2015'te Türkiye
Paylaş » 2015'te Türkiye yazısını FaceBook'ta paylaş 2015'te Türkiye yazısını Twitter'de paylaş 2015'te Türkiye yazısını Google'de paylaş 2015'te Türkiye yazısını Delicious'ta paylaş 2015'te Türkiye yazısını Digg'de paylaş 2015'te Türkiye yazısını MySpace'de paylaş
 
2015’te Türkiye



R. Hakan Kırkoğlu



Anabaşlıklarla 2015



*Yılın tamamında hükümet tarafından yönetilen “Çözüm süreci”ne ilişkin streslerin devam edeceği görülmekte. Özellikle yaz ayları ile birlikte, sonbaharda ülke gündeminde iç işleri, vatana ve toprağa ait konular vurgulanıyor. Bu koşullar ekonomik istikrarı da zorlaştırmakta.



*Yılın ikinci yarısında vatanı, iç huzuru ve barışı zorlaştıran baskı ve tehditler artmakta.



*Bu bağlamda yılın ikinci yarısında yakın, sınırdaş komşulardan kaynaklanan (doğal olarak Suriye, Irak ve Ortadoğu) ve ülkemizin kontrol edemediği sorunlar ve hükümetin yanlış değerlendirme yapma riski var.



*Halk yılın ilk yarısında depresif ve zor şartlar altında, ikinci yarısında ise güven, istikrar ve vatana, toprağa ait gelişmeler yüzünden endişeli, korku içinde.



*Şubat sonu, Mart ayının ilk haftası ülke yönetimi açısından karmaşa taşıyan, sarsılma yaratan koşullar getiriyor. 



*11-12 Mayıs civarı ve ertesi halkı ilgilendiren konuları büyük hareketlilik, yenilik ve değişim getirmekte. Radikal temalar söz konusu. 



*Haziran başı ile birlikte, uluslar arası bağlantıları, toplumun bakış açısını ve inançları ilgilendiren alanlarda yeni bir dönem başlamakta.



*16 Temmuz civarında yöneticiler, hükümeti ve liderleri içeren konularda yüklü, sarsıcı ve değiştirici bir gündem var. 



*Temmuz sonu ile birlikte, halkta huzursuzluk ve ikilik yaratan gelişmelere çok dikkat etmek gerekiyor. Ağustos sonu ile birlikte, iç işlerine ve güvenliğe, milliyetçi temalara odaklanıyoruz. 



*Aralık 2015 ortasında devleti, yönetimi, halkı ilgilendiren konularda baskılar, karmaşa ve zorlama söz konusu.



*Başbakan Davutoğlu sonbahara kadar çift durumlar, ikilemler ve yüksek stres, baskı altında. Şubat ve Mart aylarında bu koşullar oldukça zorlayıcı olabilir.


*Temmuz ayı ile birlikte daha kararlı, mücadeleci bir tutuma girebilir.


Ocak sonu, Şubat-Mart ayları Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından da stres ve tartışma yüklü, Temmuz ve Ağustos aylarında da güç mücadelesi ve yorucu koşullar altında görülüyor.



*Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu dönemde olayları yönetebilmesi oldukça zor. Elde olmayan nedenler kabullenme ve bırakma getiriyor. Mart ayında ortaya çıkan koşullar daha fazla çatışma, tartışma ve ikilik getiriyor. Eylül ortasından itibaren siyasi hayatı açısından yeni kararlar alabilir. 



*Yaz aylarında, Temmuz-Ağustos ülke yönetimini ilgilendiren vites değişiklikleri söz konusu. Bu siyasi alanda yeni bir dönem gibi okunabilir. 



*Ekonomi ve paranın değeri konusunda yılın ilk yarısında dışsal etkilere dayalı, uluslar arası gelişmelere aşırı duyarlı, çok dalgalı ve belirsizlik içeren koşullar var. Yılın ikinci yarısında da ekonominin istikrarlı olacağını söylemek zor. Halkın endişeli ve güvensiz olduğu anlaşılıyor.



*Yılın ikinci yarısında uluslararası konular ve sınırdaş komşu ülkelere ilişkin birbiri ile ilişki gündemler söz konusu. Ülkenin gündeminde iç işleri, halkın huzuruna ait konular, daha fazla diyalog ve diplomasi gerektiren koşullar ağır basıyor. Ancak pek çok kontrolsüz ve gizli kalan gelişmeler yüzünden bu koşulları yönetmek oldukça zor.



*Yılın ikinci yarısında devletin organizasyonu, eğitim, sağlık ve düzen konularında çok karmaşa, tartışma ve belirsizlik var. Eğitimle, öğretmenlerle memurlarla ilgili alanlarda inançlar ve görüşler yüzünden yanlış değerlendirmeler, hatalar söz konusu olabilir.



*20 Ocak – 19 Şubat aralığında kriz çıkaran gelişmeler, ekonomiyi ilgilendiren gelişmeler gündeme gelebilir. 12 Şubat civarına dikkat edilmeli. Uluslar arası kaynaklı koşullar da sınırlama ve belirsizlik getirebilir.



*19 Şubat – 20 Mart arasında ve özellikle 23 Şubat civarında uluslararası konulardan gelişmeler, aynı zamanda hukuki konuları, ideolojileri, inançları ve düşünce tarzlarını ilgilendiren olaylar içerisinde ikilikler, belirsizlikler ve afaki yaklaşımlar söz konusu.



*20 Mart’ta gerçekleşecek güneş tutulması yine uluslar arası konulara, medyaya, eğitime, inançlara, bakış açısına ait konulara karmaşa ve bulanıklık getiriyor.



*20 Mart – 21 Nisan tarihleri arası liderler, yöneticiler ve hükümeti ilgilendiren konularda büyük bir hareketlilik, ani ve sarsıcı kararlar, gelişmeler var. 25 Mart-2 Nisan tarihleri arasında ekonomiyi ve istikrarı korumaya yönelik çok şey yapılabilir.



*22 Mayıs- 22 Haziran tarihleri arasında hem yakın, sınırdaş komşu ülkelerden, hem de gizli kalan, iyi yönetilemeyen koşullar yüzünden çift durumlar,  stresler ve huzur bozucu gelişmeler var. Gizli örgütlere dikkat edilmeli. 



*22 Haziran – 23 Temmuz tarihleri arasında iç işlerine, ülkede huzura ve halka ait konulara dikkat edilmeli. Haziran ayının son günleri, 26 Haziran civarı  yıpratıcı unsurlar taşıyor. Bu gelişmeler 23 Temmuz – 23 Ağustos arasında da ekonomiyi ve istikrarı strese sokabilir. 



*23 Ağustos – 23 Eylül arasında sınırdaş komşulardan kaynaklanan koşullar ve aynı zamanda ekonomiyi zorlayan durumlar olabilir. Eğitim, akademik konular ve devlet mekanizmasına ait gelişmeler de gündemde.



*23 Eylül – 21 Ekim arasında çözüm sürecini ve ülkede huzuru ilgilendiren konularda son derece kritik gelişmeler ve stresler söz konusu. 26 Eylül – 1 Ekim arasındaki tarihlere özellikle dikkat edilmeli.



2015’te Türkiye



Ülkemizin 2015 yılını değerlendirirken önce mevsim haritalarına, tutulmalara, daha sonra yıllık ve aylık temalara bakıyorum. Ayrıca ilerletimleri/güneş yayını ve major transitleri de ele alacağım.







Kış mevsimi (2014-15)

Kış mevsimini temsil eden Oğlak burcuna giriş (ingress) haritasında haritanın köşelerinde öncü burçları görmekteyiz. Haritada Terazi burcu yükselmekte. Terazi ülkemizin 4. evi olduğu için bu dönemde iç işlerinin son derece önemli bir gündem maddesi oluşturduğunu görmekteyiz. Ülke güvenliğine, iç barışa ilişkin koşullar daha fazla tartışma ve muhalefet içermekte. Terazi denge ve aynı zamanda dengesizliklerin, ortaklık ve anlaşmazlıkların burcu olduğu için bu dönemde sürekli değişen dengeler, ortaklık ve işbirliği, koalisyon arayışları, karşılıklı konular dikkat çekmekte. Haritanın tepe noktasında Yengeç burcu esas önceliğin güvenlik, huzur ve milliyetçiliğe ilişkin konular olduğunu göstermekte. Ancak Ay’ın konumu bu koşulların çok rahat ele alınamadığını, yakın çevrede ve komşu, sınırdaş ülkelerdeki koşulların bağlayıcı ve sıkıştırıcı olduğunu göstermekte. 3. evde Yay burcundaki Ay, sınır komşulardan, Suriye ve Irak gibi, gelen mültecilerle ilgili sıkışık yaratan konulara ve sürekli dalgalanmalara da işaret etmekte.



