2006 Türkiye ve Dünya
 

2006 yılında Türkiye ve Dünya için öngörüler
R. Hakan Kırkoğlu

Dünyaya ilişkin öngörüler ISAR International Journal'da Mundane Outlook köşemde yer alan yazının kısaltılmış bir özetidir.

Dünya’da gelişen trendler

2006 dünyada 2000’den bu yana gelişen trendlerin kendine sağlam bir zemin yaratmaya çalıştığı bir yıl olacak. 2000’de yan yana gelen Jüpiter ve Satürn bu yılın Haziran ve Ekim aylarında kare açı içine girerek özellikle Orta Doğu’nun yeniden şekillenmesine işaret edecek. Bu durum çok önemli dirençleri ve Orta Doğu liderleri açısından zor zamanlar getirmekte. Önemli bir kavşak noktasındayız. ABD’nin Irak’tan çekilme konusu ciddiyet kazanırken, Israil bölge politikalarında çok daha fazla test edilecek.

Kuşkusuz bu gelişmeler özellikle yılın ikinci yarısında ülkemiz açısından da tetikleyici olacak. Irak’ın yeni durumu, İran, Kuzey Irak’taki gelişmeler bizi Ağustos ayından itibaren daha hızlı ve etkin karar almaya yöneltmekte.



Genel olarak bakıldığında, dünyada özellikle yılın ikinci yarısında dengelerin çok daha fazla sarsıldığı ve politik kararlılığın bozulduğu bir tablo var. Bu tablo 11 Eylül’den bu yana gelişen ve çok daha uzun vadeli olan bir dönemin sonuçlarını göstermekte. 2006’da dünya trendlerindeki dengesizlik artarken, bu trendin 2010 yılına kadar süreceğini görmekteyiz.

Ocak ve Haziran aylarının başlarındaki sıkışma ve kutuplaşma G.W. Bush’un ve doğal olarak ABD’nin uluslararası konulara tamamen odaklanacağını göstermekte. ABD için Kış mevsimi haritasında Mars’la birlikte Boğa burcu yükselmekte. Bu Amerikan halkının büyük huzursuzluğuna işaret ederken, yönetimin kendi içinde çok daha fazla sorun yaşayabileceğini göstermekte.

Ekonomik piyasaların kırılganlığı ve FED’in alacağı yeni kararların dünya ekonomisi açısından belirleyici olacağı görülmekte. Avrupa için, özellikle Batı Avrupa ülkelerinin kış haritasında yükselen burçta görülen Satürn, halkın daha kötümser olduğunu ve kendi kimliklerine odaklanmaya devam edeceklerini göstermekte. Bu yıl AB’nin yükselen burcundan geçen Satürn, geçtiğimiz yıl yaşanan anayasa krizinin derinleşeceğini ve AB genişlemesine gölge düşürebileceğini anlatmakta. Zira AB 2008-2011 yılları arasında çok daha zorlu bir dönemden geçecek. Bu bakımdan ülkemizle ilişkilerinin özellikle 2014’ten itibaren kararlılık kazanabileceğini görüyoruz.

ABD için ilkbahar haritası özellikle G.W. Bush açısından son derece kritik bir döneme işaret etmekte. Bu dönemde 4 Haziran- 22 Temmuz arasında Aslan burcundan geçecek olan Mars tamamen Bush odaklı konuların gündeme geleceğini göstermekte. Bu bir hesaplaşma dönemi olabileceği gibi, Bush’un ciddi kararlarına ve karşılaştığı problemlere işaret ediyor olabilir. CIA gibi istihbarat kurumlarının Irak’a ilişkin konularda, daha önce suçlama olarak ortaya çıkan sorunların Bush’u da yakından etkileyebileceğini söyleyebiliriz. Özellikle bahar aylarında ve yaz başında ABD’nin dış politikası, Ortadoğu kaynayan bir kazan halini almakta.

