Askeri konulardan diplomasiye ve toplumsal tartışmalara kadar zor bir yıl
Yazan: R. Hakan Kırkoğlu
Uyarı: Bu yazı aşırı dozlarda okunduğunda iç sıkıntısı, daralma hissi, bulantı ve huzursuzluk getirebilir. Ilımlı okuyunuz.
Dikkat çeken yönleri ile 2008
§ Kuzey Irak’a ilişkin gelişmeler önümüzdeki dönemde uluslararası alanda önümüze önemli engeller çıkarabilir. 23 Aralık-21 Ocak, 21 Mart-20 Nisan, 21 Haziran – 23 Temmuz böyle dönemler olabilir.
§ Ekonominin gidişi çok iyi takip edilmeli. 21 Ocak-20 Şubat arasında, özellikle 8 Şubat civarında ortaya çıkabilecek dalgalanmalar, 20 Nisan-21 Mayıs arasında yenileyebilir. Bu dönemlerin 2008 Ağustos’undan sonra doğabilecek koşulların öncüsü olabileceği görülmekte. 2008 ikinci yarısında finansal piyasalar, krediler ve genel ekonomi yönetimi önemli bir testten geçecek. Bu alanda pembe gözlükleri bırakmak gerekiyor.
§ Ekonomide tasarruf ve tüketim dengeleri iyice zorlanabilir
§ Yıl boyunca askeri konuların ve diplomasinin dikkat çekeceği görülmekte.
§ Toplumda tartışma yaratan konular, yeni anayasaya ait gelişmeler, kadına ait semboller Mart, Haziran ve Eylül aylarında kritik hale gelebilir. Bu gelişmeler Mart-Haziran döneminde toplum üzerinde kötümserleştirici etki yaratabilir
§ 2008 Eylül sonrası toplumda muhalefet yaratabilecek gerginliklerin ve iç işlerinin önem kazanacağı söylenebilir. Bu durum Meclis’i fazlasıyla ilgilendirecek.
§ 2008 sonbaharında sınırdaş komşulara ait konular, Irak ve İran’ı ilgilendiren ani gelişmeler ülke diplomasisini yakından etkileyebilir. (Rusya-Gürcistan)
Toplumu geren tartışmalar ve Yeni Anayasa
Geçtiğimiz yıl değerlendirmelerin ikinci bölümünde 2007/2008 Güneş Dönüşü (G.D) haritasındaki büyük kareden söz etmiş ve bu karenin içinde kadına ait sembolllere dikkat çekmiştik.
Bu gezegenler Başak burcunda Venüs (muhafazakar püriten kadın) Yay burcunda Jüpiter (yasalar, hukuk, akademi, üniversiteler, yabancılar, inançlar) Balık burcunda Uranüs (değişim, özgürleşme ve anilik) ve İkizler burcundaki Ay (yine kadın ama özellikle halkın göstergesi, İkizler’de çift fikirliliği ve ikileme düşmeyi açıklıyor. O kadar ilginç ki, yeni YÖK başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan Güneş tam bu haritanın Jüpiter’i (akademi, üniversiteler) üzerinden geçerken seçildi. Gündemin özellikle türban konusunda hassas olduğunu biliyoruz. Güneş Dönüşü haritalarında büyük kareler aşılması gereken kareler gibidir. Bu değişken nitelikte bir kare olduğu için sürekli bir yalpalama, huzursuzluk ve belirsizlik durumu söz konusu olacaktır. O halde bu karenin diğer uçlarına özel bir önem vermek gerekiyor. Bu tarihler 6 Mart , 7 Haziran ve 11 Eylül civarında olacak. Bu gözle bakıldığında ülkemizde bu yıl laik düzen tartışmasının bitmeyeceğini ve bu konularda yıpranabileceğimiz anlaşılmakta.
Ana trendler
Güneş Dönüşü haritasının diğer önemli noktalarını ele almadan önce arka plandaki ana trendleri görelim.
İkinci ve üçüncül İlerletimler
Kova’nın etkisi
Ülkemizin ilerletilmiş (ikincil) haritasında Güneş 2007 Mayıs’ında (planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimleri zamanı) Kova burcuna ilerlemişti. Etkisi üç yıl öncesinden görülen bu trend özgürlükler konusunu, insan haklarını, sivil toplum örgütlerinin artan rolünü ve daha ayrılıkçı temaları vurgulamakta. Olumlu yönü ile bakıldığında bireyi koruyan, onu gözeten ve haklarını savunan, daha akılcı ve mantıkla hareket etmeyi açıklayan bir dönem olarak görülebilir. Ülkemizin doğum haritasında su elementinin aşırı olması çoğu zaman mantıklı düşünememeyi, objektif olamamayı ve kurallarla başımızın pek iyi olmadığını göstermekte. Tutkuları ve duygusal heyecanları yüksek hatta kimi zaman kendimizi bu yönümüzle yıpratan bir ülkeyiz. Bu bakımdan Kova burcuna ilerleyen Güneş bize yeni bir farkındalık ve gelişme imkanı sunmakta.
Ekonomik krizlere çok duyarlıyız
Ancak bu burç aynı zamanda haritada 8. evde yer alıyor. Güneş sadece Kova burcuna değil, 8. eve de ilerlemekte. Bu ev dönüşümlerin ve dönüşüm yolundaki krizlerin ve yapılan görüşlerin evidir. 8. ev kolay bir alan değildir, sürekli bir krizi, ölümü ve yeniden doğumu gerekli kılar. Bu gözle bakıldığında, kimliğimizi değiştiren dönüşümler karşısındayız. Kova geleceği, Yengeç ise geçmişi muhafaza etmeyi simgeler. Kriz de zaten bundan çıkar. Ülkemiz bu iki kutup arasında yırtılma tehlikesi yaşıyor. 8. evin konuları sadece değişim ve kriz değildir. Ayrıca bu ev ortakların kaynaklarını, borç alacakları ve finansal yatırımları da simgeler. Bu süreçte ülkemize akan yabancı sermayeye dikkat etmek durumundayız. Çünkü bu her an bizi terkedebilecek, kendi çıkarları için buraya yerleşen bir paradır, 8. ev bizim paramızı değil, ucu hep başkasında olan borç ve alacaklarımızı açıklar. Özetlemek gerekirse Kova burcunda 8. evde ilerleyen bir Güneş ülke kimliğimizin, yönetime ait konuların, ülkemizin genel yönünün daha geniş bir dünya görüşü ile entegre olduğu, global finansal hareketlere açık ancak bir yandan da direksiyonun kontrol edilmesinin de çok zorlandığı bir süreçte olduğumuzu anlatmakta.
Bu yıl Şubat ayında ilerletilmiş haritada çok önemli bir köşe noktadan geçiyoruz. Şubat başında ilerletilmiş Güneş’le Ay karşı karşıya gelerek dolunay oluşturacaklar. Bu arada ilerletilmiş Ay 2005 ikinci yarısında girdiği Yengeç’ten Ocak ayında çıkıyor ve Aslan’a geçiyor. Hatırlarsanız 2005’le başlayan bu dönemde milliyetçilik temasının çok güçleneceğine işaret etmiştim. Şimdi bu dolunay Aslan-Kova ekseninde, yani 2. ve 8. evler ekseninde olacaktır. Dolunay dönemleri önemli rota değişikliklerinin, trend dönüşlerinin ve tatmin ya da tatminsizlik durumunun ortaya çıktığı koşullar sergilerler. Bu sürecin tüm yıla yayıldığına dikkat etmeliyiz. Ay ise geçtiği evin konularında hassasiyet ve dalgalanma getirir. 2. ev finansal değerlerimizi, paramızın değerini, nakit durumdaki maddi rezervlerimizi, kısaca Merkez Bankası’nın piyasaları fonlama ve regüle etme kapasitesini, genel olarak gelirlerimizi ve ekonominin gidişini açıklar.
