Kıyamet Tellaları
Paylaş » Kıyamet Tellaları yazısını FaceBook'ta paylaş Kıyamet Tellaları yazısını Twitter'de paylaş Kıyamet Tellaları yazısını Google'de paylaş Kıyamet Tellaları yazısını Delicious'ta paylaş Kıyamet Tellaları yazısını Digg'de paylaş Kıyamet Tellaları yazısını MySpace'de paylaş
 

Kıyamet tellallığı sadece çağımıza özgü bir olgu değil elbette. Tarihsel perspektifte sosyal, ekonomik ve inanç açısından sıkışıp krize girildiği dönemlerde tekrar tekrar görülen bir durumdan söz ediyoruz. Dünyanın sonunun geleceğine ilişkin öngörüler özellikle din temelli tutumlarda dikkat çekici bir şekilde gündeme gelmiş ve gelmeye de devam etmekte. Sonlanma ile ilgili öğretilere eskatoloji deniyor. Yunanca son anlamına gelen “eschatos” sözcüğünden türüyen bu dal, ilahiyat içerisinde başlıbaşına bir bölüm oluşturmakta.

Dünyanın sonunun geldiği, kıyamet kopacağına ilişkin öngörülerin aslında insanoğlunun yarattığı mitoslarda, hikayelerde, efsanelerde çok önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Nuh tufanı böyle bir anlatımdır. Hint mitolojisinde de dünya sonsuz tekrar eden döngülerle yaratılır, yok edilir ve sonra tekrar yaratılır. Kuşkusuz dünyanın sonunun geleceğine ilişkin inançlarda ahlakın yeniden tesis edilmesi, kötünün cezalandırılması arzusunun da önemi çok büyüktir. Nitekim mehdi inancı da bu konuyla yakından ilişkilidir. Yönetimlerin acımasızlaşıp adaletsizlik ve ahlaksızlığın öne çıktığı zamanlarda toplumlar adeta kendilerini psikolojik açıdan korumak ve acılarını biraz olsun dindirebilmek için bu tür psikolojik savunma mekanizmalarına başvururlar ve bu son derece doğal bir kolektif dürtüdür.

2012 yılı çevresinde odaklanan kıyamet öngörülerine de bu sosyal boyuttan bakmak gerekiyor. Günümüzde kapitalizmin çözüm üretemediği ekonomik problemler ve aşırı hale gelen eşitsizlik, gerek sosyal gerekse ekonomik alanda büyük kırılmalara, sosyal vicdanı yaralayan koşullara yol açıyor. 2008’den bu yana derinleşen ekonomik kriz dünyada büyük bir işsizlik yaratmış durumda. Toplumlar böyle zamanlarda kendilerini kurtaracak bir lider arayışına girer. Ancak bir yandan da dikkat etmemiz gereken diğer bir konu, insanların bu savunma mekanizmalarını kötüye kullanan kişiler olmalıdır. Dikkat ederseniz, bu konunun pek çok yazar ya da kendini astrolog olarak tanımlayan kişilerce adeta bir kazanç yolu haline getirildiğini de kolayca görebilirsiniz. Kıyamet tellalığı yapmak ilgi uyandıran ve dolayısıyla reyting üreten bir konu olduğuna göre, bu kişilerin sözünü ettiğimiz toplumsal yaraları kaşıyarak insanlara daha fazla zarar verdiğini söyleyebiliriz. Maalesef bu konular hakkında yeteri kadar aydınlanmamış toplulukların kötüye kullanılması çok daha kolaydır. Durum böyle olunca aslında bu tür kıyamet senaryolarını sürekli olarak gündeme getiren kişilerin kendi eğitim durumlarına, birikimlerine çok dikkatle bakmanızı öneriyorum. Evet dünya ekonomik ve sosyal açıdan krizden geçerken, kendilerini rahatlatacak söylemlere açık hale gelmeye başladı. Eğer tarihe bakarsanız böyle arınma senaryolarının, altın çağ beklentilerinin tekrar tekrar ortaya çıktığını görebilirsiniz.

Okuyuculara önerim, bu tür yaklaşımların getireceği psikozlara takılmak yerine hayatın getirdiği doğal dönüşümü kendi çabalarımız ve kendimize güvenimizle aşacağımız yönünde olmalıdır. Böylesine kötüye kullanımlar karşısında kendimizi kurban haline getirmemeli, daha ayırt edici olmaya çaba göstermeliyiz.

Milliyet Gazetesi, 21 Ocak 2012

 
Paylaş » Kıyamet Tellaları yazısını FaceBook'ta paylaş Kıyamet Tellaları yazısını Twitter'de paylaş Kıyamet Tellaları yazısını Google'de paylaş Kıyamet Tellaları yazısını Delicious'ta paylaş Kıyamet Tellaları yazısını Digg'de paylaş Kıyamet Tellaları yazısını MySpace'de paylaş

2021`de Türkiye...
Mevlana:Astrolojik bir portre...
2013`te Türkiye...
Neptün Balık`ta...
2010`da Türkiye...
Kova`da üçlü kavuşum - Melanie...
Satürn-Uranüs Karşıtlığı- Mela...
Barack Obama...
Kollektif Gezegenler...
Çin`in gelecek devrimi...
 
Ekle
Çıkart
e-Posta adresinizi yazın
Copyright © 2003-2024 R.Hakan KIRKOĞLU Bucks - Digital Media Publishing Agency