Bu haritada en dikkat çekici göstergelerden birisi de 4. evde Oğlak burcunda yan yana duran Venüs-Pluton’un Uranüs’le, haritanın eksenleri ve ay düğümleri ile olan keskin açıları. Bu şartlar altında özellikle toprağa, ülke güvenliğine ait konularda elde olmayan nedenlerin, gerilimlerin ve güç mücadelesinin, pazarlıkların oldukça meşgul edici koşullar getirdiğini görmekteyiz. Sürekli bir çatışma, mücadele ve kıyasıya diplomatik girişimler, müzakereler söz konusu. Bu göstergeler hükümetin çözüm sürecine ilişkin çabalarını ama aynı zamanda koşulların ne oranda zorlu ve kilitli olduğunu da gösterebilir. 


Venüs’ün Pluton’la 4. evde yanyana olması ülkenin güvenliğine yönelik yenileyici ve zorlayıcı baskılara, halkın yıpratan, tehdit eden, korkutan koşullara işaret ederken, 29 derece Akrep’te kalan Satürn devlete ve düzene ait konularda, yöneticilerle ilgili durumlarda büyük sıkışma ve krizlerin söz konusu olduğunu göstermekte. Ayrıca 7. evde güney ay düğümü ile birleşen Uranüs ani ve kopartıcı gelişmelerin, muhalefet ve başkaldırıların gündemde olacağını  anlatıyor. 



Haritada ufuk düzlemi üzerinde kalan tek gezegen Jüpiter Aslan burcunda 11. evde görülmekte. Jüpiter Ay’la geniş toleransta bir üçgen açı içinde durmakta. Bu gösterge yönetime ait konularda, liderlik düzeyinde güç kazanmakla ilgili beklentilerin, ümitlerin olduğunu açıklamakta. Bu durum başkanlık sistemine yönelik beklentileri de temsil ediyor olabilir. 






20 Mart 2015 Balık burcunda tam güneş tutulması (güney) yakınlarında

29 derece Balık burcunda gerçekleşen güneş tutulmasında Yengeç burcu yükselmekte ve 9. evde dikkat çekici bir vurgu yer alıyor. Yükselen burç derecesi ülkemiz haritasında Pluton’la birleşmekte. Tutulma derecesinin Mars/Neptün ortanoktası ile birleşmesi inançlar, din ve ideolojik konularla ilgili mantıksız ve dengesiz koşullara işaret ediyor olabilir. Medyaya, basına, akademik konulara ilişkin yorucu ve yıpratıcı gelişmeler, dağınıklık ve karmaşa var. Aynı zamanda Pluton’un konumu ülke güvenliğine yönelik karşıtlık ve muhalefete, baskılara ve şiddet içerebilecek, toplumu geren, ürkütücü durumlara ışık tutmakta. Bu koşullar hükümetin yürüttüğü çözüm sürecine ilişkin streslerin de çok yükselebileceğini açıklıyor. Tutulma derecesinin ülkemizin 29 derece İkizler burcundaki Ay’ı ile kare açısı halkı ilgilendiren, ikilik ve kutuplaşma içeren gerginlikleri göstermekte. Bu dönemde uluslar arası konular da ülke gündeminde önemli bir yer tutmakta. 






İlkbahar mevsimi 2015

21 Mart Koç burcuna giriş haritasında ateş elementinden Yay burcu yükselmekte ve aynı zamanda haritanın 5. evinde Koç burcunda bir yeniay görülmekte. Bu göstergeler halkın oyuna (5. ev) ve seçimlere işaret etmekte. Koç burcunun 5. evde olması halkın oyunun liderlik özelliği taşıyan kişiye gideceğini gösterebilir. Ancak bu alanda, halkın oyu yanında gençleri içine alan durumlar içinde büyük tepkiler, huzursuzluklar ve başkaldırılar da var. Ay’ın güney ay düğümü ile (IC’ye yakın) yanyana olması halkı ilgilendiren konularda yıpratan, zarar veren koşulların olduğunu göstermekte. Buna ek olarak Uranüs’ün dip noktası IC ile birleşmesi toplumda ve halkoyunda tepkiselliğin yükseldiğini, Mars’ın da aynı yerde olması kimi zaman şiddet ve ani gelişmelerin dikkat çekebileceğini anlatıyor. Ay/Güneş=Pluton/Asc=Uranüs/Asc=Asc/MC orta noktası bu süreçte patlayıcı ve dönüştürücü, değiştirici ve yenileyici koşulların da ortaya çıktığını gösterebilir.



Diğer yandan Güneş’in Yay burcundaki Satürn’le uyumu kurulu düzen ve sistemin, görüş ve inançların destekleneceğini gösteriyor. Koç burcundaki Ay’ın gerek Jüpiter gerekse Satürn’le uyumu yeni bir denge ve konsensüsün inşa edilebildiğini anlatmakta. Üniversiteler, akademik dünya, medya, basın ve uluslararası konularla ilgili olayların ön planda olabileceğini, yükselen burçtaki Satürn’ün inançlar, ideolojiler, bakış açıları ve görüşlerle ilgili sorun ve yük getiren durumların da söz konusu olduğunu göstermekte. Bu haritada Satürn ve Neptün arasındaki kare açı ortaya konan görüşlerin, örneğin Osmanlıcılık gibi, dikkat çekici şekilde ön planda durabildiğini göstermekte. Söz konusu kare açı 2015 sonunda ve özellikle 2016’da daha büyük streslerin kaynağı olarak gözükmekte. 



Yükselen burçta yer alan Satürn aynı zamanda sınırdaş komşulardan gelen grupların ve aynı zamanda ekonomik konularla ilgili baskı ve koşulların da halk üzerinde önemli bir vurgu getirebileceğini açıklamakta. 






Yaz mevsimi 2015

21 Haziran Yaz mevsimi haritasında yine Yay burcu yükselmekte. Bu ideolojik konuların, medya ve basını ilgilendiren gelişmelerin, üniversitelere ve uluslararası konulara ait gelişmelerin sürekli olarak gündemde kaldığını açıklıyor. 9. evde Aslan burcunda yer alan Jüpiter’in konumu (Uranüs’le üçgen, Venüs’le birleşim) uluslar arası konulara, yabancılarla ilişkilere, içerisine hukuk, yasalar ve düzenlemeler alan konulara önemli bir vurgu ve yenilenme, reform isteği getirmekte. Bu koşullar yönetim ve başkanlık temalarına ilişkin de olabilir. Uluslar arası konularda ve medyada sanata, kadınlara ait konular ve imkanlar, fırsatlar dikkat çekiyor.


Ancak Ay’ın sıkışık konumu ve Satürn’le kare açısı halkı ilgilendiren koşullar içerisinde sınırlamalar, engeller ve problem yaratan bir psikolojiye işaret edebilir. Haritada son derecelerde yer alan üç gezegen, Ay, Satürn ve Mars dikkat çekiyor. Bu gezegenler devleti, yöneticileri zorlayan koşullara, halkın sıkışmış, memnun olmayan durumuna ve karşıtlık, ikilik, tartışma içeren huzursuzluklara vurgu yapıyor. Kafa karıştıran ve doğru olmayan konuşmalar ve fikirler olabilir. Bu dönemde diplomasi, denge arayışı, uluslar arası ilişkiler, adalete yönelik konular ön planda gözüküyor.





13 Eylül Başak burcunda kısmi güneş tutulması (kuzey) yakınlarında yılın ikinci güneş tutulmasında, haritada Terazi burcu yükselmekte. Bu burç ülkemizin 4. evine karşılık geliyor. Bu nedenle iç işlerine ve topraklara, güvenliğe ilişkin gelişmeler, yurtta güvenlik, denge ve adaleti anlatan temalar dikkat çekiyor. Başak burcu ülkemiz haritasında 3. evde, sınırdaş komşuları gösteren alanda olduğu için bu dönemde dış işlerinde ve komşu ülkeleri ilgilendiren konularda yeni adımlar, gelişmeler mümkün. Bu tutulma ülkemizin prenatal tutulması ile ilişki kurduğu için çok önemli koşullar ve yenilikler getirmekte. Oldukça değişken, yön arayan şartlar içerisinden geçiyoruz. Bu koşulların komşu ülkelerle ilgili gelişmeler yanında, ilk öğretim, öğrencilere ait konular ve genel olarak ideolojik unsurlarla ilgili durumları da içine alabileceğini söyleyebiliriz. 