Öyle gözüküyor ki 2008 ekonomik açıdan çok daha kritik dengeler üzerinde kaldığımız ve oldukça gerginlik yaşayabileceğimiz bir yıl olacaktır. Bunun nedeni sadece 2. evdeki Ay değil, aynı zamanda 2/8 ekseninde gerçekleşen dolunaydır. Hatta bu durumun Ağustos sonrasında çok daha belirgin ve net hal aldığını göreceğiz. Çünkü ülkemiz 2008 Ekim sonrasında 2. ev profeksiyonu yaşayacak. 2. evdeki Aslan burcu tüketimimizin temel harcamalardan çok lükse çok daha kolay kayabildiğini, parasal alanda tutumlu olmadığımızı, tasarruf yapmadığımızı, bu alanda bol kepçe ve cömert bir tutum izleyebildiğimizi anlatmakta. Ancak tasarruf yapmayan bir ülke yatırım yapamaz. Bu iktisadın temel ilkesidir.Tasarruf = Yatırım.
Ancak biz bu süreçte, 8. eve dönük olarak dışarıdan gelen kaynakların (ki bize ait değiller) güveni içinde kalırsak, bu durum önemli çalkantılara, ekonomik krizlere ve finansal piyasaların sallanmasına neden olabilir. Enflasyon hedeflemesi için kalan Merkez Bankası önümüzdeki dönem politikalarını çok daha dikkatli yapması gerekiyor. Kısaca Ocak ayında 2. evimize geçecek olan Ay tasarruf-yatırım dengesini ister istemez bilincimize sokacak ve ekonomi cephesi 2008 yılının en önemli konularından birisi olacaktır.
Global ekonomik gelişmeler takip edilmeli
Kuşkusuz dışsal, global trendler de bu eğilimi teyit ediyorlar. Satürn toprak elementinden Başak burcunda ilerliyor. Pluton 2008 başında yine toprak elementinden Oğlak’a geçiyor. Jüpiter 2008’i Oğlak burcunda geçirecek. Yavaş hareket eden gezegenlerin toprak elementindeki ağırlığı maddi ve ekonomik konuların en önemli başlık maddesi olacağını, global ekonomide özellikle Batı ülkelerinde, başta ABD olmak üzere, ekonomik daralmaya ve kredilerden yani aşırı tüketimden kaynaklanan sorunların çok büyük, devasa sonuçları olabileceğini, ister istemez bu finansal koşulların ülkemize gelen dış kaynağı da etkileyeceğini söyleyebiliriz. 8. evin tehlikesi budur.
İlerletilmiş haritada Aslan burcuna geçen Ay, etkisini doğrudan finansal konularda ve ekonomik alanda gösterecektir. Ne kadar harcıyoruz, kazancımızı gurur meselesi yapıp, zenginliğimizle övünüyor muyuz ? Bu soruların gündeme gelmesi cüzdanımızdaki nakit paranın çok önem kazanacağını da anlatmakta. Cash is the king!
Hukuki durumlar ikilem yaratabilir
Bu yılın ve 2009’un diğer ilerletilmiş konumlarına bakıldığında, Güneş ve tepe noktası arasındaki yarım kare sonbahar aylarında ister istemez yönetsel konuların, Çankaya’ya ait gelişmelerin gündemden düşmeyeceğini hatta ikilemler getirebileceğini açıklamakta. İlerletilmiş haritada, MC ve Jüpiter arasında oluşan karşıtlık YÖK ve hukuka, anayasaya ait konuların, türban konusunun, inançlara ve hayat görüşüne vurgu yapan durumların ülke yönetiminde gündemden düşmeyeceğini göstermekte. Ayrıca bu yıl ilerletilmiş Jüpiter ve Pluton da uyumsuz açısını kesinleştirmekte. Bu haritada da Yay burcunda olan Jüpiter hukuksal konuların, mahkemelerin, inançlar ve sosyal görüşlerin ülke gündeminde yaratacağı ikilemler, huzursuzluklar olabileceğini anlatıyor. Ancak 2009 yılındaki ilerletimlerin oldukça sert olduğunu şimdiden söyleyebiliriz. Hem Güneş-Satürn karesi hem de Mars’ın ay düğümleri ile olan karesi yönetime ait engellere, askeri konulara işaret ediyor olacak.
Daha alt düzeyde olsa da, üçüncül ilerletimlerde Güneş Yay burcunda ilerlemekte. 2009 Kasım’ına kadar sürecek olan bu geçişte uluslararası konuların ülke gündeminde önemli bir yer işgal edeceği anlaşılmakta. Dış politika ve diplomasi alanları dışında özellikle 2008 Temmuz’undan sonra yabancı ülkelerle ilgili anlaşmalar, AB ile süregelen sorunlar yeniden masaya yatırılabilir. Bu ilerletimlerde Mars çok uzun bir süre 2009 yazına kadar ülkemiz Güneş’inin karşısında duruyor. Ayrıca Mars 2008 Eylül’ünde düzgün harekete dönecek. Askeri konular, orduyu yakından ilgilendiren gelişmeler, Irak’ın durumu güçlü ve yorucu biçimde ülke gündemini meşgul edecekler. Mars bu haritalarda çok dikkat çekici. Savaş gezegeninin bu kadar öne çıkmış olması, ay düğümleri ile olan sert açısı ülkede güvenlik ve içine orduyu alan konularda önemli gelişmelere işaret edebilir. Tüm bunların üzerine, Satürn-Pluton gergin açısı ülke atmosferinde kırılganlığa, baskılara, zorlu dönüşümlere ve yüksek gerginliğe işaret ediyor.
Önemli transitler
Diplomaside hassas dengeler var
Pluton’un Oğlak burcuna geçişi en önemli transitlerin başında bulunuyor. Hatırlarsanız aylar öncesinde bununla ilgili bir ankete yer vermiştim. Bu gezegen dönüşümü, değişimin zorunluluğunu, değişim yönündeki baskıları ve dipten, derinden, gizli bir şekilde gelen ve tehdit eden unsurları açıklar. Pluton ülkemizin 7. evine, diplomasi, anlaşmalar ve açık düşmanlar evine geçiyor olması ülkemizin diplomaside ve anlaşmalardaki tavrını dönüştürecek ve kendini savunma yönünde çok daha hassas kılacaktır. Bu aynı zamanda ortaklıkların ve anlaşmaların da dönüşeceğini ya da öleceğini, şekil değiştireceğini gösterebilir. ABD ile ilişkilerde, Kuzey Irak çerçevesinde yaşanan gerginlikler ülkemiz üzerinde önemli baskıların ortaya çıktığını göstermeye yetiyor bile. Benzer biçimde AB ile müzakerelerde ortaya çıkan tablo hiç de iç açıcı değil. Tüm bu gelişmeler diplomasi alanında daha kontrollü olunması gerektiğine işaret etmekte. Zira ülkemiz haritasındaki Pluton yükselen Yengeç’te 12. derecede yer almakta. Aslında bu sürecin 2014’e kadar yayılacağını, 2012’de de en kritik aşamadan geçeceğini söylemeliyiz. Ülkemizin haritasında yükselen burçta Yengeç’te yer alan Pluton, Türkiye’nin büyük bir dönüşümle doğduğunu, halkın Kurtuluş Savaşında büyük travmalar yaşadığını anlatırken, şimdi bu travmalar ve yaralar yeniden kanamakta. Adeta ülkemiz ruhsal hayatında I. Dünya Savaşı öncesi koşullarını yeniden hortlatmakta. Nitekim Pluton I. Dünya Savaşı’nın başladığı dönemde Yengeç burcuna ilerlemişti. Şimdi ise bu noktanın tam karşısından geçmekte. Global hareketler, yeni siyasi oluşumlar derin yankılar uyandırıyor. Tarihsel açıdan çok büyük yeni şekillerin ortaya çıktığı bir dönemden geçiyor olacağız. Oğlak öncü bir burç olduğu için politik, yönetimsel ve toplumsal değişimler kaçınılmaz olarak yeni bir çağ başlatıyor. Pluton bu sürecin 2024 yılına kadar uzayacağını söylemekte. Yeni bir dünya sistemi kurulmakta.
