Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru…
Paylaş » Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını FaceBook'ta paylaş Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını Twitter'de paylaş Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını Google'de paylaş Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını Delicious'ta paylaş Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını Digg'de paylaş Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını MySpace'de paylaş
 

R. Hakan Kırkoğlu

Geçtiğimiz Aralık ayında düzenlediğimiz Öncü Patlaması seminerine katılanlar yakından hatırlayacaklar. Bu seminerde, Temmuz sonu – Ağustos ilk günlerinde gerçekleşen ve “öncü patlaması” adını verdiğimiz, ana köşesinde Oğlak burcunda Pluton bulunan, bir yanda Jupiter/Uranüs (Koç) ve diğer yanda Mars/Satürn’ün (Terazi) meydana getirdiği T karenin öncesinde gerçekleşecek Güneş tutulmasının haritasına da göz atmıştık ve o zamandan önemli uyarılarda bulunmuştuk. Şimdi içinden geçtiğimiz bu zamanları yeniden ele alalım.

Hatırlayacağınız gibi 28 Mayıs’ta Uranüs, ardından da Jüpiter Koç burcuna giriş yaptılar. Başkaldırıyı, özgürlüğü, aniliği, yüksek heyecanı ve yeni deneyimlere açık olmayı anlatan bu gezegenlerin sabırsız  ve mücadeleci, kolay sinirlenen Koç burcuna girmesi aslında güçlü bir uyanış ve silkinme içerisinde olduğumuzu anlatıyor. Hatta Uranüs’ün Koç burcuna ilerlediği zamanlarda statükoyu aniden değiştiren durumlarla karşılaştık, CHP’deki lider değişimi bunun bariz bir örneği oldu. Nitekim Koç, ilk burç olarak liderlikle çok yakından ilişkilidir.

Ancak hikayenin boyutları sadece bununla sınırlı değil, zira bir yanda Oğlak burcunda Pluton, karşıda ise Mars ve Satürn Terazi burcuna geçmeye hazırlanıyorlar. 2008 yılında Oğlak burcuna ilerleyen Pluton’ün dünyamıza getirdiği dinamikleri artık tanıyorsunuz. Oğlak ekonomi yönetimini, planlamayı, yönetimleri ve hiyerarşik düzenleri anlattığı için, o zamandan bu yana önce bankacılık sisteminin ardından şimdi de devletlerin ekonomik alanda kendilerini dönüştürmeleri, öldürmeleri hatta yeniden doğmaları gereken bir süreçten geçiyoruz. Pluton’un getirdiği bu ağır baskı Oğlak burcunun ortasına ulaşacağı 2016-2017 yılına kadar güçlü bir şekilde devam edecek. Bu arada 21 Temmuz’da önümüzdeki 2,5 yıl boyunca (2012 Ekim’ine kadar) Terazi burcuna temelli geçecek olan Satürn, önümüzdeki dönemde diplomasinin, dengelerin ve adaletin güçlü bir şekilde vurgulanacağı bir dönemde olacağımızı anlatmakta. Hiçbir şey karşılıksız kalmayacağı gibi, adalet de yerini bulacak, açıkça kozmik bir kısasa kısas döneminden geçiyor olacağız.

Temmuz sonu, Ağustos başında Mars’ın da bu resime katılması zaten artmış olan gerginlikleri teskin etmenin hiç de kolay olmayacağını anlatıyor. Terazi barışı, diplomasiyi, soğukkanlı davranışları ve anlaşmaları anlatır ancak bir gece gezegeni olan ve savaşı, mücadeleyi anlatan Mars’ın 30 Temmuz’da bu burca ayak basması ile birlikte, çok dikkatli olunması gereken bir döneme girmekteyiz. Öncü Patlaması gerek kişisel hayatımızda, gerekse toplumsal konularda, sosyal alanda ve ülkeler arası ilişkilerde kartların yeniden dağıtılacağını, kritik eşiğin aşılacağını ifade etmekte.