Yılın ikinci yarısında, Ağustos’tan sonra İngiltere’de Prens Charles’ın kral olma kapasitesi gündeme gelebilir. Sembolik de olsa, İngiltere’de Monarşi bu dönemde yeniden tartışma konusu haline gelebilir ve bu durum Prens Charles’ın geleceğini yakından ilgilendirebilir.

2006 Ocak-Mart ayları arasında zorlayıcı bir açı kalıbı içine giren Mars-Jüpiter ve Neptün genel olarak aldatıcı şartlara, yanlış kararlara işaret etmekte. Bu aylarda petrol, kimyasal maddeler ve ekolojik kirlenme daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Aynı dönemde ekonomi alanında dünyada gerçekçi olmayan politikalar, skandal gelişmeler ve fiyatlardaki aşırı şişmeler yüzünden finansal piyasalarda huzursuzluklar mümkün görülmekte.

Bu yıl Mayıs başı ve Ağustos sonunda üçgen açı kuran Jüpiter ve Uranüs dünyada yenilenme, reform ve ilerlemeyi gündeme getirmekte. Bu iki gezegenin açıları bilimde ilerleme ve yeni buluşlara işaret ediyor. Bu buluşlar suya da sıvılara ilişkin konularda ya da organik yapıları içine alan yeni teknolojileri, ayrıca kimyasal araştırmalardaki ilerlemeleri anlatmakta. Benzer şekilde, 6 Mayıs çevresinde, dünyada su ve toprağı içine alan konular bazı doğal afetlerin de dikkat çekici olabileceğini söylemekte.

2006’DA TÜRKİYE

Önemli bir geçiş dönemindeyiz

2006 yılının ülkemiz açısından son derece dikkat çekici bir dönüm noktası olacağı görülmekte. Tarihte dönüm noktaları her zaman krizler ve zorlu dönüşümlerle bir arada gerçekleşir. 2006’da ortaya çıkacak trendlerin pek çoğunun aslında 2007 yılında daha belirgin bir zemin kazanacağını söyleyebiliriz. Zira 2007 yılında ülkemizin ilerletilmiş Güneş’i 30 yıl sürecek olan Kova burcuna geçecektir. Bu geçiş, geçtiğimiz son birkaç yıl içinde etkisini göstermeye başlayan yepyeni bir dönemin işaretlerini ortaya koymaya başladı.


Sadece cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacak olması 2007’yi dikkate değer kılmıyor, ayrıca ülkemiz tarihinde önemli bir aşamaya, yeni bir döneme geçiş yaşanmakta. İnsanların hayatında olduğu gibi, ülkelerin hayatında da büyük dönemler, belirli eğilimlerin ön plana çıktığı ve kollektif açıdan değişimi vurgulayan olaylar vardır. 29 Ekim’i bir başlangıç noktası olarak görürsek, bu tarihe göre çıkartılan astrolojik haritada Güneş Akrep burcunun 5 derecesinde yer almaktadır. Her burcun 30 derece olduğunu hatırlarsak, ilerletilmiş haritada (Astroloji’de ikincil ilerletimler olarak  ele alınan ve sembolik zaman ölçeği üzerinde, doğumdan sonra geçen her günü bir yıl olarak kabul eden öngörüm yöntemi) Güneş Akrep burcundan Yay burcuna 1948 yılında geçmiştir.

Bu geçiş ülkemiz tarihinde önemli bir safhanın doğuşuna işaret eder, zira olayların gelişimi için önce bu değişikliklere yol açacak olan öncül göstergelerin sindirilmesi ve bir çeşit zemin hazırlığı yapılması gerekir.  Bu ise geçişten önce 3 yıl gibi zamanı gerektirir. Ülkemizde bu geçiş 1945 yılında (1948’den üç yıl önce)  tek parti yönetiminden çok partili demokratik düzene geçişle yaşanmıştır. Ayrıca bu dönem II. Dünya Savaşı’nın sonrasına rastlar. Celal Bayar, 1946 yılında Demokrat Parti’yi kurmuş, 1950 yılında seçimlerde iktidara gelmiştir.