Pluton aynı zamanda ülkemizin Ay’ının da karşısından geçecek. Ocak sonu, Haziran ortası ve son olarak Kasım sonu bu transitin enerjisinin en yoğun olduğu dönemler olabilir. Ay halkı ve toplumun güvenlik atmosferini temsil ettiği için, söz konusu dönemlerde halkın oldukça endişeli, kendini daha fazla baskı altında hisseden bir durumda olabileceğini söyleyebiliriz. Benzer biçimde bu endişeli durum, kadına ait konuları ve halkı ikiye bölen durumları da beraberinde getiriyor olabilir.
Medyanın durumu
2007 Eylül’ünde Başak burcuna geçen Satürn ülkemizin 3. evine ilerledi. Bu ev sınırdaş komşuları, iletişim ve medyayı, ilk öğretimi, ulaştırmayı konu alır. Gerek Irak’ın durumu, gerekse diğer komşularımızla olan ilişkilerimizde daha endişeli olduğumuz bir dönemdeyiz. Bu alanlarda sorunlarla yüzleşmek ve gerçekçi olmak gerekiyor. Bu yılın Ekim ayında ve 2009 Nisan’ında Satürn haritanın dip noktasından geçerken, özellikle yönetsel konular, hükümeti ilgilendiren ve daha akılcı olmayı gerektirecek durumlarla karşılaşabiliriz. Bu konular hem sınırdaş komşularla olan ilişkilerimizi, hem de medyayı yeniden şekillendirebilir. Satürn’ün 3. evden geçiyor olması medyadaki sıkıntıları ve kısıtlamaları da açıklayabilir. Benzer biçimde ulaştırma, yollar, köprüler, Telekom ve diğer iletişim kanalları ile sorunları ciddi biçimde ele alma gereği var. Bu konularda yeniden yapılanmalar, gerçekçi yaklaşımlar söz konusu olacaktır.
Satürn Mart-Haziran ayları arasında (özellikle Mart sonu ve Haziran başı) Güneş/Ay orta noktası üzerinde ilerlerken, oldukça kısıtlayıcı koşullara, gerçekçi olma gereğine ve muhtemelen ayaklarımızı yere basmamız gerekecek zorlayıcı durumlara işaret etmekte. Güneş/Ay orta noktası sosyolojik açıdan önemli kararlarda halkın iradesini yansıttığı için, zorlayıcı anlamıyla bu halk üzerine gelen kısıtlamaları, zorlamaları, halktaki kötümserliği ve ya da hukukçuların sıkıntısını gösterebilir. Bu gelişmeler medya ve üniversitelerle ilgili konuları yakından ilgilendirebilir.
Değişim belirsizlik getiriyor
Hatırlayacağınız gibi Uranüs geçtiğimiz yıl 84 yılın ardından ülkemizin kurulduğu andaki konumundan yeniden geçmişti. Uranüs’ün aynı zamanda tepe noktasından (MC) geçmesi ülke yönetimine ilişkin ani değişiklikleri, reformları ve yenilenmeleri de anlatıyordu. Cumhurbaşlanlığı seçimi bu önemli olayların en ortasında yer alıyor. Bu transit artık sönümlenmiş olsa da, halen etkisini sürdürmekte. Uranüs’ün tepe noktasından son geçişi Ocak sonunda olacak. 25 Ocak’ta son kez bu noktadan geçen Uranüs değişimleri tamamlıyor. Ancak unutmamak gerekir ki, Uranüs 2010 yılında ülkemizin 10. evine geçecek. Bu yeni durum 2010 yılında yepyeni koşullara ve ani değişikliklere işaret edebilir.
Tüm bu gelişmelerin ortasında, yavaş hareket eden Neptün de, kendi konumu ile karşıt açıda kaldı ve bu süreç Ocak ayı sonunda tamamlanmakta. Neptün karşıt Neptün ülke vizyonunda karmaşayı, arayışları ve büyük huzursuzlukları temsil ediyor. Ruhsal konular, dini ya da inançlara ait gelişmeler ülke vizyonunda belirsizlikler yaratıyor.
Yıllık haritalar (2007/2008-2008/2009)
Yazının başında 2007’de başlayan, etkinliği 2008 Ağustos’una kadar belirgin kalacak güneş dönüşü haritasındaki büyük kareden söz etmiştim.Bu haritaya baktığımızda geçtiğimiz yıl yaptığım değerlendirmelerin dikkat çekici noktalarını görebilirsiniz. İçinde bulunduğumuzda dönemde ülkemiz 1. ev/Yengeç profeksiyonu yaşamakta. Bu ev halkın tepkilerini, kararlarını ve genel olarak kendi kendini yönlendirme gücünü temsil ediyor. Güvenlik ve milliyetçiliğe ait öne çıkmakta. Ayrıca Temmuz ayında yapılan genel seçimlerde halkın iradesine işaret etti. Tüm bu gelişmeler 1. ev/yengeç döneminin işaretleri. Yengeç kuşkusuz vatan ve güvenlik konularını da içine almakta. Ancak gerek natalde, gerekse güneş dönüşü haritasında Ay’ın (Yengeç yöneticisi) düşük (cadent, decline) bir evde ve İkizler’de olması ikilemlere, ikiye bölünmeye, kararsızlığa ve kısır döngülere işaret etmekte. Ay’ın da büyük karenin bir köşesi olması bu huzursuz belirsizliği çok daha fazla katlamakta.
2007 yılı profeksiyonlarına bakıldığında beş temel noktanın nasıl temsil edildiğini görebiliriz. Bunlar:
Asc Yengeç – Ay
MC Balık – Jüpiter
Güneş Akrep – Mars
Ay İkizler – Merkür
Fortuna (Şans noktası) Akrep – Mars
GD 2007 haritasında Ay’ın halkın genel halini temsil ettiğini düşünürsek, deminde sözünü ettiğimiz gibi halk bölünmüş, huzursuz, ikilemde, ikilik içinde. Ayrıca bu bir gece haritası olduğu için Ay’ın neleri temsil ettiği çok daha fazla önem kazanıyor. Ay’ın burç yöneticisi Merkür Terazi’de geri harekette GD yükselen derecesi ile “yanan yolda” birleşiyor. Merkür 12. evdeki Venüs’le de karşılıklı etkileşim (MR) içinde. Venüs’ün düşük durumda olması ve 12. evde yer alması jiç de huzurlu olmayan, kontrol edilemeyen konuların ülke gündeminde olduğunu anlatıyor. Kadına ait konular, eğitim, üniversiteler, inançlar (Ay 9. evde) konuları içiçe geçmiş vaziyette dikkat çekiyor. Nitekim Ay’ın kısmi asalet yöneticisinin de yine Venüs olduğunu görüyoruz. Bu bakımdan, transit Güneş’in bu noktalar üzerinden geçişi sözünü ettiğimiz ikilem yaratan, hukuki ve dini konuları içine alan, üniversitelerle ilgili olan gelişmeleri doğrudan ilgilendiren sonuçlar getirecektir. Yazının başında önümüzdeki dönemdeki diğer önemli tarihlere işaret etmiştik. Kısaca Venüs ve Uranüs kare, Jüpiter’le karşıt durumdaki huzursuz Ay ani iniş çıkışları, protestoları, ani değişiklikleri gösteriyor. Toplumun genelinde böyle bir atmosfer söz konusu. Ay aynı zamanda GD haritasında 10. evinde (ve ayrıca MC’nin de) yöneticisi olduğu için bu gelişmelerin hükümeti yakından ilgilendireceğini ve performansını etkileyeceğini söyleyebiliriz.