Bu dönemde belirsizliklerin yanında, geleceğe yönelik ümitler de vurgulanmakta. Ancak özellikle yakın komşularla diyalog ve hareketliliğin artacağı söylenebilir.



Yine bu dönemde toplum sağlığı, hijyen ve hizmete, işçi ve emekçilere, memurlara ait gelişmelerin de ülke gündeminde daha fazla yer tutacağını görebiliriz. 




Sonbahar mevsimi 2015

23 Eylül’de Güneş’in Terazi burcuna ilerlediği haritada Akrep burcu yükselirken, haritanın tepe noktasında Başak burcunda Jüpiter yer alıyor. Jüpiter aynı zamanda Neptün’le de karşıt açı içerisinde. Haritada Akrep burcunun yükselmesi ülkede değiştirici, zorlayıcı koşullara işaret etmekte. Halkı kısıtlayan, üzüntü veren durumlar olabilir. Bu koşullar yine komşulardan gelenlerle, mültecilerin koşulları ile ilgili olabilir. Yönetsel alanda, hükümeti ilgilendiren koşullar içerisinde mücadele ve çatışma söz konusu. Ancak bir yandan da devlete ait organizasyonel konular, kimi zaman hayalci ve idealist tutumları içine alan politikalar, içerisinde dinin ve inançların yer tuttuğu görüşler ve politikalar öne çıkmakta.



Bu haritada Güneş ve Satürn bağlantısı gizli kalan ve devleti ilgilendiren gelişmelerin de dikkat çekici olabildiğini anlatmakta. Aynı zamanda ekonomik alanda özellikle içerisine uluslar arası konuları alan koşullar içinde yeni politikalar ve önlemler alındığını görebiliriz. Sonbahar aylarında akademik konuları, eğitimi, hukuku, yasaları ve basını içine alan konular içinde büyük bir hareketlilik söz konusu. Bu alanda ideolojik unsurların özellikle dikkat çektiği görülmekte. Bir yandan iç işlerini ve toprakları ilgilendiren gelişmeler, sınırdaş ülkelerle ilgili gelişmeler ve konuların getirdiği sınırlamalar ve uluslar arası perspektifler içerisindeyiz. Devletin organizasyonu ve düzenini ilgilendiren alanlarda karmaşık ve kaos getirici durumlar söz konusu olabilir. 





İlerletilmiş harita ve güneş yayı tekniği neler gösteriyor ?


Türkiye’nin ilerletilmiş haritasında Güneş 2007 yılından bu yana Saka burcunda, 8. evde ilerlemeye devam ediyor. Daha önceki yıllarda bu önemli trendin özgürlükler, ayrışmalar, reform isteği ama aynı zamanda korku ve endişe yaratan süreçlerle ilişkili olduğunu yazmıştım. 8. evdeki Güneş’in yükselen Yengeç’i görememesi milli hassasiyetlere ilişkin koşulları ve krizleri, huzursuzlukları anlattığını görüyoruz. Bunun aynı zamanda çok uzun vadeli bir süreç olduğunu ve henüz tepe noktası yapmadığını da söyleyelim.

Ayrıca bu dönemde ilerletilmiş Ay da Akrep burcuna, 5. eve ilerledi ve yakın bir gelecekte, 
20.4.2015’te son dördün fazına ilerlediğini göreceğiz. Akrep Ay’ın kendini huzursuz ve güvensiz hissettiği bir alandır. Işıkların sabit burçlarda ilerliyor olması bu dönemde sıkışık koşullar altında, kronik durumların, baskı ve dönüşüm içeren temaların öne çıktığını göstermekte. 2015 Nisan aynı zamanda genel seçimlere yakın bir tarih olarak görülebileceği için ayrıca çok önem kazanıyor. 8 derece Akrep burcundaki son dördünde otoriter temaların, kontrol ve düzenlemelerin, iktidara ait güçlerin öne çıktığını görmek mümkün. İlk dördünün yükselen burçla üçgen açısı halkın oyunu ve tercihlerini, ay düğümleri ile uyumu ise daha çok kadersel, önüne geçilmesi zor vurguların zemin kazandığını, daha sonra Pluton ve Uranüs’le üçgen açısı da yol boyunca dikkat çekecek dönüşüm, yenilenme ve reform hareketlerini açıklıyor. Akrep burcundaki Ay aynı zamanda halkın genelini ilgilendiren koşullar içerisinde korku ve yıpranmanın, endişelerin hakim olduğu bir atmosferin işaretçisi.


2015 boyunca ilerletilmiş Mars’ın Güneş/Asc ortanoktasına yaklaşan kare açısı yöneticileri ve hükümeti ilgilendiren konularda mücadele, çatışma ve tartışma içeren olaylara, ilerletilmiş Venüs’ün Balık burcunda Asc/MC ortanoktası ile uyumu halkın idealize ettiği konulara ve inançlara olan dikkat çekici yaklaşımını, yine Venüs’ün Pluton’la üçgeninde bu idealize ve hayalci tutumun büyük güçlerle desteklendiğini görebiliriz. 


Güneş yayına göre ilerletimlerde ise ilerletilmiş Uranüs haritanın tepe noktası ile kare açı yapıyor ve bu açı şu anda, 2014 sonunda özellikle en üst seviyede duruyor. Bu açının reform ve yeniliklere, ani olaylara, hükümeti ve yönetimi içine alan konulara sert ve sarsıcı değişikler yapma imkanı getirdiği söylenebilir. İlerletilmiş Mars’ın Oğlak burcunda, yükselen derecesine ve Pluton’a olan karşıtlığı ise bu yıllar içerisinde halkı ilgilendiren tehdit ve şiddet içeren olayların, düşmanlıkların halen devam ettiğini göstermekte. Özellikle 2016-2017 geçişinde Mars’ın Pluton’un tam karşısında ilerlemesi şiddet ve savaş riskine, düşmanlıklara işaret etmekte. Orta vadede Satürn’ün Oğlak burcunun son derecesinde olacağı 2016 Aralık – 2017 Kasım sürecinin ülke yönetimi, devletin gücü ve yönetsel koşullar açısından çok önemli krizlere karşılık geleceği söylenebilir. Ancak 2018 Mart’ından sonra daha farklı ve yeni bir sosyal ortamın gündeme geleceğini söyleyebiliriz. 




Yıllık temalar neler getiriyor ?


Ülkemizin bu yılki profeksiyonunda 8. Ev göze çarpıyor. Bu ev krizler, endişeler, korkular, içerisinde ölümün olduğu konular, yıpratıcı temalarla ilgilidir. Toplumda ayrışma ve değişim getiren olayların gündeme daha sık oturduğu bir dönemden geçmekteyiz. 8. Evdeki Saka burcu reform ve özgürleşme konularına işaret etmekte ancak bu durum toplumsal bir yırtılma ve birbirini görememe ile sonuçlanmakta. Burcun yöneticisi Satürn’ün 4. Evde Terazi burcunda olması bu konuların sonuç olarak toprak, ülke, vatan ve iç güvenliği, iç huzuru etkilediğini anlatmakta. Benzer şekilde bu dönemde eğitim, öğrenciler, gençler, medya ile ilgili konular (Satürn/Merkür birleşimi) ve halkı ilgilendiren (Satürn/Ay üçgeni) pek çok koşul söz konusu. 12 Ocak’a kadar olan dönem, 31 Mart- 12 Mayıs, 9 Ağustos-25 Eylül tarihleri arasında bu konularda daha fazla tartışma, huzursuzluk ve tahribat yaşanabilir. Yıl yöneticisi Satürn’ün natal haritada 7. ve 8. Evleri yönetmesi ise dış ilişkiler, diplomasi, karşıtlık ve açık düşmanlıklar konularının da gündeme geldiğini, yıl boyunca dışsal koşulların hakimiyetini gösteriyor.