Peki Akrep’ten Yay burcuna geçiş neleri simgelemekteydi ? Akrep sabit ve gücü tek başına elinde bulundurmak isteyen bir burçtur, çok daha yoğun ve derindir. Akrep ölüm ve yeniden doğuşu simgeler. Nitekim ülkemiz bu dönemde kurulmuş, kökten değişim geçirmiş ve yeniden doğuş sürecini tek parti altında gerçekleştirmiştir. Yay burcu ise içine uluslararası konuları alan, inançlarla ilgili, iyimser, genişlemek isteyen, daha değişken ve yeni deneyimlere açık özelliklere sahiptir. Bu geçişe dikkat ederseniz, ülkemiz 1946 yılında Türkiye Birleşmiş Milletler Beyannamesine imza atmış, bu dönemde ABD ile yakınlaşma başlamış ve ülkemiz tarihinde Yay burcunu içine alan uluslar arası konular ağırlık kazanmaya başlamıştır. Yay burcu inançlarla ilgili konuları da içine alırken, ülkemizde bu dönemde, çok daha popülist, genişlemeci, zenginlik ve refah savunan politikalar 1960 ihtilaline götürmüştür.

Ülkemiz ilerletilmiş haritasında Güneş 1977 Aralık ayında Oğlak burcuna geçmişti. Oğlak döneminin gelişi üç yıl öncesinde, 1974’ten itibaren kendini göstermeye başlamıştır. Oğlak sınırlamaların, engellenmelerin, ekonomik disiplin ve alt yapı oluşturmanın burcudur. Zira 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ardından ambargoları getirmiş, bu dönemden başlayarak ekonomik zorluklar, yükselen enflasyon, yokluklar ülkemizin altyapısının 1983’ten sonra tamamen değişmesi ve dışa açık büyüme ile sonuçlanmıştır.

2007 yılında ise ülkemizin ilerletilmiş Güneş’i Oğlak burcundan Kova burcuna geçmektedir. Şimdi dikkatle bakarsanız, bundan dört yıl önce, Tayyip Erdoğan başbakanlığa gelmiştir. 2007’ye kadar olan dönemde AB ile olan ilişkiler hareketlenmiştir. Kova burcu sosyal grupları, organizasyonları, klüpleri, insan haklarını, demokratik özgürlükleri, bilimsel düşünceyi, akılcı olmayı, radikal tavırları açıklar. Bu dönemde Oğlak burcunun kısıtlayıcı döneminden çıkıyoruz ve ülkemizde insan hakları hızlı bir biçimde daha sağlam bir temel kazanmaya başlıyor. Bu bakımdan 2007 yılında sadece yeni bir cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz aynı zamanda, Kova burcunun özgürlükçü, akılcı ama aynı zamanda radikal yönünün vurgulayan bir cumhurbaşkanı seçeceğiz. Bu geçişin 2007 yılı Mayıs ayına gelmesi ise hiç de tesadüf değildir.

İkinci bir Tanzimat mı ?

                                      
 
                         Tanzimat Fermanını imzalayan II. Abdülmecit

Tanzimat
’tan gelen büyük döngü ve AB ile ilişkiler

Ne kadar ilginç ki yaşadığımız bu dönemle, 1839 yılında gerçekleştirilen Tanzimat Fermanı arasında önemli bir bağ bulunmakta. Tanzimat Fermanı Uranüs Balık burcunun 12 derecesinden geçerken ilan edilmişti. Bu haritada Uranüs kuzey ay düğümü ile birleşme durumundaydı.




