Bu dönemde, sıkışık bir tempo içinde ( Satürn/Uranüs karşıtlığının bir yansıması olsa gerek) elimdeki işleri tamamlama gayreti gösterirken, yeniay yazılarıma zaman ayırmakta zorlanıyorum. Ancak en azından kısa bir biçimde de olsa, içinden geçtiğimiz bu kritik dönemin astrolojik açılımlarını sizlerle paylaşmak istedim. Bu karşıtlığın getirdiği dinamizmi, kendi haritanızda düştüğü evler ekseninde siz de değerlendirebilirsiniz.
Bildiğiniz gibi Satürn – Uranüs, doğaları itibarıyle birbirlerine keskin bir karşıtlık gösteren iki gezegen ve bu nedenle karşıt içinde kaldıkları bu süreç, (İlki 4 Kasım 2008’de ABD Başkanlık seçimleri anına denk gelmişti ve şimdi 15 Eylül’de en yüksek gerginliği taşıyan 3.sü gerçekleşmekte) yıkmak, devirmek ve yeniden inşaa etmenin gerginliğini içerisinde taşımakta.
Yaşadığımız gerçekliği, sınırlarımızı ve gerçekçi ve disiplinli biçimde yeniden şekle sokmayı anlatan Satürn 2007 sonbaharından bu yana, Balık burcunun karşısına, Başak burcuna ilerlemişti ve son bir yıldan bu yana da Uranüs’le karşı karşıya gelmeye başladı. Aslında bu süreç 2003’ten beri başlayan ve Uranüs’ün getirdiği dalgalanmaları, sarsılmaları, anilikleri ve düzensizlikleri (tıpkı Ülke olarak da yaşadığımız süreç gibi) yeni bir rotaya ve şekle oturtan bir dinamik olarak görülebilir. Kendi kişisel haritanızda Balık burcunun bulunduğu evde (Tüm burç sistemine göre bakarsanız, yükselen burcu 1. ev alarak, ardından gelen burçları birer birer sıraya koyduğunuzda) 2003 yılında bu yana uyanışlar, sarsılmalar, heyecanlar, yenilenmeler ve eski kalıpları geride bırakan, daha özgün ve özgür kılan olaylar yaşamaktasınız. Ancak 2007 Eylül’ünden bu yana Satürn bu evin tam karşısına yerleşmeye başlamıştı, bu nedenle, süreci daha rahat görebilmeniz açısından, bu tarihten sonraki yeni duruma göz atarsanız, sözünü ettiğimiz ani değişiklikler ve pek de akılcı olmayan, sezgilere dayanan (Balık) özgürlük itilimi ve yenilikler artık Satürn tarafından şekle sokulmak ve daha gerçekçi bir zemin kazanmak durumunda.
Satürn – Uranüs karşıtlığında esas olan bu değişimi kırılmadan nasıl gerçekleştireceğimiz sorusudur. Zira Satürn varolan statükoyu, geçmişten bu yana inşaa ettiğimiz, gerçekleştirmek durumunda kaldığımız temeli anlatır ancak şimdi bu bağlamda, eski kalıpları dengeli bir biçimde geride bırakmanın ancak bunu da yaparken, herşeyi yıkmanın değil, Satürn’le birlikte, daha uzun vadeli, gerçekçi bir bakış açısının farkına varmak gerekir. Satürn olmadan Uranüs tek başına, sonuçlarını hiç de düşünmeden yaptığımız itilimleri açıklar. Tam bu nedenden ötürü aslında, şimdi Uranüs’ün sunduğu yenilenmeyi yeniden çok daha sağlam bir temel üzerine inşaa edebiliriz.
Bir örnek verelim, bu örneği kendi haritanız üzerinde de uygulayabilirsiniz. Satürn haritanızda 2. evde ilerliyor olsun (Tüm burç ev sistemine göre Yükselen Aslan) 2003’ten bu yana Uranüs 8. evinizde, ortaklaşa kazançlar, kaynaklar, eşin ya da ortağın maddi durumu ve kaynaklarını gösteren alanda sizi daha özgür ve kendi itilimlerinizle hareket etmeye yöneltiyordu. Muhtemelen bu durum eşten ya da ortaklaşa işlerden gelen maddi kaynaklarınızın aniden sarsılması, belki kopması, belki ilk başta sizi fazlasıyla huzursuz ya da özgür bırakan bir biçimde ortaya çıkıyordu. Bu yeni bir fırsat ya da imkan olabileceği gibi, aslında 2003’ten bu yana tek başına kalmanın getirdiği gerginlikleri, borç ve alacaklar konusunda risk almaya çok daha yatkın, çok hesaplı ve mantıklı olmayan (Balık) bir tutumu ve bir bakıma finansal gücünüzün dışsal etkenlerle sarsıldığı bir dönemin başlamış olabileceğini anlatmaktaydı.