2014-2015 güneş dönüşü haritasında ise Yengeç yükselirken, Saka burcu doğal olarak yeniden 8. Eve yerleşmekte. Yukarıda da değindiğimiz gibi bu ev harekete geçememek, görememek, krizler ve korkularla yakından ilgilidir. Yıllık haritada Yengeç burcunun yükselmesi milli hassasiyetlere, endişelere, bu alanda güven arayışına ve halkı ilgilendiren durumlara dikkat çekmekte. Ancak yükselen yöneticisi Ay, 7. Evde Oğlak’ta Mars ve Satürn tarafından kuşatılmış görülüyor. Bu yorucu ve kısıtlayıcı koşullar halkın depresif bir duygusal süreç içerisinde, şiddete maruz kalabildiğini, öfkeli olabileceğini açıklamakta. Halk zarar görmekte. Ancak Ay’ın Güneş ve Neptün orta noktası üzerinde kalması bir yandan da halk üzerinde pasifize eden, uyutan, etkisizleştiren koşullara tabi olduğunu da anlatmakta.


Bu yılki dönüş haritasında yıl yöneticisi Satürn’ün 5. Evde Akrep burcunda olduğunu görmekteyiz. Güneş ve Venüs de 5. evdeler. Satürn natal Jüpiter’in üzerinde durmakta. 5. Ev doğal olarak seçimlere, halkın ifadesine işaret ediyor. 5. Evdeki Satürn halkın keyif duymadığı, kısıtlandığı koşullara işaret etmekte. Ayrıca bu konum büyümenin sınırlığı olduğu, insanların zevklerden, keyiflerden soğuduğu, hayatın neşesinin olmadığı bir atmosfere de gösterge. Çocuklarla ilgili konular, turizm, gösteri ve sanatları, sanatçıları anlatan konularda daralmalar, kısıtlamalar mevcut.


Yıllık haritanın tepe noktasında Koç burcu ile birlikte, Uranüs ve güney ay düğümü de görülmekte. Türkiye’nin bu yıl dış dünyada daha bağımsız, kendi başına, meydan okuyan bir tavır içerisinde olduğu söylenebilir. Lider konumundaki kişi ve kişilerin, hükümetin bu süreçte daha tepkisel, sabırsız ve tek yönlü düşünce ve eylemlerde olabileceğini görebiliriz. Ancak bu durum muhalefet ve karşıtlıklar da üretiyor. 



Haritada 9. Evde (akademik dünya, üniversiteler, entelektüeller, basın, ayrıca inançlar, felsefeler, yabancılarla ilgili konular) Balık burcundaki Neptün, kültürel konularda idealizm ve hayallere işaret etmekte. Güneş’le üçgen içinde duran Neptün bu koşulların doğal olarak liderler ve halk tarafından da olumlu karşılandığını açıklıyor. Ancak entelektüel kesimde, basında ortaya çıkan bu ülkü ve idealler, örneğin Osmanlıcılık vb., geçmişten esin almak) yılın ikinci yarısında daha problematik ve kısıtlayıcı, hayal kırıklığı yaratabilecek gelişmelere gebe gözükmekte. Nitekim 2015 sonbaharında etkin olan Satürn-Neptün karesi, özellikle 2015-2016 geçişinde bu tür idealist ve hayalci tutumların çok tartışılabileceğini ve devlet düzeninde ve işlerinde sıkıntı unsuru olabileceğini göstermekte.


Kaynakları ve ekonomideki nakit akışları, para koşullarını açıklayan alanda 2. Evdeki Jüpiter bu alanda genel bir korumaya ve rahatlatıcı desteklere işaret etmekte. 11. Evde Boğa burcundaki şans noktası da kazanç beklentilerinin olduğunu vurgulamakta. Ancak Jüpiter’in natal Neptün üzerinde olması bu alanda da yüksek beklentilerin olabileceğini ve güvensizliklerin, belirsizliklerin öne çıkabileceğini göstermekte. Jüpiter Satürn’le kare açı içerisinde büyümede kısıtlanma ve sınırlayan faktörlere işaret etmekte. 5. Evdeki Satürn finansal koşullara da kısıtlamalar getirmekte.



Yıllık harita üzerinden gidildiğinde, 20 Mart’a kadarki dönemin özellikle dışsal şartlar açısından baskın bir atmosferin içinde olunacağını göstermekte. Pek çok şey 22 Haziran sonrasında yeni bir zemin ve anlayış kazanacak gibi gözükmekte. Aylık geçişlerde daha detaylı olarak bu koşulları okuyabilirsiniz.


Yılın ikinci yarısında


2015’in ikinci yarısında, Ağustos ayı ile birlikte, her yıl olduğu gibi yeni koşulların ortaya çıkacağını bekleyebiliriz. Bu temalar sonbaharla birlikte daha belirgin olmaya başlayacak. Yılın bu döneminde, özellikle Ekim ayı ile birlikte, ülkemizin haritasında 9. Ev temalarının ön plana geçeceği görülmekte. Yıllık profeksiyon 9. Ev Balık burcuna ilerlerken kültürel ve sosyal alanda inançların, dini konuların, inançların daha dikkat çekici bir gündem oluşturacağı söylenebilir. Balık burcu idealist yaklaşımlar, hayaller ve arayış içerisinde olmakla ilgilidir. Doğal olarak bu dönemde akademik konuların, üniversitelere, basına, medyaya, kültür ortamına ait gelişmelerin özellikle daha hayalci ve dini konulara daha fazla ilgi gösteren bir atmosfer içinde olacağını söyleyebiliriz. Bu koşullar eğitimde çok daha belirgin görüşler olarak ortaya çıkabilir. 9. Ev aynı zamanda uluslar arası boyutu olan konuları gösterdiği için ülkemizin AB ve genel olarak Batı dünyası ile ilişkileri halkın gündeminde daha çok yer kaplayabilir. Ülkemiz haritasında bu evde Uranüs ve güney ay düğümünün olması söz konusu alanlarda değişikliklere, reformlara işaret ediyor olabilir. Ancak bu temaların ani ve sarsıcı boyutları da mümkün. Yıl yöneticisi Jüpiter 5. Evde aynı zamanda halkın tutumuna ve görüşlerinin önemine de işaret etmekte. 


2015-2016 süresince uzaklar, denizaşırı ülkelerle ilgili gelişmeler, uluslar arası ticaret, ulaşım, deniz ve hava yollarına ait gelişmeler, dini konular, üniversitelere ait gelişmeler, anayasaya, hukuku ait gelişmeler, yayıncılıkla ilgili koşullar, gelişmeler sık sık gündemde olabilir. Bu temaların özellikle devlet düzeni, çalışanlar ve sistemin düzeni açısından önem taşıyacağını söyleyebiliriz.


2015-2016 süresinde eğitimde, kültürde, sanatta ve eğlence, gösteri gibi alanlarda kadına ait konular gündemde olacak. Jüpiter-Neptün karesi tüm bu konularda, fazla gerçekçi olmayan, hayalci ve abartıya açık eğilimlerin olabileceğini göstermekte. 



2015’in ikinci yarısında aktif olmaya başlayan haritada Terazi burcunun yükseldiğini, yöneticisi Venüs’ün ise gizli kalan şeyleri, kontrol edilmesi zor alanları anlatan 12. Evde, Mars ve Jüpiter’in ortasında kaldığı görülüyor. Terazi burcunun yükselmesi öncelikle topraklara, toprakların güvenliğine, iç işlerine, vatana ait konuları öne çıkarmakta. Natal Mars’ın yükselen derecesine yakın olması ülke içindeki güvenlik ve içişlerinde huzursuzlukların, ayrışmanın ve şiddetin söz konusu olabileceğini anlatmakta. 



12. evde Başak burcundaki Venüs hem kadınlara ait konuları, hem de genel halkı ilgilendiren kısıtlayıcı ve hapsedici unsurları söz konusu olabileceğini gösterebilir. Kadınları ilgilendiren durumlar içerisinde huzursuzluklar, tartışmalar, içerisinde akademik ya da dini olabilecek bağlamlar söz konusu. Diğer yandan gizli faaliyetler, istihbarata yönelik uluslar arası gelişmeler, gençler ve öğrencilerle ilgili konular halkın gündemi üzerinde önemli bir etki yaratmakta.