Ülkemizin haritasında Uranüs Balık burcunun 13 derecesindedir. Bu hiç de şaşırtıcı değil zira Uranüs Astroloji’de devrimleri, yenilenmeyi ve reformları açıklar. Bu gezegen burçlar kuşağındaki döngüsünü 84 yılda tamamlar. Belki şaşıracaksınız, ancak M. Kemal Atatürk’ün 1881 yılındaki doğumu da yine aynı döngünün tam ortasına denk gelmekte. 1839 ile 1881 arasında tam 42 yıl vardır, bu da 84 yıllık Uranüs döngüsünün yarısına denk gelmektedir. Bu bakımdan, Atatürk’ün tarihsel rolünü Osmanlı İmparatorluğu’ nun yıkılarak ülkemizin Batı’ya yönelmesinde, bir bakıma Tanzimat’ın doğal bir sonucu olarak görmekteyiz. İşte tüm bu nedenlerle 2006-2007 geçişi Uranüs’ün yeniden Balık burcunun bu derecelerden geçmesi nedeniyle son derece önem kazanmaktadır. Uranüs 4 Mayıs 2006, 5 Ağustos 2006 ve son olarak 19 Şubat 2007 tarihlerinde bu derecelerden geçiyor olacak.

Uranüs dönüşü haritasında, tıpkı 1839 Tanzimat Fermanı'nda olduğu gibi, Uranüs ve kuzey ay düğümünün neredeyse aynı derecede yeniden birleşmesine dikkat çekiyorum.
 

Tüm bu nedenlerle, önümüzdeki iki yıl içinde AB ile müzakereler sürecinde ülkemizin çok daha dikkatli adımlar atması gerekecek. Bu dönemde ülkemizin ilerletilmiş haritasında Ay Yengeç burcunda ilerlemekte. Yengeç milliyetçiliği, vatanı, güven içinde olmayı ve geleneksel olan değerleri vurgulayan burçtur. Kuşkusuz bu durumda önümüzdeki yıl içinde ulusal kimlik ve milliyetçilik duygularında artış (bu artış 2005 Ağustos’unda Ay’ın Yengeç burcuna geçmesi ile daha fazla artmaya başlamıştı) ve doğal olarak eski değerleri korumak ve AB ile bütünleşme yolunda çok daha fazla direnişle karşılaşacağız. Bu bakımdan, sağcı ve milliyetçi politik söylemlerin şiddetini arttıracağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Pamuk davası ve diğer kararların sözünü ettiğimiz geçiş döneminde oldukça etkin rolleri olabilir.

Yıl içinde ortaya çıkması beklenen olaylar

2005 Ekim’inde iyice belirgin hale gelen Güneş Dönüşü haritasında sermayeyi, parayı ve ekonomik değerleri açıklayan Boğa burcu yükselmekte ve Mars da yükselen burç derecesiyle partil birleşmekte.



Boğa’nın yöneticisi Venüs is borçları, yatırımları ve zorlayıcı dönüşümleri açıklayan 8. evde Pluto ile Yay burcunda (uluslar arası konular, yabancılar) birleşmekte. Bu bakımdan içinde bulunduğumuz dönemde yabancı sermaye, yatırım olanakları gündeme gelirken, dış ticaret açıklarındaki artışa önem vermek gerekmekte. Ülkemiz bu dönemde parasal ve mali alanda özellikle 2006 ilkbaharında daha önlemci olmak zorunda.

Boğa burcu aynı zamanda ülkemizin haritasında grupları, sivil örgütleri ve AB gibi birlikleri açıkladığı için özellikle 2006’nın ilk yarısında AB ile ilişkilerin bizi hayli oyalayacağını ve bu konuda daha dikkatli olunması gerekmekte. 2006 yılının ilk yarısında AB’de Avusturya’nın dönem başkanlığına geçecek olması ve Avusturya ile daha önce yaşanan sorunların yeniden gündeme gelebileceği söylenebilir.

Şubat sonu -Mayıs başı döneminde Satürn’ün ülkemizin Güneş’ine kare açı içinde kalması nedeniyle, önümüzde aşmamız gereken pek çok blokajın olabileceği görülmekte. Bu dönemde hükümet kendisini çok daha fazla zorlayacak. Bu zorlayan konuların hem ekonomik konularda hem de AB ile ilişkilerde bizi fazlasıyla sıkıştırabileceğini görmekteyiz. 