GD haritasının 10. evinde Yengeç burcu (yöneticisi Ay 9. evde büyük kare içinde) var ve Mars da Yengeç’te, düşük durumda yine bu alanda yer alıyor. Bu ev aynı zamanda ülkemizin 1. evine düşmekte. Bu durumda halkı doğrudan ilgilendiren, halkın güvenliğini ve vatanı ilişkilendiren konular yönetime dikkat çekici biçimde yansıyacaktır. Bu alandaki Mars düşük durumda olduğu için, Kuzey Irak’a ilişkin konuların doğrudan yönetimi, hükümeti zora sokabilecek biçimde bağladığına işaret ediyor. Mars her ne kadar Güneş’le uyum içinde gözükse bile, 12. evde (gizli düşmanlar, elde olmayan nedenler) güney ay düğümü ile birleşen Satürn Mars’la açı içerisinde ve adeta Mars’ı daha kötü davranmaya yöneltiyor. 12. evdeki Başak, ülkemizin 3. evi olduğu için bu durum sınırdaş komşulardan, doğal olarak başta Irak’tan kaynaklanan, gizli düşmanlara, gizli örgütlere yani PKK’ya işaet etmekte. Malefik gezegenlerin (Mars ve Satürn) kendi içinde uyumlu olmaları olumsuzlukların daha kolay mecra bulmasına yol açar. Satürn 12. evde olmaktan mutluluk duyar ve bu durumu teşhis etmek, onunla karşı karşıya gelmek iyice zorlaşır. GD haritasında Satürn’ün toprakları anlatan 4. evin yöneticisi olması kuşkusuz bir rastlantı değil. Konunun diğer yansıma alanına işaret ediyor. GD haritasının yükselen burcunda geri harekette Terazi burcunda yanan yolda görülen Merkür’ün ayrıca 12. evdeki Satürn’le yine karşılıklı etkileşim içinde (yönetici-yücelme) olması, Terazi ülkemizin 4. evi olduğu için, gizli örgütlerin, yıkıcı faaliyet yapanların açık biçimde faal olduklarına da işaret ediyor. Meclis’te yaşanan tartışmalar ve olaylar bunun ifadesi durumunda.
GD haritasında Jüpiter de yönetimin durumunu anlatmakta. Jüpiter Yay burcunda, yönetici durumunda. Yay burcu yabancılarla ilgili konuların önemine işaret ediyor. 3. evdeki Jüpiter (ev olarak yine düşük durumda) yine komşular nedeniyle yabancılarla yapılan görüşmelere işaret ediyor. Ancak Jüpiter yönetici durumunda ve yükselen derecesi ile uyumlu olsa bile, hem büyük kare içinde hem de düşük bir evde olması yüzünden sıkışmış durumda, çok fazla kalıcı sonuç getiremeyebilir görülmekte. Jüpiter aynı zamanda adaleti ve üniversitelere ilişkin konuları açıklaması bakımında, bu yıl hükümete ilişkin alanda daha önce sözünü ettiğimiz konuların getirdiği gerginlikler de yer bulmakta.
Güneş haritada yönetsel konuları, devleti temsil eder. Bu yıl Mars yine Güneş’in işaretçisi durumunda. Bu durum devletin daha önce de sözünü ettiğimiz gibi, savaş ve güvenlik konularında en üst düzeyde aktif olacağını göstermekte. Ancak bu askeri operasyonların Mars geri giderken başlatılmış olması, ya daha fazla uzayacağını ve sonuç almanın pek kolay olmayacağını ve dolayısıyla yıpranma da getirebileceğini anlatıyor. Bu süreçte özellikle 23 Aralık – 21 Ocak, bahar aylarında 21 Mart – 20 Nisan arası Kuzey Irak gündeminin daha fazla ısınacağına işaret edebilir.
Finansal ve ekonomik göstergeler açısından bakıldığında, Mars yeniden dikkat çekiyor. Mars aynı zamanda kaynaklar evinin, 2. evin de yöneticisi durumunda. 2. evdeki Akrep ve bu alanda Güneş ekonominin spekülatif konulara, borsaya ve başkalarından gelen kaynaklara dikkat etmesi gerektiğini açıklamakta. 2. evdeki Akrep biriktiren ve tasarruf eden bir gösterge değildir. Zira Mars da harcatan enerjilere işaret eder. Mars’a ilişkin konular, savaş, askeri konular ekonomikl durumu yakından etkileyecektir. Bu dönem için GD haritasında ekonomik konularda sağlam, üretken ve yapıcı olmanın kolay olmayacağı görülmekte. 6. evde yer alan Uranüs ve şans noktası işçilere ait konulara, grevler ya da başkaldırılar yüzünden ortaya çıkabilecek verimsizliklere işaret edebilir. Satürn’ün de Başak burcunda 12. evde yer alması ve şans noktasına karşı durması işçiler, emekçiler ve memurlar açısından parlak bir durum getirmeyebilir. Bu alandaki iyileştirmeler ekonominin bütününe yansımayabilir. Uranüs de kare içinde olduğu için, işçi ve memur kesiminin hukuki hakları ve konuları yılın önemli gerginlik alanları içinde görülüyor.
2008 Temmuz sonrası
Yukarıda sözünü ettiğimiz vurguların özellikle yılın ilk yarısında etkin olacağı görülmekte. Temmuz sonu ve Ağustos ayı ile birlikte, 2008/2009 döneminde etkin olacak haritanın etkileri belirginleşmeye başlayacak ve bu yeni dönemin sonbahar aylarında tam olarak belirginleşeceğini söyleyebiliriz. Bu yeni dönemde neler beklenebilir ?
2008/2009 döneminde 2. ev profeksiyonunu yaşayacağız. Bu ev ekonomiyi, kaynakları, paramızın değerini, tasarrufları, gelirleri ve genel olarak sahip olduğumuz desteği ve değerleri açıklar. Hiç kuşkusuz yılın ikinci yarısında ana konu ekonomi ve finansal piyasalar üzerinde yoğunlaşacaktır. Gerçi ekonomik duruma ait gelişmeler Ocak, Şubat ve Nisan, Mayıs aylarında da önemli sinyaller ve zorluklar gösterebilir ancak bu gelişmelerin daha çok bir öncü olacağını söyleyebiliriz. Ekonominin çok daha fazla kritik bir gündem yaratması yılın ikinci yarısında olacaktır. Kuşkusuz bu gelişmelerin özellikle global ekonomideki zorluklardan kaynaklanacağını söyleyebiliriz. Ülkemizin cari işlemler açığı, kamu borçları ve diğer dış borçların getirdiği baskılar göz önüne alındığında, ekonominin yönetimine çok dikkat etmek gerekecek. Daha önce de söz ettiğimiz gibi, yavaş hareket eden gezegenlerin toprak elemetine yaptığı vurgu, belirli bir süredir global sallantılara ve servetin elde değiştirmesine işaret etmekte.