Aynı zamanda bu konum toplumu, genel halkı ilgilendiren alanlarda sağlık, hijyen ve düzene, hizmete ait durumlar içerisinde sıkıntıların, tartışmaların olabileceğini açıklıyor olabilir. Benzer şekilde, sınırdaş komşulardan kaynaklanan sosyal problemler, ülkemizdeki mültecilerin durumu, sağlık, temel ihtiyaç ve hizmet koşulları da akla gelmekte.



Yıllık haritanın tepesinde yer alan Yengeç burcu ülkenin gündeminde ve yönetimi ilgilendiren konular içinde vatana ait konu ve endişelerin, halkı ilgilendiren ihtiyaçların, güvenlik ve huzur arayışının öncelikli olduğunu açıklamakta. Bu arayışlar aynı zamanda ekonomik alanda ve finansal piyasalardan kaynaklanan dalgalanmalardan ve huzursuzluklardan kaynaklanıyor olabilir.



2015-2016 geçişinde gündeme gelecek önemli temalardan birisi de eğitim, yüksek öğrenim, devlet düzeni ve çalışanlara ait koşulları öne çıkarmakta. Yıllık haritada Yay burcunda, 3. Evde yer alan Satürn, 6. Evdeki Neptün’le kare açı içerisinde durmakta. Bu göstergelerin yıl boyunca ortaya çıkabilecek pek çok konuyu işaretlediğini söyleyebiliriz. İlk akla gelen konu, devlet düzeninde, çalışma koşulların, memurlara ve emekçilere ait konularda içerisinde dini  durumların, inançların ya da aynı zamanda uluslar arası gelişmelerin olabileceği bazı kurallar, düzenlemeler ve sınırlamalar olabileceği. Diğer yandan, sınırdaş komşulardan kaynaklanan, uluslararası camianın da bağlantılı olabileceği sorunlar ya da ciddi uğraşlar, görevler ve meseleler. Öyle gözüküyor ki, gerek eğitim, üniversiteler, akademik hayat, gerekse çalışanlar, devlet düzenini ve çalışanları ilgilendiren konularda bazı karmaşaların, yanlış değerlendirme ve uygulamaların, hayale dayalı, gerçekçi olmayan, kafa karıştıran olayların sürekli bir karışıklık yaratabileceğini anlıyoruz. 



Yılın ikinci yarısında halkı ilgilendiren konulardan diğer biri de, ekonomik alanda, finansal piyasalardan ve ülkemizin mali koşullarından kaynaklanabilecek dalgalanmalar olabilir. Gelecek beklentiler içerisinde yer alan istikrar ve güven arayışı pek parlak rahat gözükmemekte. Dışsal koşullardan kaynaklanan sıkışmalar, dışarıya bağlı durumlar, anlaşmalar, görüşmeler ekonominin durumu ve paranın tansiyonu konusunda etkin olmaya devam edebilir. Özellikle karşıtlık ve huzursuzluk yaratan elde olmayan nedenler ki bu koşullar yakın komşular ve doğal olarak Ortadoğu kaynaklı olabilir, finansal durumlar üzerinde riskli koşullar yaratabilir.


2015-2016 geçişinde devletin, hükümetin ve liderlerin toprak, vatan, ülkede iç güvenlikle ilgili alanlarda yoğun mesai ve sorumluluk içerisinde oldukları  görülmekte. Karşıtlıklar ve muhalefet yaratan unsurlar, vatanı, toprağı ilgilendiren konularda ortaya çıkan baskı ve manipülasyonlar 2015 sonuna doğru çok daha belirgin bir gündem yaratmakta. Ayaklanma, karşıtlık ve huzursuzlukların sonbahar aylarından itibaren gündemde önemli konular olacağı, bu sıkışıklıkların kış aylarında daha fazla yoğunlaşacağı ve en ancak 2016 bahar aylarından itibaren yeniden gözden geçirilebileceği anlaşılmakta.


Aylık değerlendirmeler  2015



Ocak

21 Aralık tarihi ile başlayan bir aylık dönemde devlet işlerinde yoğunluk, iç işlerine ait konular ve muhalefet çıkaran koşullar dikkat çekiyor. Yılın bu  döneminde kritik gelişmeler söz konusu. Devlete ait konular, iç işlerini ilgilendiren gelişmeler yorucu bir gündem yaratmakta. Bu gelişmeler hükümetin yürüttüğü çözüm sürecine ilişkin de olabilir. Özellikle 29 Aralık tarihi ile birlikte, yöneticilere, hükümete ait girişimlerin gittikçe daha büyük bir önem kazandığı görülmekte.

Aralık ayının son, Ocak ayının ilk günlerinde stresli koşullar var. Yine bu dönemde, sıkıntılı durumdaki halkı ilgilendiren olaylar yanında dış politika ve diplomasiden kaynaklanan koşulları da takip etmek gerekiyor. Dışsal koşulların ağır bastığı bir dönemden geçiyoruz. Bu nedenle hükümeti öne çıkaran, harekete geçmesine neden olan sıkışıklıklar var. Devlete, hiyerarşik düzene ilişkin ciddi gelişmeler ay boyunca ön planda kalıyor. 



Özellikle 5 Ocak’ta gerçekleşen dolunay milli konulara, devlete ait gelişmelere, baskı yaratan koşullara ve sert tartışmalara, ülkemizin iç ve dış politikasına etki yapmakta. Hükümeti ve yöneticileri ilgilendiren alanlarda baskı ve sıkıntı yaratan koşullar var. Bu koşullar ülkede daha fazla kutuplaşma ve huzursuzluk yaratabilir, milliyetçi temaları öne çıkarabilir. Son derece kritik bir süreçten geçiyoruz. Devletin dengesini zorlayan, dağılma ve karmaşa getiren koşullar içerisindeyiz. Çift durumlar, ikilikler, kutuplaşmalar dikkat çekiyor.



Yine Ocak ayında uluslararası gelişmeler, yabancılarla ilgili konular ve medyayı, basını, kültürel konuları, fikir tartışmalarını, eğitim ve akademiyi içine alan konularda karmaşa, bulanıklık ve dağınıklık söz konusu. Medya, basın, iletişim ve fikir düzeyinde baskılar gündeme gelebiliyor. Bu koşulların akış ayları boyunca, özellikle Mart ayına kadar etkin kalacağı görülmekte. 



20 Ocak’ta gerçekleşen yeniay da kriz gibi görülebilecek koşulları tetiklemekte. Bu dönemde gerek finansal piyasalarda, ekonomi alanında, gerekse iç siyasette, içerisinde grupların, STKların olduğu konularda, toplumu ilgilendiren haklar, özgürlükler ve reformlar konusunda büyük bir hareketlilik görüyoruz. Ancak bir yandan da bu gelişmelerin toplumu zorlayan, kutuplaştıran yönleri, ayırıcı tarafları da olabilir. 



29 Ocak’tan itibaren ekonomik gelişmelere, geleceğe yönelik ekonomik istikrarı vurgulayan durumlara daha fazla dikkat etmek gerekiyor. Bu dönemde mali alandaki koşullara duyarlılık artmakta.
 


Şubat

20 Ocak’tan itibaren ortaya çıkan koşulların toplumda kriz ya da huzursuzluk yaratabilecek durumlara işaret ettiğini söylemiştik. 19 Şubat’a kadar olan dönemde korkutucu konular, endişe yaratan durumlar olabilir. 12 Şubat çevresinde bu tür koşullara, olaylara dikkat edilmeli. Benzer şekilde, ekonomi alanında harcamalar, bütçeye ilişkin temalar gündemde yer tutabilir. 


4 Şubat’ta gerçekleşen dolunay ekonomik konularda beklentilerini arttırıyor. Bu dönemde harcamaları körükleyen, arttıran koşullar içerisinde olabiliriz. Ekonomi alanında daha gerçekçi ve kontrollü olunması gerekiyor. 



Ayrıca 7 Şubat ve sonrasında toplumsal konularda daha dalgalı, etkiye açık, inançları da içine alan gelişmeler, dağınıklıklar, toplumsal vicdana,  hassasiyetlere yönelik olaylar söz konusu olabilir. Bu koşullar merhamet göstermek, yardımcı olmak, fedakarlıkta bulunmak gereğine işaret etmekte. Şubat sonuna doğru bu konularda artan bir bilinç ve farkındalık söz konusu.

10 Şubat ve civarında beklenmedik gelişmeler, olaylar, sarsıntılar ve aynı zamanda yeniliyici koşullar, sürprizler var.