1 Ocak – 18 Ocak

Bu dönemde uluslararası konular, dış ticaret ve özellikle hukuki alanda daha fazla tartışmalar yaşanabilir. Hukuki konuların iç işlerinde yaratabileceği sıkıntılar olabilir. Gerek hukuki konular gerekse yabancılarla ilişkiler hükümeti bu dönemde fazlasıyla meşgul edebilir.

18 Ocak – 13 Şubat

Bu dönemde hükümetin girişimleri ve uygulamaları ön plana gelecektir. Yönetime ilişkin konular ülke içinde daha fazla muhalefetle karşılaşabilir. Hükümetin bu dönemde zorlu kararlar vermesi ve engelleri aşması gerekiyor. Bu dönem ülkemizin tanınması açısından da önem taşımakta.

13 Şubat – 22 Mart

Sivil örgütler, toplumsal konuların öne çıkacağı bir dönemde olacağız. Bu dönemde ulusal kimliğe ait davalar nedeniyle daha fazla huzursuzluk söz konusu olabilir. Reformların ve yenilikçi hareketlerin öne çıkabileceği koşullar söz konusu olabilir. Geçmiş konularla hesaplaşmak ve geleceğe ilişkin yeni vizyonlar ortaya konabilir. 20 Şubat – 27 Nisan döneminde tartışmalar, gizli düşmanlıklar ve terörizme ilişkin konuların gerginlikler getirmesi mümkün.

22 Mart – 9 Mayıs

Bu dönemde daha kritik ve bazı elde olmayan nedenleri gündeme getirebilir. Ülkemizin bu dönemde daha sabırlı olması ve bazı olumsuzlukları göğüslemesi gerekebilir. Terörizm, afetler, ciddi sağlık ve hijyen konuları ya da kontrolümüz dışındaki gelişmeler önemli huzursuzluklar ve endişe yaratabilir. Bazı kayıplar ya da olumsuzluklar nedeniyle ekonomik zararlar da söz konusu olabilir. Bu dönemde Mars’ın ülkemizin yükselen burcundan geçmesi özellikle 27 Nisan’la birlikte, ülkenin gündeminin son derece hararetli olacağını anlatmakta. Toplumu huzursuz eden gelişmelerin öne çıktığı bir dönemde olacağız.

9 Mayıs – 6 Haziran

Önemli bir geçiş devresinde olacağız. Gerek ekonomik konularda, gerekse dış ilişkilerinde daha aktif olmamız gereken bir dönemdeyiz. Bu günler arasında bizi dış ilişkilerde öne çıkaracak bazı tehditlerle karşılaşabiliriz. Türkiye bu dönemde kendi tezlerini daha fazla bastırma ve öne çıkma arzusunda olacak. Diplomatik girişimler gündeme gelirken, bu alanda alınacak kararların ekonomi üzerinde huzursuz edici etkileri olabilir. Ülkemiz bu dönemde daha kararlı ve kendi yolunda ilerleme konusunda etkin davranacak. Bununla birlikte, tepkilerimizde sert olmamız yüzünden işbirlikleri ve ekonomik çıkarların riske atılması da gündeme gelebilir. Özellikle AB ile ilişkilerde, Avusturya faktörü bu dönemde dikkatle izlenmek zorunda.

6 Haziran – 29 Haziran

Ticari konular, ekonominin gidişi bu dönemde çok daha belirgin olarak ülkemiz gündemine oturabilir. Özellikle dış ticaret dengesinin, TL’nin değerinin konuşulabileceği bir dönemdeyiz. Bu dönemde kazançlar doğrudan ilişkilere, diplomasiye ve ortaklaşa kazançlara dayanmakta. Mali harcamaların bizi daha fazla meşgul edeceğini söyleyebiliriz. Bu dönemde ticari anlaşmalardan yeni kazançlar elde edebilir. Ayrıca gençlere ilişkin konular tartışmalar yaratabilir. Bu dönemde ekonomide harcamaların ve maddi konularda disiplin ihtiyacının çok daha vurgulanabileceği görülmekte.