Ancak Satürn 2007 Eylül’ünden itibaren bu resmin içine girmeye başladıktan sonra durum ciddileşmeye ve sizi sonunda daha farkında olduğunuz bir karara itmeye başlamış olmalı. Zira (yükselen Aslan örneğinde) 2. eve ilerleyen Satürn artık kendi sahip olduğunuz kaynakları, birikimleri ve yetenekleri akılcı ve planlı bir şekilde yeniden inşaa etmeniz yönünde sizi uyarmaya başladı. Bu belki parasal alanda sorumlulukları yeniden ele alma bilincinin, hatta dışsal bir zorunluluğu sonucunda olmaya başladı. 2003’ten bu yana, finansal alanda yaşadığınız dağınıklığı ve bilinçsizce, sadece özgür olmak itilimiyle, hatta duygusal nedenlerle kopmalar, özgürleşmeler yaşadığınız durumu 2007 Eylül’ü sonrasında artık bu şekilde daha fazla taşıyamayacağınızı farketmeye başladınız. Belki bu dengesizlikten siz de huzursuzluk duymaya başladınız ve daha önce çok hoş görülen şeyler, şimdi artık size batmaya başladı.
İşte şimdi bu dönemde, 2008 Kasım’ından bu yana meydana gelen karşıtlıklar (4 Kasım, 5 Şubat, 15 Eylül) bu alanlardaki (finansal konular, kaynaklar, yetenekler) tutumunuzun aşama aşama değişmesine ve kırılmasına yol açıyor. Eğer hala 2003’ten bu yana gelen tutumu izlerseniz, maddi alanda çok daha sert biçimde zorlanabilirsiniz, belki yeni bir iş bulmak ve yetenekleri inşaa etmek, kendi değerinizi ciddi biçimde gözden geçirmek durumundasınız. Kuşkusuz bu örnekte yükselen burcu Aslan olanlar bu süreci 2./8. evler ekseninde yaşamaktalar. Bu dönemdeki karşıtlık, toplamda 5 karşıtlığın ortasında yer aldığı için, aslında yeni bir denge noktasının, yeni bir farkındalığın kaçınılmaz olarak filizleneceği zamandır. Bundan sonra Başak-Balık ekseninde bir karşıklık daha gerçekleşecek. Süregelen dengesizlikler ve karar verme, harekete geçme zorunluluğu ve baskısı 27 Nisan 2010 tarihine kadar devam edebilir.
Ardından son Satürn – Uranüs karşıtlığı 26 Temmuz 2010’da, ancak bu kez Terazi-Koç ekseninde gerçekleşecektir. Bu çok daha farklı bir durumdur zira, karşıtlığın evleri artık 2./8. eksenden çıkıp, 3./9. evler eksenine kayacaktır. Değişken burçlardaki karşıtlık her zaman yalpalama, değişkenlik, kararsızlık ve çok fazla zihinsel, düşünsel gerginlik yaratır, ancak Terazi ve Koç öncü burçlar olduğu için artık yeni bir durumu, harekete geçme, aksiyon alma konumunu anlatırlar.
Bu yeni durumda, örnekteki kişi, parasal alanda, kazançlarda ve işe ait konularda yaşadığı dinamik gerginliği, artık geride bırakmakta ve aynı zamanda hayata bakış açısında, yakın çevresiyle iletişimde, belki yabancılarla ya da yurtdışı ile ilgili konularda bir sonuca ulaşarak çözümleme yoluna gitmektedir. Bu bakımdan içinden geçtiğimiz bu karşıtlığın sonuçları aslında bir sonraki burç/evlerin ekseninde çözümlenecek, yeni bir soluk almak ve ders kazanmak, bu evlerin konuları üzerinden çözümler sunacaktır.
Konumuzun dışında yer almakla birlikte, kuşkusuz 29 Ekim’le birlikte Satürn’ün Terazi burcuna geçmesi başlarken, diğer başka bir dinamik öge daha söz konusudur. Bu da Terazi-Oğlak karesi içindeki Satürn-Pluton açısıdır. Bu süreç de ayrıca değerlendirmeye katılabilir. Belki bu değerlendirmeyi daha uygun bir zamanda sizlere aktarmak isterim.
R. Hakan Kırkoğlu 8 Eylül 2009