20 Şubat’tan itibaren özellikle medyayı, basını, toplumsal fikirleri, propaganda ve tanıtım içeren konuları gündeme getiren temalar artmakta. Bu dönemde seçimler öncesindeki faaliyetlere, kampanyalara tanık olabiliriz. Bu söylemler içerisinde dini konulara, inançlara ve bir takım ütopik ya da hayalci koşullara da tanık olabiliriz. Medyada, basında, inançlar, eğitimle ilgili gelişmeler, akademik dünyayı ve entelektüelleri ilgilendiren vurgular yer alıyor. Ancak 23 Şubat civarında toplumsal fikirleri, ideolojileri oldukça puslu ve karmaşık hale getirebilen koşullar içerisinde olabiliriz. 


19 Şubat’ta gerçekleşen yeniay medya, eğitim, basın, akademik dünya ve uluslar arası gündeme önemli bir ivme kazandırmakta. Ancak bu alanlarda, fikirler dünyasında sınırlama, kontrol ve düzenleme içeren durumlarla da karşılaşabiliriz.



Genel olarak bu dönemde, uluslararası konular, medya, üniversiteler, toplumsal fikir ve ideolojileri, entelektüelleri ilgilendiren gelişmeler içerisindeyiz. Aynı zamanda uzaklardan, denizaşırı ülkelerden ve bağlantılardan kaynaklanan olaylar gündemde. Bu gelişmelerin inançlarla ya da gizli kalan şeylerle alakası da olabilir. 28 Şubat ve sonrasında, toplumda çift durumlar, kutuplaşmalar, huzursuzluk yaratan durumlar içerisindeyiz. Aynı zamanda bu dönemde gizli ve kapalı kalan şeyler, istihbarat ve casusluk, terör konuları yer alıyor. Şubat ayının son günlerinde halkı ilgilendiren konular içinde bulanıklık ve belirsizlik içeren gelişmeler yaşanabilir.


Mart

19 Şubat’tan başlayarak uluslararası konuların, gizli kalan şeylerin, toplumda ikilik ve huzursuzluk yaratabilen olayların gündemde kaldığını görmekteyiz. Aynı zamanda seçimlere yönelik propaganda ve fikir düzeyinde inançları konu, hayalci yaklaşımlar gündemde kalmaya devam etmekte. 


5 Mart’ta gerçekleşen dolunay içişlerine, çözüm sürecine ve diplomasi konularına yönelik hızlı bir gündem ve değişiklikler getirmekte. Bu dönemde yönetimi, liderleri ilgilendiren konularda çıkışlar, tartışmalar ve kopartıcı enerjiler var. Aynı zamanda sınırdaş komşularla olan ilişkilerin de ciddi bir gündem yaratabileceği söylenebilir. 20 Mart ve ardından özellikle 29 Mart sonrasında yönetimi, hükümeti ilgilendiren koşulların hız kazandığını görebiliriz. Bu tarihten sonra genel seçimler sathına da girmiş oluyoruz. Seçimler 20 Mart’tan sonra 22 Mayıs’a kadar olan dönemde gerçekleşebilir.



Özellikle 29 Mart’la birlikte, halkı ilgilendiren konular, içerisinde güven ve huzur arayışının ve bu konulardaki hassasiyetlerin, endişelerin hız kazandığı bir dönemdeyiz. Halk bu dönemde yönetimi ilgilendiren konularda söz sahibi ve kendini daha çok göstermek, hassasiyetlerini ortaya koymak istiyor. 25 Mart – 2 Nisan tarihleri arasında oldukça gürültülü, ani çıkışlar getiren olaylar olabilir. Aynı zamanda bu dönemde askeri konular, hükümeti ve ülke yönetimini içine alan gelişmeler söz konusu. Yönetime ilişkin reformların, değişikliklerin tartışma konusu olduğunu görmekteyiz. 


20 Mart’ta gerçekleşen güneş tutulması yine halkı ve yönetimi ilgilendiren gelişmelerin öne çıktığı döneme işaret etmekte.

 

Nisan

20 Mart’tan itibaren gelen dönemde ülke yönetimini, liderleri ilgilendiren hızlı gelişmelerin, başlangıçların ön planda olduğu bir süreçteyiz. Bu dönemde gerek çözüm süreci, gerekse iç politikayı içine alan konularda, halkın hassasiyetlerine yönelik alanlarda dikkat çekici gelişmeler var. 


4 Nisan’da gerçekleşen dolunay liderlerle ilgili konulara, liderin gücüne işaret etmekte. Bu dönemde yönetsel konularda daha dikkat çekici bir istikrar ve atılım isteği görmekteyiz. Yönetsel konularda, hükümeti içine alan koşullar içerisinde yenilenme ve reform, büyük aktivite görülmekte. Nitekim 29 Mart ve sonrasında lideri, güçlü ve etkin kişileri içine alan olaylar öne çıkmakta. Doğal olarak bu süreçte seçimlere ilişkin koşulların da iyice olgunlaştığı anlaşılmakta. Nitekim 2 Nisan’la başlayan gelişmeler içerisinde halkı harekete geçiren, canlandıran bir atmosfer içerisinde ilerliyor olacağız.



18 Nisan’daki yeniay halkı ve oyunu ilgilendiren gelişmelere ışık tutmakta. Ayrıca bu dönemde ekonomik açıdan önemli sayılabilecek dışsal gelişmelere de dikkat edilmeli. 21 Nisan ve sonrasında, özellikle 29 Nisan’la birlikte ekonomide gelecekle ilgili beklentiler, halkın refahını ve kazançlarını öne çıkaran imkanlar, umutlar var. Ekonomide istikrar isteği ve daha huzurlu bir gelecek vaadinin gündeme geldiğini görebiliriz. Kuşkusuz bu durumlar, beklentiler düzeyinde, seçimlere yönelik atmosferin bir parçası da olabilir. Yine bu dönemde 22 Nisan – 2 Mayıs tarihleri arasında yönetimi ve halkı ilgilendiren hızlı gündemler oluşmakta.


Mayıs

21 Nisan sonrasındaki gündem ekonomik istikrar, gelecek yönünde beklentiler ve gruplarla, STK’larla, siyasi oluşumlarla ilgili gelişmelere işaret etmekte. 29 Nisan sonrasında da, paranın durumu, ekonomik kaynaklar üzerinden önemli gündemler bekleyebiliriz. Ancak 4 Mayıs’ta gerçekleşen dolunay huzursuzluk ve kutuplaşma yaratabilen, toplumda tartışma ve ikilik yaratabilecek unsurlar da getirebilir. Bu dönemde eğitimle ilgili uygulamalar, fikirler, inançlar üzerinden tartışmalar ve getirilen düzenlemeler huzursuzluk kaynağı olabilir. Özellikle 13 Mayıs ve yakınlarındaki günlerde halkı ilgilendiren gelişmeler içerisinde yeni bir dönüm noktası söz konusu olabilir.

Yılın bu döneminde, pek çok konuda yeni 
değerlendirmeler ve bakış açıları söz konusu. Benzer şekilde, 18 Mayıs’taki yeniay toplumda tartışma, eğitim ve öğrencilerle ilgili gündemler, çatışmalar ve kısıtlamalar içeriyor. 22 Mayıs’tan itibaren yine bu huzursuzluklar ve ikilikler yanında, gizli kalan, terör içeren olaylar, gizli düşmanlıklar dikkat çekmekte. Bu dönemde 29 Mayıs sonrasında, sınırdaş yakın komşularla ilgili gelişmeler, eğitime, öğrencilere, gençlere ait konular sıkıntılı koşullar ve çatışmalar içermekte. 25-26 Mayıs günleri civarında uluslararası konulardan ya da yabancılardan kaynaklanan gelişmeler, ya da eğitime, üniversitelere ve basına ait konular dikkat çekerken, ekonomik konularda, istikrar alanında dalgalanmalar ve paranın değerini olumsuz etkileyebilecek gelişmeler beklenebilir. Genel olarak 22 Mayıs ve sonrasında yönsüzlük, dağınıklık getiren, elde olmayan ya da gizli nedenlerle ortaya çıkan huzursuzluklar söz konusu.


Haziran

22 Mayıs’tan bu yana çift durumlar, gizli kalan konular ve toplumu bölen huzursuzluklar dikkat çekiyordu. Gizli ve yıkıcı faaliyetlere ve casusluk konularına dikkat etmek gerek.