Ülkemiz şimdiye kadar dış konjonktürün faydalarından yararlandı ve özellikle yabancı sermaye girişi ile çarkları döndürmeye çalıştı ancak sürekli borçlanarak yapılacak bir finansman dengesi bu astrolojik göstergeler altında önemli sıkıntılara işaret ediyor olabilir. Nitekim 2008 GD haritasında Oğlak burcunun yükselmesi ve para, kaynaklar evinde Kova burcunun (ülkemizin 8. evi -8. ev krizler, borçlar) olması kısıtlayıcı koşullara ve son derece gerçekçi olma ihtiyacına ve kemerleri sıkma zorunluluğuna işaret etmekte.
Oğlak aynı zamanda ülkemizin haritasında 7.evindedir. Bu ev karşıtlıkların evidir ve yükselen 7. evin olduğu zamanlar engeller, karşıtlıklar, açık düşmanlıklar ve hiç de yolunda gitmeyen konular getirir. 2. ev profeksiyonu yaşamamız ve ekonomi ile yakından ilişkili Oğlak burcunun yükseliyor olması ekonomik durumun başlı başına büyük bir önem arzedeceğini açıklamakta.
Bu yeni dönemin haritasında yükselen yöneticisi Satürn Başak burcunda 9.evde yer alıyor ve Satürn 1. evdeki Jüpiter’le gayet uyum içinde görülürken, Uranüs’le karşıt açıda yer alıyor. Mars ise hem Jüpiter’le (partil) hem de Satürn’le altmışlık açı içinde. Ancak Mars’ın çok çok dikkat çektiğini söylemeliyiz. Çünkü hem kendi burcu Akrep’te güçlü konumda yer alıyor hem yükselen burçtaki Jüpiter’le partil açıda kalırken, en önemlisi Aslan/Kova eksenindeki (8./2. evler) ay düğümleri ile yakın bir kare içinde görülüyor. Bir gezegenin, ay düğümleri ile yakın bir kare içinde olması her zaman dikkatle yorumlanmalıdır. Bu gezegen özellikle Mars olduğunda etkilerinin çok daha belirgin olabileceğini söyleyebiliriz. Mars, Astroloji’de askeri konuları, saldırı ve savunmayı, savaşa ait konuları açıklar. Olayların yönü bu gezegenin anlattığı konular çerçevesinde güçlü biçimde yön değiştirebilir.
Sınırdaş komşular, Irak ve İran
2008/2009 GD haritasında yükselen Oğlak burcunda yer alan Jüpiter neleri temsil edebilir ? Jüpiter zenginleri, şansı, refahı temsil eden gezegendir. Yükselen burçta olması sevindirici gibi gözükebilir. Ancak Jüpiter Oğlak burcunda kendi özelliklerini en kötü biçimde yansıtır. Kazanç hırsı ve aşırı materyalizm dikkat çekicidir. Jüpiter her ne kadar genişlemeyi ve fırsatlardan yararlanmayı temsil etse dahi Oğlak burcunda bunu kolay vermeyecek hatta bu yöndeki adımlar yüzünden sorunlara da işaret edecektir. Bu haritada Jüpiter aynı zamanda kendi ışığı dışındadır. Bu da olumsuz sonuçlarını arttırabilir. Ayrıca Jüpiter iki malefik gezegenle de, (Mars ve Satürn) yakın açılar içindedir. Kısaca bu durum iyi şans ve zenginlikten çok uluslararası konulardan kaynaklanan ve Mars’la ilişkili olabilecek (askeri konular ve savaş) sıkıntılara işaret ediyor olabilir. Benzer biçimde hukuki konular ve yasalara ilişkin problemler de akla gelebilir. Zira Jüpiter aynı zamanda 12. evin de yöneticisi olduğu için, elde olmayan nedenlerin yol açtığı koşulları simgeleyebilir.
En iyi durumda Jüpiter kemer sıkmanın, gerçekçi davranmanın, planlı ve ekonomik hareket etmenin meziyetlerini vurgulamakta. Jüpiter’in Satürn-Uranüs karşıtlığının yumuşatıcı köşesinde olması, özellikle sınırdaş komşular ve uluslar arası konuların iç içe olacağını, bu gergin durumun içinde yeni bir denge kurulabileceğini anlatmakta.
Keza Satürn, yükselen yöneticisi olarak 9. evde ve ülkemizin 3. evinden geçtiği için, bu dönemde sınırdaş komşularla ilişkilerdeki sıkıntıları ve endişeleri de açıklıyor. 3. evdeki Uranüs ise yakın bir komşumuzun, muhtemelen Irak ya da İran olabilir bu, yaşayabileceği ani olayları ya da kopma, parçalanma ya da huzursuzlukları gösteriyor olabilir. Bu durumda Jüpiter daha kolay anlaşılabilir zira sözünü ettiğim nedenlerden ötürü, belirli bir çıkar doğrultusunda alınabilecek bir desteğin ya da durumun göstergesi gibi durabilir. Ancak Mars’ın sözünü ettiğim açıları ve özellikle Neptün’le kare açı içinde olması yanılgılara ve ardından doğabilecek hayal kırıklıklarına da işaret etmekte.
2008/2009 GD haritasının eksenlerinin öncü burçlarda olması yine çok hızlı hareket edilmesi ve karar verilmesi gereken süreçlerin ortasında olacağımızı açıklamakta. Haritada dikkat çeken bir diğer unsur, Ay’ın ışığının çok küçüldüğü, yanan yolda, 12. evdeki Pluton’la altmış derecelik açıda kalmasıdır. Ay genel olarak halkın durumunu, toplumdaki atmosferi anlatır ve yıllık profeksiyonda da Ay yine Ay’la temsil edilmektedir. Bu pek parlak olmayan durum halkın yine huzursuz ve tartışma içinde olabileceğini, ya da kadınlara ait bir konunun getirebileceği sıkıntıları, halka ait bir konunun başlatılmak istense dahi hemen başlatılamayabileceğini, sıkışmaları ve bu konuların yönetimle de yakından ilgili olabileceğini simgeleyebilir. Ay’ın tepe noktası ile birleşmekte olması kadınlara ait girişimlerin son derece dikkat çekeceğini gösteriyor. Doğum haritasında 4. evde yer alan Terazi burcu bu itilimin muhalefetten kaynaklanacağını anlatabilir.
Yıllık profeksiyonlarda
Asc Aslan – Güneş
MC Koç – Mars
Güneş Yay - Jüpiter
Ay Yengeç – Ay
Fortuna Yay – Jüpiter durumunda.
Bu durumda, yıl yöneticisinin (Lord of the Year) Güneş olması ve Güneş’in 11. evde Akrep’te Mars’la bir arada olması (ayrıca Mars kısmi asaletinde) Meclis’e ait konuları ve bu alandaki savaşları ve çatışmaları gündeme getirmekte. Savaşa ait konular meclisi yakından ilgilendirebilir. Askeri konular ve meclis iç içe görülmekte. Nitekim MC de profeksiyonlarda Mars ile görülmekte. Mars’ın bu haritada bu kadar çok dikkat çekiyor olması hiç de huzur verici değil. 11. ev aynı zamanda grupları, partileri, sosyal sivil örgütleri temsil ediyor ve bu konularda fazlasıyla dikkat çekiyor.