Tüm bu dikkat çekici gelişmelerin arka planında ise, güney ay düğümünün hassas, milli konulara duyarlı, defansif Yengeç burcunda olduğunu görüyoruz. Ayrıca önümüzdeki bir ay boyunca gerçekleşecek olan Ay ve ardından Güneş tutulması sanki elimizdeki saatli bombanın tik-tak tik tak attığını anlatıyor. Bir bakıma derece olarak olmasa da, Yengeç burcundaki güney ay düğümü ve Yengeç/Oğlak eksenindeki tutulmalar t-kareyi, büyük bir kareye dönüşten boş köşeyi de tamamlamaktalar. Astrolojik açıdan Yengeç/Oğlak ekseni geçmişle ilişkimiz, aidiyet duygumuz, çekirdek ailemiz ve büyük ailemiz olan ülke, yaşadığımız toplumu, bu konularla ilgili hassasiyetleri, koruma ve korunma temalarını ve aynı zamanda bizi daha olgun, sorumlu, duygularını kontrol edebilen ve profesyonel bir çizgiye sokan vurguları ortaya koyar. Kuşkusuz, şu anda içinden geçtiğimiz dönemde, Pluton’un Oğlak burcunda olması O’ndan bir şeyler öğrenmemizin de gerekli olduğunu açıklıyor. Ayrıca Pluton ülkemizin haritasında da, ilişkileri, anlaşmaları ve açık düşmanlıkları açıklayan 7. evde seyretmekte (2008’den bu yana) Nitekim bu süreç ülkemizin dış politikasında belirgin biçimde aktif hale geldiğini ve kendini riske eden işlere girdiğini gördük. Kısaca söylemek gerekirse, şimdi ülke olarak bu edimlerimizin güçlü bir sürtüşme ve mücadele içerisine gireceğini görüyoruz. Bu noktada ülke olarak yapmamız gereken şey, Yengeç’in (ülkemizin yükselen burcu Yengeç olduğu için milli hassasiyetleri ve yumuşak karnımızı açıklıyor) aşırı duygusal tepkilerini mümkün olduğunca örtebilecek bir sağduyu, mantık, stratejik ve uzun vadeli düşünebilecek bir soğukkanlılık ve ciddiyet geliştirmek durumunda olmalıyız.

Gelişen olaylara sadece dürtüsel bir tepki vermek ya da yaşadığımız acıyı içimizde biriktirerek, duygusal bir felç geçirmek yerine, diplomasi kanallarını sonuna kadar kullanabileceğimiz bir objektifliği yakalamak zorundayız. Varolan sorunlarımızı geçmişe dönerek çözemeyiz. Aslında öncü patlaması bize eğer cesaret gösterebilirsek ve içimizdeki gücü akılcı biçimde kullanabilirsek, (Jupiter ve Uranüs 10. evimizde) kitlenmiş bu durumdan hızla çıkabileceğimizi ve yeni ve daha sağlam bir denge kurabileceğimizi de anlatıyor. Kuşkusuz, astrolojik bilgiler bize yapabileceğimiz seçimlerin sonuçlarını açıkça gösterirken bizim hangi yolu seçeceğimizi söylemez, bu seçimi ülke liderleri ve siyasi hayatı belirleyecektir. Eğer siyasiler bu özgüveni sergileyip, milli hassasiyetleri aşırı derece kaşımazlar ve diplomatik imkanları cesur biçimde ortaya koyabilirlerse, içinden çıkılmaz gibi gözüken bu kilidin anahtarının kendi ellerinde olduğunu görebilirler. Ancak politik astroloji, bireysel astrolojiye göre, yani bireysel seçimlerimize göre çok daha boyutlu ve karmaşık olduğu için, söz konusu seçimlerin bilinçli biçimde kullanılması gerçekten zordur, bu ancak aklı selim ve sağduyu sahibi liderlerle, siyasilerle gerçekleşebilir.

Bu arada içinden geçeceğimiz tutulma haritalarına bakarak, zamansal açıdan bir ufuk turu yapalım. 26 Haziran’da Oğlak burcunun 4 derecesinde gerçekleşen Ay tutulması (saat 14:38) daha öncede ifade ettiğimiz gibi Pluton ile birleşmekte. Ay-Pluton birleşmesi halkı ilgilendirebilecek ve içinde masif yıkıcı şiddet taşıyan olayların gündeme gelebileceğini anlatmakta. Dikkat ! Dikkat ! Halihazırda bu tutulmanın tam merkezine doğru ilerlemekteyiz. Ay tutulmaları tıpkı bir aynadan yansıma gibi, enerjilerin bize güçlü bir biçimde yansıdığı, boşaldığı zamanlara işaret eder. Oğlak burcundaki Ay, halkın (Ay: halk) çok sıkıntılı ve bunalmış durumunu anlatmakta. Ay hassasiyetleri (Yengeç yöneticisi) ve yumuşak ve kırılgan olanı açıkladığı için, bu dönemde vatana ait konularda (Ay/Pluton toprağı ve vatanı anlatan 4. evde) travma geçirebiliriz, zaten geçiriyoruz ancak daha sıkıcı olaylarla karşılaşabiliriz. Haritada Ay Mars’la da üçgen açı içerisinde olduğu için, yıkıcı, şiddetli enerjilerin gizli biçimde (Mars gizli kalan şeyleri anlatan 12. evde) ortaya çıkabileceğini anlatıyor. Başak burcundaki Mars, bu gizli kalan şeyin sağlıkla, hastanelerle, memurlarla ya da hizmet eden askeri tesislerle ilişkili olabileceğini gösterebilir. Ay-Kiron açısı da, toplu bir acıya işaret etmekte.