29 Haziran – 21 Temmuz

Komşu ülkelerle ilgili konular, Irak’ın durumu ve İran bizim için bu dönemde daha çok önem kazanmaya başlayabilir. Bu dönemde sınırlarımızın güvenliği için daha fazla çaba sarfedebiliriz. Özellikle Kuzey Irak’taki gelişmeler ülkemizin gündeminde büyük bir yer tutabilir ve bu alanda daha kapsamlı ve kuvvet kullanmaya yönelik temalar ortaya çıkabilir. Ülkemiz bu dönemde çok daha girişken ve duyarlı davranması gereken bir dönemden geçmekte. 5 Temmuz – 18 Ağustos arasında komşular evinden geçen Mars, sınırdaş ülkelerle çok daha fazla işbirliği yapılması gerektiğini ve bu alanda bizim daha sert tepkiler verebileceğimizi açıklıyor.

21 Temmuz – 17 Ağustos

İç işlerin çözülmesi gereken konular, toplumda huzursuzluk ve vatana ilişkin konularda son derece zorlayıcı konular ortaya çıkabilir. Bu dönemde muhalefet partileri ve halkın hükümete karşı çok daha fazla tepkili olabileceğini söyleyebiliriz. Ayrıca bu dönemde toprağa, tarıma ait konularla ilgilenmek de söz konusu. Tarıma ilişkin reformlar hükümetin gündeminde olabilir. Benzer biçimde ülke güvenliği, Irak konusu yine sıcak biçimde karşımızda olabilir.

Yılın ikinci yarısında ortaya çıkması beklenen temalar

2006-2007 geçişini ilgilendiren Güneş Dönüşü haritasında Aslan burcu yükselmekte ve yükselen derecesi ülkemizin haritasında ekonomiyi, parasal değerleri ve maddi kaynakları açıklayan 2. eve denk düşmekte.



Yılın bu döneminde ekonomi alanında çok daha dikkatli durulması ve TL’nin değerinin bir konu olarak karşımıza çıkması mümkün. Ekonomi alanında daha kontrollü ve ciddi olmak gerekiyor. Ayrıca yine bu dönemde Ortadoğu’da şekillenmeye başlanan yeni koşullar, ABD’nin Irak’taki durumu ya da olası çekilme planları ülkemizin Irak’la olan ilişkilerini de köklü biçimde ele almasına yol açacaktır. Komşularla ilgili konuların, toprağa ilişkin huzursuzlukların ekonomik durumumuzu gölgelemesi dikkat çekici olabilir. Yılın ikinci yarısında halkın daha huzursuz ve özellikle çalışan kesimin, işçi ve memurların konularının gündeme geleceğini görmekteyiz.

2006-2007 haritasında 4. evde, astrolojik açıdan “Yanan Yol” adı verilen bölgede kalan Mars yurt içinde huzursuzluğun şiddete dönüşebileceğini ve bu nedenle iç işleri ile ciddi biçimde ilgilenme gereğinin ortaya çıkacağını göstermekte. Mars’ın bu konumu gerek toprak, gerekse milliyetçi tepkiler, ulusal kimlikle ilgili gerginlikleri güçlü biçimde tırmandırabilir.  Bu dönemde artan gerginlikler nedeniyle hükümetin ilgisinin çok büyük bir bölümünü iç işlerine vermesine yol açacaktır.

Kasım ve Aralık aylarında ekonomide disiplin ve büyüme konusunda daha fazla sıkıntı gündeme gelecek. Bu dönemde daha fazla reform ve disiplinli hareketin önem kazanacağını göreceğiz. Kamu harcamalarının dengelenmesi, dış ticaret dengesi bizi yine ilgilendiren konular olacak. Mali konularda, ekonomide yıl boyunca iyimserliğin dengelenmesi gerekiyor.