Aylık durumlar
Ocak
Sınırdaş komşular ve özellikle Kuzey Irak’ı ilgilendiren konularda diplomasi önem kazanıyor
23 Aralık’ta başlayan ve 21 Ocak’a kadar etkin olan dönemde, toprağa, güvenliğe ve vatana ilişkin ve iç işlerini içine alan konularda ciddi ve sorumlu olma zorunluluğu dikkat çekmekte. Bu süre içinde genel olarak muhalif güçlerin ve karşıtlıkların toplumsal huzuru zorlayabileceği görülmekte. Aynı zamanda bu dönemde sınırdaş komşular ve özellikle Kuzey Irak’ı ilgilendiren konularda güçlüklerle karşılaşılabilir. Bu durum Meclis içinde daha fazla huzursuzluk getiriyor olabilir. İç huzurun kolay elde edilmediği bir dönemde olabiliriz. 1 Ocak, 11 ve 14 Ocak günleri bu açıdan kritik olabilir. Kararlı davranılması gereken koşullar söz konusu. 8 Ocak’ta gerçekleşecek olan yeniay yine karşıtlıklara ve dış işlerinde ciddi davranılması gereken kısıtlayıcı sonuçlara işaret edebilir. Gizli düşmanlar evine geri dönen Mars, kontrol edilmesi güç durumlara, terör getirebilecek riskli konuları anlatıyor olabilir. Özellikle ayın son haftası içinde, 23 Ocak civarında Pluton’un Ay’ın karşısından geçiyor olması; ki bu durum Haziran ortasında da yinelenecek; halkı ürküten, endişelendiren konulara ve genel olarak toplumsal huzurun çok zorlandığı koşullara işaret etmekte. Hatırlanacağı gibi, Pluton Ocak ayında Oğlak burcuna geçiyor. Bu yeni durum, etkisini çoktan göstermiş olsa bile, diplomaside, gerek AB gerekse ABD ile ilişkilerde baskıların ve düşmanca tavırların söz konusu olabileceğini açıklamakta. AB’nin aldığı son kararlar çerçevesinde önümüzde zorlu bir yolun açıldığını söyleyebiliriz.
Genel olarak bu dönem, 9 Şubat’a kadar sürecek şekilde, sağlığa ve hijyene ait konular, kamu düzeni ve çalışan kesimi ilgilendirebilecek gelişmeler açısından da dikkat çekici olabilir.
21 Ocak’tan sonra ekonomik göstergelerin ve finansal konuların, devlet borçlarının önem kazanacağı bir döneme gireceğiz. Bu dönemde ekonomide ve finansal piyasalarda daha fazla dalgalanma ve karışıklık yaşanabilir. 25 Ocak civarında yine test edilebiliriz.
Şubat
Ekonomi ve piyasalar açısından hassas bir ay
Özellikle 7-8 Şubat merkezli olmak üzere, borsadaki gelişmelere özen göstermek gerekebilir. Kuşkusuz bu durum global ekonominin de getirdiği sıkıntılar biçiminde de olabilir. Aşırı iyimser olmak büyük riskler taşımakta. Aslında bu dönemde yaşanacak olan gelişmelerin, yılın ikinci yarısı için bir öncü olabileceği görülmekte. 7 Şubat’ta gerçekleşecek olan Güneş tutulması TL’nin değeri ve piyasalar açısından abartılı hareketlere yol açabilir. Ekonominin nabzını çok iyi okumak ve uzun vadede gerçekçi olmak gerekiyor.
Aşırı tüketime dayanan konular, borç ekonomi açısından ciddi sonuçlar getirebilir. Ayrıca bu dönemde eğlence dünyası ya da sanat alanındaki kişiler açısından olumsuz haberler gelebilir. Çocuklara ait haberlerin de yıpratıcı yönleri olabilir.
9 Şubat’tan itibaren dış ilişkilerde diplomasi, anlaşmalar ve sözleşmeler açısından daha hareketli bir gündem bekleyebiliriz. Bu konular Nisan ortasına kadar gündemde kalacaklar. Sanat, güzellik ve denge içeren konular da gündeme gelebilir.
Genel olarak 20 Şubat’a kadar olan dönemde yaratıcı konular, spor ve eğlence hayatına ilişkin konular öne çıkabilir. 12. evden geçen Mars ay boyunca gizli örgütlerin terör eğilimini yüksek tutmakta. Bu dönemde elde olmayan nedenler yüzünden ya da istihbaratı ilgilendiren alanlarda dikkatli hareket etme gereği olabilir.
20 Şubat sonrasında, özellikle 24’ü civarında toplumsal düzen, işçilerin durumu, sanayi ve ekonomiye ilişkin konularda daha hassas koşullar ortaya çıkabilir. Endüstriyel konularda düzensizlik, memurların durumu, sağlık ve hijyen gerektiren alanlarda dikkat çekici gelişmeler yaşanabilir. Ayrıca bu konuların üniversitelerle, YÖK’le ya da yurtdışına ait gelişmelerle de yakından ilgisi olabilir.
Mart
Sosyal konular ve YÖK’e ilişkin kritik bir dönem
Mart ülke yönetimi açısından son derece dikkat çekici gelişmeler getirecektir. 7 Mart’ta gerçekleşecek olan yeniay ani gelişmelere ve toplumsal huzuru rahatsız edebilecek konulara işaret etmekte. Bu dönemde üniversitelere ait gündem, YÖK ya da türban konusunun getirebileceği konular beklenmedik tartışmalar ve gerginlikler getirebilir. Gençlere ilişkin konuların gündeme güçlü biçimde oturabileceği görülmekte. Bu dönemde başlayacak olan konular, Haziran ortasına kadar kötümser kılıcı olabilir. Özellikle Mart sonundan Haziran ayına kadar olan sürecek dönemde
Satürn’ün Güneş/Ay orta noktası üzerinde olması kısıtlayıcı ve sorunlu görülmekte. 6 Mart’ta gerçekleşecek olan yeniay bu süreci tetikleyici olabilir.
4 Mart’ta Mars’ın yeniden ülkemiz yükselen burcuna gelmesi askeri konuları ve ülke güvenliğini ilgilendiren konuları yeniden hararetlendirecek. Hatta bu durumun 21 Mart’tan sonra çok daha kararlı biçimde ele alınacağı anlaşılıyor. Bu yeni koşullar hiç kuşkusuz Kuzey Irak’ın durumuna ilişkin olabilir. Ülkemiz gerek diplomatik yollardan gerekse askeri konularda daha atak ve girişimci bir tavır izleyebilir. 24,25 Mart askeri konular açısından çok dikkat çekici görülmekte. Nitekim 21 Mart sonrasında, yönetimden kaynaklanan ve hükümetin aktif davranmasını gerektirebilecek pek çok dışsal konu gelişebilir. Bu dönemde hem atak davranmak hem de ikili ilişkilerde ve ortaklıklarda diplomasiye önem vermek gerekiyor. Askeri konuların ve operasyonların güçlü bir şekilde gündemde olacağı görülmekte. 23 Mart civarında karışıklıklar ve yanlış bilgilere dayalı hatalar da dikkat çekebilir.
Nisan
Dış ilişkilerde daha aktif olunması beklenebilir
20 Nisan’a kadar olan sürede, Mart sonunda başlamış olan koşulların gündemde kalmaya devam edeceği anlaşılmakta. Özellikle 6 Nisan’da Koç burcunda gerçekleşecek olan yeniay hükümete ait girişimleri, yönetsel konularda kararlı ve cesur olmayı gerektirmekte. 9 Nisan civarı yine diplomasi, yönetim ve askeri konular açısından kritik sayılabilir. Hükümetin bu dönemde 12 Nisan civarında girişimci davranması beklenebilir. Bu gelişmelerin önemli bir bölümünün uluslararası konuları da içine alabileceğini söyleyebiliriz.
