize yol açar. Bu yazıda, Astroloji’nin daha sınır konularından, Santorlardan söz ediyorum.
Gezegenler bize bilincimizin sınırlarını gösterir. Güneş, Ay ya da Merkür, günlük hayatın içinde varolan konuları içerdiği için, bunları doğuştan kullanırız, zira Güneş yaşam enerjimiz, Ay bizi koruyan kozmik anne, Merkür de algıdır. Ancak daha ötelere gittiğimizde, bireysel olarak bizi çok farklı bilinçlerle karşılaşırız. Kuşakları etkileyen ve bir burçta uzun yıllar kalan Uranüs, Neptün ve Pluton bireyi aşan, kollektif bilincin parçalarıdır. Peki Kiron ? Bu gezegenimsi 1977 yılında keşfedildiğinden bu yana Astroloji literatürüne yeni tanımlar, konseptler eklenmeye başlandı. Yaralı şifacı olarak adlandırabileceğimiz Kiron’un bulunduğu burç, ev ve yaptığı açılar hayatta bizi yaralayarak bilgelik kazanmamıza yol temalara işaret eder. Bir yönüylü bu yara, Kiron’un bulunduğu burcun konuları ile bir kopukluk, mahrumiyet yaşadığımızı gösterir.
Örneğin Muhammed Ali’nin haritasında Aslan burcundaki Kiron (yükselen Aslan burcunda) Ali’nin güçlü olmak, kral olmak, sevmek ve sevilmek konusunda hayatında kopukluk yaşamış olduğunu gösterebilir. Güçlü olmaya verilen önem, bu yöndeki yaralardan kaynaklanır. Eğer hayatımızda bir konuyu ne kadar önemsiyorsak, yarası olan gocunur misali, o temanın şifa bulması için bir değişim sürecinden geçmemiz gerekir. Kiron’un burçlar kuşağındaki turu 50 yıl olduğu için, bu ancak orta yaşlardan itibaren daha iyi hazmedilen bir sürece işaret eder.
Bu arada Kiron konusunun öncü yazarlarından Melanie Reinhart, 18 Nisan hafta sonunda Kiron, Nessus ve Pholus, kısaca Santorların psikolojisi üzerine bir seminer vermek üzere İstanbul’a geliyor. Konuyla ilgili bilgiler için tıklayınız. Santorlardan Kiron hayatımız süresince bizi derinden yönlendiren, geliştiren, bilincimizin sınırlarını büyüten konulara işaret eder. Kiron yüzünden kimi zaman yaralı, kimi zaman yaralayan ya da kurban rolünde olabiliriz. Kiron haritamızda hangi burçta yer alıyorsa, o burcun sembolünü içeren konularda, kendimizi daha yüksek bir bilinç düzeyine taşımak isteriz. Amaç sadece yarayı iyileştirmek değildir, zira yara iyileşmeyecektir ancak yara sayesinde kendimizi daha aşkın enerjiler ve gelişme imkanları içinde buluruz. Yara ne kadar kanıyorsa, ne kadar ön plandaysa, o oranda gelişebiliriz.
Yazının sonunda bazı tanınmış kişilerin Kiron’larının hangi burçlarda olduğunu not ederek sizlere düşünme egzersizi bırakıyorum. Tayyip Erdoğan (Oğlak: Devlet, otorite, sistem), Salvador Dali (Kova:orijinalite, özgürlük, geleceğe bakmak), Barack Obama (Balık: Fedakarlık, kabullenme, kollektif içinde erime), Fazıl Say (Koç: cesaret, tek başına kalma, hayatta kalma savaşı)
R. Hakan Kırkoğlu
8 Mart 2009 Pazar yazısı, Milliyet