1 Ağustos – 24 Ağustos

Bu dönemde halka ilişkin konular, toplum sağlığı, çalışan kesim ve devlete ait reformlar gündeme daha fazla gelebilir. Genel olarak daha fazla şikayetçi olabileceğimiz ve kısıtlamalar yaşanabilecek bir dönemdeyiz. Gerek iç politika gerekse dış ilişkilerde çok daha özenli olunması gerekmekte. Ülkemiz bu dönemde yeni adımlar atmak ve zorlukları aşmak yönünde çaba içerisinde olacak. Bununla birlikte, özellikle dışımızdaki gelişmelerden kendimizi soyutlamamızın kolay olmayacağı bir dönemden geçeceğiz. Dış ilişkilerimizde gerçekçi olmayan, aldatmaya müsait karşıt görüşlerle karşılaşabiliriz.

Ayrıca yine bu dönemde 18 Ağustos sonrasında ve özellikle 19 Eylül civarında savunmaya ilişkin konular, askeri gücü de içine alabilecek gelişmeler ülke güvenliği açısından daha fazla önem taşıyacak.

24 Ağustos- 19 Eylül

Bu dönemde mali harcamalar, tarıma ve toprağa ilişkin konular, ekonomik gelişmeler bizi daha fazla ilgilendirebilir. Çalışan kesime destek verilmesi, hizmetlere ilişkin yeni reformlar ekonomik açıdan önemli zorunluluklar olarak ortaya çıkabilir. Ayrıca bu dönemde komşulara ilişkin konularda ortaya çıkabilecek sorunlara karşı daha hazırlıklı olunması gerekebilir.

19 Eylül – 22 Ekim

Bu dönemde komşularla ilişkiler açısından son derece kritik bir geçişe işaret etmekte. Satürn gezegeninin ülkemizin komşuları ve yakınları anlatan 3. evden geçecek olması hem Irak ve İran, hem de Kıbrıs konularında yeni gelişmeler olabileceğini göstermekte. Geçmişten gelen ve karmaşık hale gelmiş, şimdiye kadar çözülememiş olan sorunların üzerimizde daha fazla baskı yapması söz konusu olabilir.

22 Ekim – 27 Kasım

Bu yılın en dikkat çekici ve bir bakıma önemli değişiklikler sahne olabileceği bir dönem olacaktır. İç işleri, yurtta barış, toprağa ilişkin konular, milliyetçilik gibi konular bir arada ele alınmak durumunda olabilir. Bu nedenle bir yandan geçmişi ilgilendiren konular, bazı bitiş ve sonlanmalar şiddetli biçimde gündeme gelebilir. Kuşkusuz bu dönem hükümet ve ülke yönetimi açısından oldukça zorlayıcı olabilir. Bu dönemde denk gelen “yanan yol” daha fazla terör ve gerginlik unsurunun ön plana gelebileceğini göstermekte.

Mars bu dönemde ülkemizin burcu olan Akrep’te ilerlemekte. Özellikle 29 Ekim civarında ülkemizin gündemi çok daha sıcak ve huzursuzluk verici olabilir. Bu dönemde iç işlerine ait konular, askeri önlemler ve toplumsal açıdan gerginlik öne çıkmakta.

27 Kasım – 31 Aralık

Bu dönemde eğitime ve gençlere ilişkin konular öne çıkabilir. Geçtiğimiz ayın yorucu ve zorlayıcı temalarının hafifleyeceği ve daha pozitif gelişmelerin beklenebileceği bir dönemdeyiz. Borsa ve yatırımlara ilişkin konular, gençlere ve çocuklara ilişkin konular gündeme gelebilir.

Önemli not: Burada yazılan öngörümler başka yerlerde izinsiz kullanılamaz, alıntı yapılamaz.
Aralık 2005


2021`de Türkiye...
Mevlana:Astrolojik bir portre...
2013`te Türkiye...
Neptün Balık`ta...
2010`da Türkiye...
Kova`da üçlü kavuşum - Melanie...
Satürn-Uranüs Karşıtlığı- Mela...
Barack Obama...
Kollektif Gezegenler...
Çin`in gelecek devrimi...
 
Ekle
Çıkart
e-Posta adresinizi yazın
Copyright © 2003-2024 R.Hakan KIRKOĞLU Bucks - Digital Media Publishing Agency