Yeni gelişmeler yüzünden, bu dönemde ortaya çıkan konular ancak Temmuz ayında raya girebilecek biçimde sonuç vermeye başlayacaktır. Bu dönemdeki koşulların bazı sıkışmalar ve belirsizlikler getirebileceğini söyleyebiliriz. Özellikle 16 Nisan sonrasında halkı huzursuz edebilecek koşullar, yıpratıcı durumlar, Akrep burcunun getirdiği yenilenme söz konusu olabilir.
Nisan boyunca, Mars ülkemizin yükselen burcunda kalmaya devam ediyor. Bu transit ülke güvenliğine ilişkin konuları tetikliyor ve çatışma ve tehdit unsurlarının gündemde kalmasına neden oluyor. Benzer biçimde, yönetimden kaynaklanan konular, hükümetin girişimleri ve genel olarak ülkemizi daha cesur ve girişken hareket etmeye neden olan koşullar ağır basıyor.
20 Nisan sonrasında, özellikle 26 Nisan civarında gerek ekonomiye ilişkin konular gerekse negatif olayların tetikleyebileceği, karşıtlıkların yaşanabileceği bir tablo var. Bu dönemde geleceğe ilişkin hedeflerde ve mali alanda değişiklikler ve krizler yaşanabilir. Kuşkusuz bu durum IMF politikalarına ilişkin de olabilir. IMF olan görüşmelerin getirebileceği belirsizlik ya da uluslar arası piyasalardan yansıyan koşulların dikkat çekici olabileceğini söyleyebiliriz. Para, yatırım, ekonomiyi ve tasarrufları ilgilendiren tüm alanlarda şartları iyi değerlendirmek gerekiyor. Yapıcı olma ve eldeki kaynakları iyi kullanma gereği doğmakta. Toprağa ve kaynaklara ilişkin konularda bazı zararlar söz konusu olabilir. Toplumu etkileyebilecek bir ölüm ya da yenilenme dikkat çekebilir. Pek çok konuda beklenmedik gündem maddeleri olabilir. Ayrıca gruplar, partiler, meclis ve sosyal, sivil örgütler açısından gündemi değiştirebilen koşullar doğmakta.
Mayıs
Ekonomiye ve piyasalara dikkat
21 Mayıs’a kadar olan süre içinde Nisan’dan devralınan koşullar, özellikle ekonomik durum, piyasalar ve borç dengeleri önemini sürdürmekte. Bu dönemde uluslar arası düzeyde üye olduğumuz konular, gerek Birleşmiş Milletler, gerekse AB ile ilişkiler, ortaklıklar, anlaşmalar önemli gündem maddeleri oluşturabilir. Karşıt durumlar, eleştiriler, muhalefet eden koşullar ve ikili ilişkileri öne çıkaran konular belirebilir.
Ayrıca 9 Mayıs’tan itibaren finansal alanda bütçeyi ve para değerimizi etkileyen konular, harcamalar ve ekonomik dengelerin daha hassas hale geldiği koşullar dikkat çekmeye başlıyor. Mayıs ayında ve özellikle Haziran ayında Pluton yeniden Ay’ın karşısından geçerken halkın genel politik gelişmelerden oldukça huzursuz olabileceğini söyleyebiliriz. Bu durum özellikle toplumda ikilik yaratabilecek durumlar, inançlar ve dini konular üzerinde yansıma bulabilir. Toplumda genel olarak kısıtlanmışlık ve hoşnutsuzluk eğilimi oldukça yüksek seyretmekte. Toplumun moralini yüksek tutmak kolay olmayabilir.
5 Mayıs’ta gerçekleşecek olan yeniay Boğa burcunun tam ortasında olacak. Bu durum gerek finansal konuları, piyasaları dengesizleştirebilir. Önemli kararlar ve yönetime ilişkin gelişmeler kilitlenmelere ve aşılması kolay olmayan huzursuzluklara işaret edebilir. Kuşkusuz askeri konular da bu huzursuzlukları daha fazla pekiştirebilir.
21 Mayıs sonrasında özellikle medyayı, üniversiteleri, sosyal konuları ve yurtdışına ait gelişmeleri yakından ilgilendirebilecek yeni bir dönem görülmekte. Daha önce sözünü ettiğimiz ve halkta ikilem yaratan, huzursuz kılan konular bu süre içinde daha fazla tartışma ve entelektüel bölünmeler getirebilir. Üniversitelere ilişkin durumlar, Haziran’ın ilk yarısında iyice öne çıkacak şekilde, yine bu dönemde dikkat çekmeye başlayabilir. Açıkçası bu dönemde çok akılcı olmayan durumlar, elde olmayan nedenlerle, gizli ya da yıkıcı biçimde ortaya çıkabilecek faaliyetler, gerek hukuk, gerekse medya dünyası açısından oldukça kafa karıştıcı olabilir, krizler getirebilir.
Ayrıca yabancılarla ilgili konular, ulaşım, iletişim konularında olumsuz olaylar, kazalar 26 Mayıs sonrasında oldukça dikkat çekebilir.
Haziran
Medya, üniversiteler ve ikilik yaratan durumlar
21 Haziran’a kadar olan dönemde üniversiteleri, inançları ve medyayı yakından ilgilendiren konular huzursuzluk yaratmaya devam etmekte. 3 Haziran’da gerçekleşen yeniay aniliklere, yenilenmelere ve reformlara işaret etmekte. En olumlu anlamı ile bu dönem özgürlükleri simgeleyebilir. Ancak bir yandan da elde olmayan nedenlerin ve toplumu huzursuz edebilecek ani olayların da cereyan ettiğini söyleyebiliriz. 5-7 Haziran’da özellikle 2007’den gelen ikilikleri ve gerginlikleri en üst seviyeye ulaştırabilecek bazı ani olaylara işaret edebilir. Kadın’a ait konular, hukuki durumlar, mahkemeleri ilgilendiren gelişmeler gündemde olacak. Bu dönemde alınacak kararların çok fazla uzun süreli olmayabileceğini ve daha çok karmaşa getirebileceğini söyleyebiliriz. (Anayasa Mahkemesi Türbanı yasaklayan kararını 5 Haziran günü açıkladı)
Ayrıca Haziran ayının ilk haftasında önceki aylardan süregelen ve toplumu büyük ölçüde huzursuz kılan uygulamalar ya da kısıtlamalar yine depresif etki getirebilir.
Tüm bu gelişmelerin ardından, 21 Haziran sonrasında yönetimi, hükümeti ve güvenlik konularını güçlü bir biçimde gündeme getirebilecek bir dönem başlamakta. Bu gelişmeler uluslararası konuları içine alabileceği gibi, hukuki durumlar, medya ve üniversiteleri de ilgilendirebilir. Bu dönemde toplumu harekete geçiren ve tepkisel kılan bazı olaylar da izleyebiliriz.
Diğer yandan güvenlik ve vatana ilişkin konular, içine askeri girişimleri alan, son derece hızlı gelişmeler beklenebilir. Bu gelişmelerin daha önce 2007 Aralık’ta başlayan, 21 Mart-20 Nisan arasında yeniden önem kazanan diplomatik konular ve kuşkusuz Irak ve diğer sınırdaş komşularla olan sorunlarla ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Hükümet ve yönetim bu dönemde kararlılık göstermek ve objektif olmak zorunda. 20 Haziran’dan itibaren yabancılarla ilgili gelişmelerin hız kazanması Temmuz’da da devam edecek. Hatta bu gelişmelerin 16 Temmuz civarında yeni bir ivme kazanması ve daha fazla rayına girmesi mümkün olacak.
