Başlangıcın başlangıcı
Koç burcunda yeniay
R. Hakan Kırkoğlu
Evrende hiçbir şey birbirinden bağımsız olmadığına göre, zamanın niteliklerini gösteren anahtar haritalar da (yeniaylar, dolunaylar, tutulmalar) birbiri ile bütün oluştururlar. Bu nedenle, 3 Nisan’da Koç burcunda gerçekleşecek yeniay haritasını anlamak için, bundan yaklaşık 6 ay sonra 27 Eylül’de Terazi burcunda gerçekleşecek yeniay haritasına da bir göz atıverdim.
3 Nisan’da Koç burcunun 13 derecesinde gerçekleşen yeniay Satürn ile karşıt dururken, 27 Eylül Terazi yeniayı ise Uranüs ile karşıt durmakta. Astrolojik açıdan karşıt açı bizde eksik hissettiğimiz ve güçlü bir biçimde yansıttığımız temalara işaret eder. Karşıtlık en büyük farkındalıktır, tıpkı dolunay gibi, açık ve aydınlık olabilir. O halde bu dönemde başlangıcın başlangıcındayız. Yeniay derecesine karşıt duran Satürn, yenilik isteğimizin ve yükselen arzularımızın bir şekilde yavaşlatılabileceğini göstermekte. Bir bakıma, sanki Satürn-Uranüs karşıtlığına benzer bir dönemden geçmekteyiz. (Kurulu düzene karşı yeni çıkışlar, başkaldırılar, reformlar) Koç burcundaki Uranüs ve hemen ona katılan Mars, Koç burcunda artık tahammülümüzün kalmadığını ve mutlaka kendimize yeni bir yol açacak cesareti göstermek isteyeceğimizi anlatırken, karşıt Satürn dur bakalım, burada bazı olgunlaşmamış durumlar var ve özellikle ilişkilerde, diplomaside, başkalarının nezdinde eksikler olabileceğini anlatmakta. Hiç kuşkusuz, Satürn’ün dışsallaştırılması otoriteleri,kuralları kendimize düşman görebileceğimizi ve bizi olgunlaştıracak deneyimlere karşı aşırı tepkisel yaklaşabileceğimizi anlatıyor olabilir. Nitekim, bir gece gezegeni olan Mars’ın Koç burcu gibi eril bir burca girmesi ile özellikle gündüz saatlerinde tamamen ışığı dışında (sekt dışı, ex-cond) kalması ile Mars’ın yıkıcı ve yakıcı etkisi çok daha dikkat çekmeye başlayacak. Mars’ın hemen yeniay öncesi Koç’a girip, “hey ulan, var mı bana yan bakan!” demesi de tesadüfi olmayacak.
Bu dönemde ortaya çıkan temaları 6 ay sonrası ile birleştirirsek, aslında, Eylül sonunda Uranüs’ün iyice belirgin hale geleceğini söyleyebiliriz. Ayrıca o dönemde, yeniay hem Mars’la (Aslan’ın ilk derecelerinde) hem de Pluton’la (Oğlak’ta yeniay ile kare içerisinde duruyor) bağlantı içerisinde olacağından, mücadeleyi, şiddeti, dönüştürücü baskıları anlatan temaların çok daha ağırlık kazanacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle şimdi henüz başlangıcın başlangıcındayız.
Yeniayın bu dönemde Jüpiter ile yanyana olması içinde bulunduğumuz dönemde cesur girişimlerin düşünce dünyasını, hayat bakış açılarını, felsefeleri ve dolayısıyla inançları da yakından ilgilendireceğini göstermekte. Jüpiter sınırları genişletmeyi anlatan bir gezegen olarak, Koç burcunda daha çok fetih ya da gaza psikolojisini yansıtmakta. Dini inançlar söz konusu olduğunda daha ateşli ve militaristik eğilimler gündeme gelebilir. Bu aynı zamanda dini yönetim biçimlerini de (örneğin Iran) yakından ilgilendirebilir. Nitekim Güneş/Jüpiter birleşimi, Tahran haritasında diplomasiyi ve düşmanlıkları anlatan 7. evde durmakta.