2 Haziran’da gerçekleşen dolunay uluslararası konulara, eğitim, üniversiteler, akademik konular, fikirler ve inançlarla ilgili gelişmelere, bu konularda  sınırlamalara, düzenlemelere işaret ederken, toplumda çok çatışma, tartışma ve kavga söz konusu olabilir. Dini konuların yaratabileceği gelişmelere de dikkat etmek gerekiyor.


16 Haziran’da gerçekleşen yeniay halkı korkutan, huzursuz eden, şiddet ya da terör içerebilecek temalara işaret etmekte. Bu dönemde halkın ihtiyaçları, sağlığı ile yakından ilgilenmek gereği doğabilir. Ülke gündeminin elde olmayan nedenler ya da gizli düşmanlıklar, yıkıcı faaliyet ve koşullar yüzünden depresif olması mümkün. 


22 Haziran’dan itibaren bir aylık süre içerisinde iç işlerini, toplum sağlık ve düzeninin ilgilendiren koşulların önemi çok artmakta. Bu dönemde milliyetçilik teması, toplumsal hassasiyetler ve iç huzurun sağlanması yolunda dikkatli olunması gerek. Özellikle 22 Haziran – 3 Temmuz arasında halkı ilgilendiren konularda çatışma yaratabilecek koşullar, muhalefet içeren karşılaşmalar olabilir. 29 Haziran sonrasında ise bir ay boyunca iç işlerinde, huzuru ve istikrarı zorlayabilecek temalar içindeyiz. Bu dönemde toprağı, vatanı ve güvenliği, toplum sağlığını ilgilendiren olaylar sıkça gündemde kalabilir. Yine bu dönemde halkın kendini ifade edişi ve kendi önceliklerini öne çıkaran gelişmeler var. İç işlerinde denge ve huzur arayışı dikkat çekici olacak. 


Temmuz

22 Haziran sonra ve Haziran’ın son günlerinde iç işlerine, vatana ve güvenliğine ait hassasiyetlerin önemli olduğu süreç devam etmekte. Bu açıdan Haziran’ın son günleri ve Temmuz başında kritik günlerden geçmekteyiz.



2 Temmuz’da gerçekleşen dolunay ülke güvenliği, milli hassasiyetler ve askeri konular açısından oldukça dikkat çekici, stresli koşullar getirmekte. Bugünlerde toplumun sağlığını, halkı endişelendiren, mutsuz kılan, terörize eden ya da korkutan durumlar yaşanabilir. Genel olarak iç işlerinde çatışma yaratabilecek koşullar var. Güvenlik konularına çok önem verilmeli. Benzer şekilde 16-17 Temmuz günleri de dikkat çekici. 16 Temmuz’daki yeniay iç işleri, çözüm süreci ya da toplumda stres ve korku yaratabilecek unsurlar açısından tetikleyici olabilir. Bu dönemde ani gelişmeler, çatışmalar, terör ya da şiddet doğurabilecek olaylar yaşanabilir. Topraktan kaynaklanan gelişmeler olabilir. Ekonomik koşullara da dikkat etmek gerekiyor.


23 Temmuz sonrasında ekonomide bütçe, harcamalar ve paranın durumu ile ilgili koşulların gündemde daha fazla kalabileceği görülmekte. Aynı zamanda 29 Temmuz ve sonrasında gençleri, çocukları ilgilendiren konular, eğlence sektörünü, sanat dünyasını içine alan olaylar, harcamalar, yatırımlar ve ekonomik dengeler açısından yeni gelişmeler söz konusu.


Temmuz ayının son günleri ve Ağustos ayı ile birlikte, ülke gündeminde yeni koşulların ortaya çıktığını görmekteyiz. Bu koşullar sonbaharda daha belirgin hale gelmeye başlayacaktır. Özellikle içerisinde medyanın, üniversitelerin, akademik dünyanın, eğitimin söz konusu olduğu durumlarda, inançlarla, dinle ilgili alanlarda önemli gündem maddeleri oluşmakta. Bu konularda hayaller, karmaşalar ve çok akılcı olmayan yaklaşımların söz konusu olması mümkün. Aynı zamanda uluslar arası konular, taşımacılık, halkı da ilgilendiren uluslar arası bağlamda önemli anlaşmalar dikkat çekmeye başlayacak.


Ayrıca 23 Temmuz ve sonrasında toplumda bolca tartışma, hareketlilik, kutuplaştıran görüşler ve çift durumlar gündeme gelmeye başlıyor. 



Ağustos

23 Temmuz’dan sonra ekonomik konuları, gelirleri, paranın durumunu ilgilendiren gündemler devam etmekte. 12 Ağustos civarında içerisinde yabancıların da olduğu uluslar arası gelişmeleri yakından takip etmek gerek. Ancak bugünlerde kısıtlamalar ve engeller de olabilir. Bu dönemde yüksek beklentiler olabileceği gibi, bütçeyi ve harcamaları kontrol etmek açısından dikkat edilmesi gereken koşullar var.



31 Temmuz’daki dolunay halka ait konuları öne çıkarırken, bazı kısıtlamaların, sıkıntıların da olduğunu anlatıyor. Bu dönemde eğlence, turizm, sahne, sanatsal konular vurgulanmakla birlikte, bu koşullara stres, engel getiren olaylar da yaşanabilir.


Yukarıda da değindiğimiz gibi, yine bu tarihlerde, Ağustos’un ilk haftalarında uluslar arası konular, akademiyi, medyayı, eğitime ait görüş ve inançları öne çıkaran, daha hayalci ve ütopik, inançlara dayalı gündemler söz konusu olabilir.



14 Ağustos’taki yeniay endişeler, düşmanlıklar, korku ve sıkıntılar getirmekte. Dış politik gelişmeler yanında, finansal piyasaları ve ekonomiyi ilgilendiren gelişmeleri önemsemek gerek. 14-15 Ağustos tarihlerinde ekonomide harcamalar ve büyüme açısından daha gerçekçi olunması gerekebilir.



23 Ağustos’tan başlayan dönemde, bu kez içerisinde hem uluslar arası konuların, hem de medya, eğitim, üniversiteler, medyaya ait gelişmelerin öne çıktığını görüyoruz. Ayrıca bu dönemde sınırdaş komşularımızla daha dikkatli ve endişeli olmamıza neden olabilecek unsurlar artabilir. 27 Ağustos civarında karmaşa ve bulanıklık getiren koşullar var. Eğitime, devlet düzenlemelerine, basına, yargıya ait konularda karmaşa ve çift durumlar yaşanabilir.


Eylül

23 Ağustos’tan itibaren yukarıda sözünü ettiğimiz konular yanında, 29 Ağustos’ta gerçekleşen dolunay yine belirsiz ve bulanık konulara işaret etmekte. Bugünlerde hem sınırdaş komşularla ilişkilerin, hem de uluslar arası konuların sürekli gündemde kaldığı görülüyor. Dış politikada hayaller ve ilhama dayalı tutumlar var. Ayrıca bu dönemde, ilk eğitimde ve akademik konularda, gençleri ilgilendiren olaylar içerisinde abartılı tutumların, gerçekçi olamayan koşulların öne çıktığını görüyoruz. Yine bu dolunay sırasında ekonominin daha dikkatli yönetilmesine ilişkin koşullar da öne çıkmakta.


23 Eylül’e kadar olan dönemde, eğitim, bürokrasi ve eğitime ait düzenlemeler gündem yaratmakta. 
13 Eylül’deki yeniay diplomatik konuları, sınırdaş komşularla ilgili gelişmeleri, iç işlerine ve vatana ait gelişmeleri, bu alandaki milli hassasiyetleri öne çıkarıyor.
 


23 Eylül sonrasında milli konular, ülke güvenliğine ve bütünlüğüne stres getiren gelişmeler beklenebilir. Bu dönemde toprağa ait gelişmeler, iç işlerinde dengeli ve diplomatik olmayı gerektiren hassasiyetler var. Aynı zamanda bu dönemde açık düşmanlıklar, çatışma ve devleti sıkıştıran koşullarla karşılaşabiliriz. Eylül ayının son günleri, 27 Eylül civarı bu gelişmeler açısından kritik gözükmekte. Bu dönemde milli hassasiyetlerin çok arttığı anlaşılıyor.