11 Temmuz’da saat 22:33’te gerçekleşecek Güneş tutulmasına gelince. 12 Güney kategorisinde olan bu tutulma Bernadette Brady’ye göre yaşanacak olumsuz bir olayın daha sonra başarı ve rahatlama, temizlenme getirebileceğini ortaya koyuyor. Bu durumda, 11 Temmuz’da gerçekleşecek tutulma etrafındaki günlerde (12 Haziran’da bu sürece girdik bile, 24 Temmuz’a kadar etkin kalacağı görülmekte, nitekim hemen ardından öncü patlaması gerçekleşecek) ülkemizi yıpratacak, halkı, güvenliği ilgilendiren yıkıcı olaylar, şiddet ve terör gündeme gelebilir. Dikkat ederseniz, bu tutulma derecesi 19. derece Yengeç, aynı zamanda Mars’la da aynı derecede (Mars 19 Başak) duruyor. Kuşkusuz bu durum, savaş, mücadele getiren temaların doğrudan etkin olacağını, sanki aynı kaderin paylaşıldığını açıklamakta. Tutulma haritasında Balık burcunun yükseldiğini görüyoruz. Bu burç fedakarlık, acılar, acıma ve derin hassasiyetlerle ilgilidir. Balık pasif bir burç olduğu için, çoğu zaman kurban olma durumuna işaret eder. Haritanın tepe noktasında Yay burcu, konunun uluslar arası boyutuna dikkat çekebilir. Balık da ülkemizin haritasında 9. evde olduğu için, bu süreçte uluslararası temalar, deniz ötesi ülkelerle ilgili konular daha fazla gündeme gelebilir.

Bu haritada yeniay derecesinin (19 Yengeç) kısmi asaletinde Jüpiter olması ve Jüpiter’in haritada yükselen burca destek verdiği 2. evde (Koç’ta: askeri liderlik, cesaret) yer alması ve aynı zamanda yükselen Balık’ın da yöneticisi olması sahip olduğumuz yeteneklerin, askeri gücün ve inancın bize büyük bir destek ve ilham vereceği görülmekte. Ancak bir yandan da, bunun bir gece haritası olması, Güneş’in Ay tarafından zayıf olduğu bir burçta, Yengeç’te maskelenmesi, Aslan’ın da zayıflıkları anlatan 6. evde olması, liderin ya da otorite figürünün bir zayıflık içerisinde olabileceğini açıklamakta. Bunun yanısıra, tutulmanın 5. evde gerçekleştiğini de görmekteyiz. 5. ev gençleri, çocukları anlatan bir evdir ve Ay’ın bu alanda yönettiği Yengeç burcunda olması annelerin ortaya koyacağı bir eylemi ya da gücü de ifade etmekte. (Kuşkusuz 5. ev turizm ve içerisinde eğlence, sanat ve bunun yanında riskli olan işleri, yatırımları da açıklar) Bu arada yeniay gerçekleştiği 19. derece Yengeç’in bulunduğu ay menzilinin zarar verici ve sertlik taşıyan ve
zayıflık getiren El Terf menzili olduğunu görüyoruz.

11 Temmuz tutulma haritasında gizli düşmanları anlatan 12. evde Kova burcu yer almakta (gruplar, 12. evde terörist gruplar) ve ayrıca gizli düşmanlar noktası pars inimicorum Neptün’le birleşmekte. Bu haritada Satürn’ün (Kova’nın yöneticisi) açık düşmanlıkları anlatan 7. evde olması ve ayrıca anaretik, zararlı görülen 29. derecede yer alıyor olması, gizli ve açık bir düşmanlığa, ancak bu arada bolca karmaşaya da işaret etmekte. Casusluk ve gizli faaliyetlerin bu süreçte belirgin bir yeri olabileceği görülmekte.

Her durumda, sonuçta, önümüzdeki günlerde bizi yıpratıcı ve milli konulara zarar veren olaylar gündeme gelebilir. Ancak yukarıda da ifade ettiğim gibi, böyle bir dönemde, soğukkanlı olabilmek, duyguları dengede tutmak, ancak gerektiğinde de cesaret göstererek öne çıkmak, sinmemek bizim için en yararlı tutum olacaktır. Liderlerin de duygusal fırtınalarda kaybolmaması için soğukkanlı olması gerekir.

23 Haziran 2010’da yazıldı

 
Paylaş » Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını FaceBook'ta paylaş Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını Twitter'de paylaş Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını Google'de paylaş Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını Delicious'ta paylaş Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını Digg'de paylaş Tik tak tik tak.. öncü patlamasına doğru… yazısını MySpace'de paylaş

2021`de Türkiye...
Mevlana:Astrolojik bir portre...
2013`te Türkiye...
Neptün Balık`ta...
2010`da Türkiye...
Kova`da üçlü kavuşum - Melanie...
Satürn-Uranüs Karşıtlığı- Mela...
Barack Obama...
Kollektif Gezegenler...
Çin`in gelecek devrimi...
 
Ekle
Çıkart
e-Posta adresinizi yazın
Copyright © 2003-2024 R.Hakan KIRKOĞLU Bucks - Digital Media Publishing Agency