Astroloji gibi insanın evreni anlama arayışına yönelik bir uğraşıyı baltalamak, onu hurafe ile bir gören önyargılar ya da kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek, bizi olduğumuz yerde de bırakmaz, geri götür.
Hayrete düşmemek elde değil. Son haftalarda üzerinde konuştuğumuz konulara bakınca, 21. yüzyılda acaba geriye mi gidiyoruz diye soruyoruz kendimize. Belki farkındasınız, zina yasası ile birlikte, gazetelerde Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan Astroloji karşıtı bir hutbe haberi de yer aldı. Konuyla ilgili açıklayıcı bilgiler vermenin ve bazı şeyleri hatırlatmanın çok yararlı olacağını düşünüyorum. Zira, hala ülkemizde Astroloji konusunda büyük bir bilgisizlik dikkat çekmeye devam ediyor. Biraz silkinip, çevremize bakalım lütfen. Astroloji, 2000 yılından bu yana ABD ve Avrupa’da değişik üniversitelerde yeniden kürsü sahibi oldu. Seattle Universitesi, Kepler College’da lisans ve yüksek lisans seviyelerinde eğitim yapılıyor. İngiltere’de Kent ve Bath Spa üniversitelerinde yeni yüksek lisans programları açıldı. Astroloji, özellikle sosyal bilimler içinde, kültürel Astronomi boyutuyla ele alınıyor. Allahaşkına, biz hala nelerle uğraşıyoruz. Üzerinde yeteri kadar bilgi sahibi olmadığımız bir konuda bile, yasakçı bir zihniyet beslemek bizi hiçbir yere götürmez.
Halbuki tarihe bakarsak, Astroloji’nin Islam dünyasında çok önemli bir yeri olduğunu ve bu konuda felsefeleri ile dikkat çeken düşünürler, astrologlar olduğunu görebiliriz. 9. yüzyılda, El Kindi, Bağdat’ta bir Bilgelik Evi kurmuştu. Plato, Aristo, Ptoleme ve Öklid’in eserlerini Arapça’ya çevirdi. El Kindi Astroloji üzerine de eserler verdi. Latince’ye de De Radiis olarak çevrilen kitabının adı, Işıklar üzerinedir. Bu kitabında Kindi, evrendeki elementleri göksel ışıkların sürekli değişimi ile açıklıyordu. 8. yüzyılda Basra’da yaşamış olan Meş’Allah gezegen döngüleri üzerine astrolojik eserler verdi. Ebu Meşar ise Astroloji Bilimi’ne giriş adı altında konunun entelektüel temelleri üzerine eğildi. 11. yüzyılda El Biruni unutmayalım. Pek çok konuda, ustalaşan El Biruni’nin Astroloji’nin Elementleri adlı kitabı günümüzde bile merakla okunan bir eserdir. Islam düşünürleri 11. yüzyıla kadar, Astroloji ve Astronomi’nin gelişmesine büyük katkılar sağladılar. Trigonometriyi geliştirdiler, astrolablar yaptılar.
Seyyid Hüseyin Nasr, İslam Kozmoloji Öğretilerine Giriş (1985, İnsan yayınları, sayfa 310) adlı kitabında şöyle diyor: “Ihvan’ı Safa, El Biruni ve İbn Sina gibi müslüman yazarların tabiatı inceleme yaklaşımları- yani kozmolojiyi, metafiziğin bir branşı olarak ele almaları, makrokozmu mikrokozmla benzerlikler kurarak incelemeleri ve tabiatı Allah’ın bir eseri ve tamamen ona bağlı bir düzen olarak gözlemeleri – İslam perspektifine göre yasaldır”
Evrenle insanın uyumunu açıklayan Astroloji, aynı zamanda böyle bir düzenin, şaşmayan döngülerin ve insan hayatındaki dönüşümlerin bir kanıtı olarak bizi Yaradan’a daha yakın kılmıyor mu ? Sadece Astroloji’yi değil, her konuyu kötüye kullananlar olabilir. Bizler kötü doktorlar yüzünden Tıp bilimini yasaklamadığımız gibi, Astroloji konusuna da, artık daha objektif ve araştırmacı bir gözle bakmalıyız. Astroloji gibi insanın evreni anlama arayışına yönelik bir uğraşıyı baltalamak, onu hurafe ile bir gören önyargılar ya da kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek, bizi olduğumuz yerde de bırakmaz, geri götür.