Ekim

Eylül ayının son günlerinde hız kazanan ve endişe verici olan koşullar, iç güveliğe ve toprağa, milli konulara ait gelişmelerin Ekim boyunca özellikle 18 Ekim civarında yine çok kırılgan durumlar içerdiği görülmekte. 28 Eylül’de gerçekleşen dolunay sınırdaş komşularla ilgili konulara, halkı ilgilendiren durumlara önemli stresler getirmekte.


Ayrıca bugünlerde yine eğitimi, üniversiteleri, medyayı ulaşımı ilgilendiren alanlarda da yüklü bir gündem görebiliriz. İç işleri, toprakların güvenliği en önemli maddeler arasında yer almakta. Benzer şekilde, 13 Ekim’deki yeniay da, hem eğitim, medya hem de sınırdaş komşular ve iç işlerine kritik vurgular getirmekte.


Ekim ayının ikinci yarısında, bizi 2016 yılı boyunca da meşgul edecek temaların gündeme yerleştiğini görmekteyiz. Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi bu  koşullar bir yandan uluslar arası konuları, yabancılarla ilişkileri, bir yandan da inançları, eğitsel ve akademik konuları, medyayı ve özellikle de içerisinde dini referanslar olan görüşleri öne çıkarmakta.



Yıllık temalar içinde değinmiştik, ancak burada bir kez daha tekrar edelim. 2015’in ikinci yarısında, özellikle sonbahar ile birlikte, ülke gündemini en çok işgal edecek konuların içerisinde şu anda sözü edilen çözüm sürecine ait gelişmelerin ve aynı zamanda uluslararası bağlamdaki koşulların olduğu görülmekte. 2015-2016 sürecinde ülke bütünlüğünü, toprak ve vatanı, iç işlerini ilgilendiren alanlarda kontrol dışı çok faktör yer almakta. Sınırdaş komşulardan kaynaklanan gelişmelerin, gizli faaliyetlerin, şiddet ve terör getiren olayların farkında olunmalı. Ülkenin ana gündemi güvenliği, huzuru ve iç işlerini, halka ait konuları kollamak  olacak. İç işlerindeki bu koşullar bir yandan da müzakerelere ve görüşmelere dayalı gözükürken, sürekli bir denge diplomasisi uygulanması söz konusu.



Halkın tutumu ise hassasiyet, endişe ve güvensizlik yansıtmakta. Bu durum toprakla ilgili konularda ve ayrıca ekonomik koşullar açısından da böyle. Toprağı ve istikrarı, gerek ekonomik gerekse moral açıdan endişe ve huzursuzlukları önemsemek gereği var. Ancak dışsal koşulların ve ilişkilerin yansıttığı engellerin de son derece bağlayıcı olduğu anlaşılmakta.


27 Ekim’deki dolunay bir yandan özgürlük, reform ve değişiklik, ayrışma isteklerini, diğer yandan ekonomik istikrar konusunu gündeme getirmekte. Bugünlerde yönetimi sıkıştıran pek çok konu var. Topraktan kaynaklanan konular yanında, karşılıklı görüşmeler, müzakereler dikkat çekmekte. Kriz yansıtan koşullar içerisindeyiz. Bu görüşmelerin uluslar arası boyutu, yabancılarla da ilişkisi olabilir. Nitekim 23 Ekim’den başlayan koşullarda toprağa, vatana ve ülke güvenliğine dair pek çok sıkıntı dikkat çekmekte.


Kasım
29 Ekim ve sonrasında, uluslararası konuların yine gündemde kaldığını görmekteyiz. Bu dönemde, ülke yönetimini ilgilendiren koşullar içinde yabancılarla ilişkiler çok önemli yer tutmakta. Uluslararası ilişkiler, görüşmeler, aynı zamanda medya, akademik konular, fikirler yanında taşımacılık öne çıkıyor olabilir.

Ekonomik alanda, yabancılardan kaynaklanan koşullar, imkanlar ve harcamaları arttırmaya, büyüme odaklı çabalar dikkat çekiyor. Ancak bu imkanların ne derece etkin kullanılabileceği soru işareti taşımakta. Halkı ilgilendiren olaylar, halkın genel psikolojisi bu olaylar üzerine odaklanmış görülüyor. Ayrıca bu dönemde gençleri, genel olarak halkı ve sanat dünyasını içine alan gelişmeler de gündeme gelebilir.


11 Kasım’daki yeniay milli konulara, hassasiyetlere, içerisinde halkın ve gençlerin olduğu durumlara ışık tutuyor. Aynı zamanda fedakarlık ve yardımlaşma içeren temalar, sınırdaş komşular ve mültecilere ait durumlara ait gelişmeler de beklenebilir. Bugünlerde uluslararası perspektifteki konuları da göz ardı etmemek gerek.



22 Kasım’la başlayan dönem içerisinde devlete ait konuların, özellikle uluslararası durumlar içerisinde, sınırdaş komşularımızla ilgili bağlamda gündeme gelebileceğini anlıyoruz. Bu bakımdan 24 Kasım tarihi konuyla ilgili sorumluluklara, düzenlemelere dikkat çekmekte. Ancak pek çok konuda belirsizlik ve karmaşa içeren koşullar da var. Ayrıca bu dönemde eğitim, üniversiteler, basın ve medya konularında da benzer tartışmalar, karmaşalar ve içerisinde inanç ve görüşlerin yer aldığı olaylarla karşılaşabiliriz.



26 Kasım’daki dolunay benzer şekilde sınırdaş komşular, eğitim, öğrenciler, gençler ve akademik alana ilişkin koşullara ve karmaşık, gerçekçi olmayan tutumlara işaret ediyor.


Aralık

22 Kasım’la birlikte öne çıkan koşulların yanı sıra 29 Kasım sonrasında hükümetin, yöneticilerin, liderlerin ön planda olduğu bir gündem gelişmekte. Ayrıca bu dönemde ekonominin durumu, paranın değeri gibi konulara da dikkat çekici vurgular var. Ancak bu alanlarda çok dengeli ve kontrol edilebilir koşulların olmadığını fark ediyoruz. 


İnançlara, dine yönelik konular, eğitim ve akademik alandaki tutumlar, uygulamalar gündemde yer alırken, 8-13 Aralık tarihleri arasında oldukça değişken koşullar, eğitim, akademik yaşam ve inançları içine alan gelişmeler olabilir. 11 Aralık’taki yeniay üniversiteler, akademik yaşam ve uluslararası konularda liderlerin tutum ve çıkışlarına, cesaretlerine ve devlete ait düzenlemelere işaret etmekte.


21 Aralık sonrasında içerisinde STKların, değişik grupların, hatta partilerin, siyasi tutumların söz konusu olduğu iç işlerine yansıyan, ayrıca devletle, yönetimle ilgili toprağa, vatana, içişlerine ait vurguların arttığı görülmekte. Bu dönemde ülke içinde, içişlerinde oldukça ciddi, gerçekçi olunmasını gerektiren depresif koşullar ve baskılar olabilir. Dışsal etkiler, muhalefet yaratan koşullar içerisinden geçilmekte. Benzer şekilde 25 Aralık’taki dolunayda vatana, milliyetçi temalara ama aynı zamanda uluslararası boyutta, yabancılarla ilgili olabilecek gelişmelere, ayrıca devlet, yönetim ve akademik koşullara vurgu yapmakta.



Bu yazı 26 Aralık 2014 tarihinde tamamlandı. Her hakkı saklıdır ve hiç bir şekilde kopyalanamaz, internet üzerinde başkalarınca kullanılamaz.

R. Hakan Kırkoğlu



 
Paylaş » 2015'te Türkiye yazısını FaceBook'ta paylaş 2015'te Türkiye yazısını Twitter'de paylaş 2015'te Türkiye yazısını Google'de paylaş 2015'te Türkiye yazısını Delicious'ta paylaş 2015'te Türkiye yazısını Digg'de paylaş 2015'te Türkiye yazısını MySpace'de paylaş

2021`de Türkiye...
Mevlana:Astrolojik bir portre...
2013`te Türkiye...
Neptün Balık`ta...
2010`da Türkiye...
Kova`da üçlü kavuşum - Melanie...
Satürn-Uranüs Karşıtlığı- Mela...
Barack Obama...
Kollektif Gezegenler...
Çin`in gelecek devrimi...
 
Ekle
Çıkart
e-Posta adresinizi yazın
Copyright © 2003-2024 R.Hakan KIRKOĞLU Bucks - Digital Media Publishing Agency