Ülkemiz açısından bakıldığında, yeniay haritasında Başak burcunun yükseldiğini görmekteyiz. Başak çalışan kesimleri, emekçileri, düzen ve organizasyon içeren konuları, sağlık ve hijyeni yakından ilgilendiren bir burçtur. Burcun yöneticisi Merkür ise Koç burcunda, geri harekette 8. evde durmakta. Bu nedenle içinde bulunduğumuz dönemde, endişeler, tedirginlikler ve korkular vurgulanmakta. Halkın huzurlu olmadığını görebiliriz. Dönüşümleri ve getirdiği krizleri anlatan 8. evde çok sayıda gezegen olması rahat bir dönemde olmadığımızı açıklamakta. Finansal konular, bankacılık sistemini, yatırımları, borçları içeren durumlar yine daha sık gündeme gelebilir. Bu dönemde aylık bazda 9. ev Balık profeksiyonu uluslararası konuların büyük önem taşıdığını anlatıyor. Kuşkusuz bu iki konu birbiri ile yakından da ilişkili olabilir. Ülkemizin haritasında 9. evi gösteren Balık’ın bu haritada karşıtlıkları, diplomasiyi anlatan 7. eve gelmesi, yönetimi açıklayan 10. evin krizleri anlatan 8. eve düşmüş olması, kuşkusuz son zamanlarda Uranüs’ün Koç burcuna girmesi ile alevlenen ayaklanmaları, Arap dünyasındaki dalgalanmayı ve yeniden şekillenme ile yakından ilgili görülüyor.
Yeniay haritasında sabit burçların geri planda kalması ve bu burçlarda vurgu olmaması çok değişken, kaygan ve yenilenen durumlara işaret etmekte. Bu dönemde istikrar ve düzen aramak mümkün değil. Mars’ın sekt dışı kalması ve Uranüs’le birleşmesi taşların yerinden oynadığını, başkaldırıları ve patlayıcı, zarar verici olayları anlatmakta. Çift durumlar içindeyiz. Haritanın tepe noktasında İkizler olması ve yöneticisi Merkür’ün 8. evde geri harekette olması içerisine medyayı, haberleşmeyi, gazetecileri alan konularda (3. evde de Akrep ve yöneticisi Mars yine 8. evde yer alıyor) krizlerin ve yorucu deneyimlerin yaşanabileceğini açıklıyor.
Finansal yönetim ve finansal piyasalar test edici koşullar içerisinden geçmekte. Ülkenin gelir kaynaklarını, bütçesini anlatan 2. evdeki Satürn, yine yatırımları ve borsayı, spekülasyonu açıklayan 5. evi yönetmekte. Dolayısıyla, ekonomik istikrarın gergin koşullar altında olduğunu söyleyebiliriz.
Sabit yıldızların perspektifinden bakıldığında, bu dönemde 12 Nisan’a kadar Güneş’ten önce yükselen yıldız Deneb Algedi, 12’sinden sonra ise Fomalhut yükselmekte. Deneb Algedi kanunları ve kurulu düzeni öne çıkarmakta, Fomalhaut ise daha çok idealize edilen durumlara ve dolayısıyla yanılgılara, gerçekleri iyi görememeye ve aldanmalara neden olabilir. Özellikle 7 Nisan sonrasında Güneş doğarken batan yıldız Denebola kurulu düzenle çatışabilecek temalara dikkat çekmekte.
Dünya’ya Astrokartografik olarak bakıldığında, Yeniay haritasında, Washington’a göre Neptün tepe noktası (MC) ile birleşirken, Satürn’ün büyük bir depremin gerçekleştiği Japonya açıklarında tepe noktasına gelmesi dikkat çekici. Güneş ve Jüpiter Güney Amerika’da Brezilya açıklarında görülürken, MC/Mars-Uranüs birleşimi yine Brezilya üzerinden geçmekte. Benzer şekilde, Mars/Uranüs dip noktası (IC) birleşimi ise, Uzakdoğu’da yine Çin, Japonya, Endonezya üzerinden Avustralya’ya doğru inmekte.
Aşağıda geçen Aralık ayında yazdığım 2011 yılına ait öngörümlerimin ilgi dönemlerini okuyabilirsiniz. Yazının tamamı için tıklayınız
20 Mart sonrasında, yönetsel konulardan kaynaklanan gelişmeler özellikle uluslar arası platformda çok daha fazla ses getirebilir. Bu dönemde dış işlerinde İran’ı da ilgilendirebilecek önemli olaylar bekleyebiliriz. Uluslararası konuların yanında, yazılı ve görsel medyada ortaya çıkan koşullar, üniversiteleri ve gençleri içine alan durumlar söz konusu olabilir. Mart ayının son haftasında iç işlerinde, hukuksal konuları ya da dokümanları konu alan gelişmeler sıkışmalara, tartışmalara da işaret etmekte.
Nisan – Liderler açısından en hararetli ay
Nisan ülke gündeminin aşırı ısındığı ve liderleri ilgilendiren konular açısından önemli gelişmelerin yaşanabileceği bir dönem olacak. 2’sinde Mars’ın da Koç burcuna ilerlemesi, gerek yönetsel alanda hızlı çıkışlara, rekabete, gerekse uluslararası gelişmeler ya da medyayı da içine alabilecek durumlar açısından son derece dikkat çekici. Bu ay Mart’tan gelen içişlerinde huzursuzluk taşıyan konuları gündemde tutarken şiddet içeren konulara dikkat edilmeli ve ayrıca askeri konuların da öne çıkabileceği görülmeli. Özellikle 20 Nisan’a kadar ülkemiz bu dönemde, uluslararası konularda daha güçlü ve etkin olabileceği gibi, mücadele ve rekabete de hazır olmalı. Toplumun tansiyonu çok yüksek seyrediyor olacak. Kuşkusuz seçim atmosferinde olması bunun bir göstergesi olabilir.
Liderleri ilgilendiren konularda önemli çıkışlar, sürprizler ve yenilenmeler görmekteyiz. Ülke yönetimini, hükümeti ilgilendiren alanlarda da yeni başlangıçlar, yeni çıkışlar ve daha atak davranma görebiliriz.
Nisan ortasında, devleti ve anlaşmaları ilgilendiren konularda daha dikkatli olunması gerekmekte. Benzer şekilde, Nisan’ın son günlerinde de, diplomaside ve dış ilişkilerde yaşanabilecek baskı getiren koşullara duyarlı olunacağı anlaşılmakta. Bu bakımdan 12 – 17 Nisan kritik günler sayılabilir. Ülkemiz bir yandan dış politikaya ya da yönetsel konulara odaklanırken, iç durumu ilgilendiren gelişmeler de aynı anda önemsenmeli. 18 Nisan dolunayı bu açıdan dikkat çekici olabilir. 20 Nisan’la birlikte, gündemin daha farklı konulara kaydığı görülmekte. Bu yeni dönemde, ekonominin ne kadar dengede ve istikrarda olduğu önem kazanmakta. Parayı, gelirleri, toprağı ilgilendiren konularda hükümetin daha duyarlı olacağını öngörebiliriz. Pozitif beklentilere odaklanıldığı anlaşılmakta. Bu özellikle seçimler açısından da önemli değerlendirilebilir.
Ayrıca 4 Nisan’la birlikte, Neptün’ünde Balık burcuna ilerlediğini göreceğiz. Yukarıda ayrıca değindiğimiz gibi bu yeni trend içerisinde, medyada, üniversite dünyasında, toplumun fikir önderlerini ilgilendiren alanlarda yeni bir tutum görmekteyiz. Neptün’ün Balık burcuna ilerlemesi ülkemizin medyasını, entelektüel dünyasını karıştırmaya, bulandırmaya başlıyor olabilir. Ortaya konan varsayımlar, görüşler gerçeklerden uzak olsa bile, toplum üzerinde kaydadeğer bir etkilenme yaratabilir. Bunun yanında, yöneticileri ilgilendiren konularda, onların stratejilerinde ve yönetsel anlayışlarında da dalgalanmalar, belirsizlikler ve dağılmalar söz konusu olabilir. Genel olarak halk bu dönemde, kendisini akışa ve etkilenmeye bırakmış durumda görülmekte. Sosyal konular vurgulanıyor. Halkın ideallerini okşayan tutumlar öne çıkıyor. Belki de bu durum, siyasetin sol cenahında yer alan politik liderlerin mesajının daha fazla dikkat uyandıracağı anlamına da gelebilir.