Temmuz
Yönetim ve askeri konular dikkat çekmekte
21 Haziran sonrasında önem kazanmaya başlayan ve yukarıda sözünü ettiğim yönetimi son derece ilgilendiren ve belki de askeri yönüyle de ilgi çeken durum 2 Temmuz civarında özellikle dikkat çekmekte. 1 Temmuz’da Mars’ın da Başak burcuna geçmesi yakın komşularla ilişkilerdeki sorunları çok daha fazla tetiklemekte ve ısıtmakta. Ülkemiz bu dönemde diplomasi alanında kararlılık göstermek zorunda zira komşularla ilgili konuların aslında izole kalmayacağı anlaşılmakta. Irak’a ait gelişmeler bizim için daha fazla sıkıntı kaynağı olabilir.
Nitekim 3 Temmuz’da da ülkemizin yükselen burcu Yengeç’te yeniay gerçekleşmekte. Bu yeniay derecesi ülkemizin haritasında Pluton’a çok yakın düşüyor.
Bu gösterge güvenlikle ilgili bir konunun büyük önem kazandığını, bir ölçüde travmatize edici olabileceğini, diğer yandan vatan, toprak konularını da içine alabileceğini anlatmakta. 3 Temmuz’da gerçekleşen yeniay hükümetin adımlarının önemli olacağını ve yönetsel açıdan kritik olabileceğini ifade etmekte. Bu süreçte 10-12 Temmuz ve 15 Temmuz özellikle hızlı gelişmelere ve sözünü ettiğim hükümeti içine alan kararlara işaret etmekte. Diğer göstergeler Temmuz ortasında yeni başlangıçların, uluslar arası konuların ve belki de üniversiteleri, medyayı ilgilendiren gelişmelerin yine ön planda olabileceğini anlatıyor.
23 Temmuz’dan sonra yılın ikinci yarısında, özellikle sonbahar aylarında çok daha belirgin olacak ve gündeme oturacak konuların dikkat çekmeye başlayacağını göreceğiz. Bu yeni dönemin ülkemiz ekonomisi ve finansal konular açısından çok önemli olabileceğini söylemeliyim. 23 Temmuz sonrasında ekonomide harcamalar, dolayısıyla bütçeyi ilgilendiren konular kritik bir önem kazanmakta. Bu yönde iyimser olmamalıyız. Tam tersine işaretleri şüpheyle ele almamız gerekiyor. Geleceğe yönelik tabloda, yeni bütçe hedefleri olsun, YTL’nin değeri olsun, daha gerçekçi bir tutum izleme gereği doğmakta. 10 Temmuz’dan başlayarak Temmuz son haftası ve izleyen Ağustos ayında hem komşularla ilişkiler, hem de içinde bulunulan uluslararası gruplarla ilişkilerin önümüzdeki ayların performansını yakından etkileyeceğini söyleyebiliriz.
Yılın ikinci dönemindeki gelişmeler özellikle ekonomi ve finans ağırlıklı olacak ve bu alanda son derece ciddi davranılması gereği doğacak. 2008/2009 yılının GD haritasında Oğlak yükseliyor ve Oğlak daha kararlı ve gerçekçi olmayı talep ediyor. Ancak Oğlak ülkemiz haritasında karşıt evde yer aldığı için engelleri çok fazla olan bir döneme girmekteyiz.
Ağustos
Ekonomik dengelere dikkat!
23 Ağustos’a kadar olan sürede finansal konuların çok daha fazla gündeme geleceği anlaşılmakta. Bu durum 1 Ağustos’ta gerçekleşen Güneş tutulması ile birlikte iyice hız kazanacak. Yeniay derecesinin ülkemiz haritasında Jüpiter/Satürn orta noktası üzerine düşmesi ekonomide büyümeye özen gösterilmesini, aynı zamanda enflasyona ait değerlendirmelere ve dolayısıyla paranın değeri konularını da öne çıkartmakta. Bu gelişmeler ekonomi yönetimini harekete geçirebilir. Mali disiplin dikkat çekerken, kaynakların etkin kullanımı ve özellikle tüketimi dengeleyen, ithalatı azaltabilecek gelişmeler konu olabilir. Ekonominin üzerine oturduğu dengelerin iyi analiz edilmesi gerekmekte.
11 Ağustos civarında yanlış beklentiler yüzünden finans sektörü ve borsa açısından daha önlemci olunması gereken koşulların olduğunu söyleyebiliriz.
Ekonomide kısıtlayıcı tablo ve genel olarak ciddi ve önlemci olmayı gerektirecek durumlar 21 Ağustos’tan itibaren ayrı bir hız kazanabilir.
18 Ağustos’ta Mars’ın Terazi burcuna ilerlemesi ile birlikte, ekonomiye odaklanan dikkatlerin yanında yine iç güvenlik konuları, sınırdaş komşularla ilgili gelişmeler daha kararlı hareket etmeyi gerekli kılabilir. Genel olarak bu dönemde toplumda muhalefet hissinin ve yönetime ilişkin gerginliklerin de arttığını söyleyebiliriz.
23 Ağustos sonrasında sınırdaş komşular yüzünden uluslar arası alanda daha endişeli olabilir. Bu dönemde önümüzde bazı engellerin olabileceği anlaşılmakta. Ayrıca diplomasi yapmak ve düşmanlıkları önemseme gereği de var. Ancak koşulların çok dengeli olmadığını görebiliriz. Bu gelişmeler sadece Irak’la ilgili de olmayabilir, diğer sınır komşular ve belki de İran’a ilişkin gelişmelerin de diplomasimiz üzerinde önemli etkileri olabilir. Ortaya çıkan bu yeni koşulların özellikle bağlayıcı olabileceğini ve diplomasi- ekonomik stabiliteyi sağlayabilecek koşulların paralel bir bağ teşkil edebileceği söylenebilir.
Eylül
Sınırdaş komşulardaki gelişmeler ve diplomasi açısından önemli bir ay
30 Ağustos’ta Başak burcunda gerçekleşen yeniay ülkemizin haritasında kuzey ay düğümü üzerine düşmekte. Bu durum 23 Ağustos’tan sonra gelişmeye başlayan konulara daha fazla ivme kazandıracaktır. 11 Eylül civarı böyle bir dönemdir. Sınırdaş komşularla ilişkiler uluslararası platformda önem kazanabilir. Benzer şekilde bu dönemde universitelere ilişkin konular, gerek medya da gerekse entelektüel platformlarda daha fazla gündem elde edebilir.Üniversitelerle ilgili gelişmeler hukuki konuları da içine alabilir. GD haritasında Satürn-Uranüs karşıtlığı değişikliklerin getirdiği sancılara işaret etmekte.
4 Eylül sonrasında askeri konularda bir dizi değişikliğin gündeme gelebileceğini söyleyebiliriz. Üçüncül ilerletimlerde Mars’ın düzgün harekete dönüşü askerin daha kolay hareket edebilen ve karar alabilen yeni bir dönemecine işaret ediyor. Eylül ayı boyunca, Mars’ın iç işleri açısından hassas bir evde olması, yurtiçi güvenlik, toprağa ilişkin konularda rahat olmadığımızı göstermekte.
23 Eylül sonrasında, Meclis, sivil toplum örgütleri, yönetimi içine alan konular açısından belirgin bir vurgu yapmakta. Birkaç konunda birden söz edilebilir. Muhalefetten kaynaklanan ve ülke yönetimine yansıyan bir huzursuzluktan söz edebiliriz. GD haritasında yanan yolda, haritanın tepe noktası ile birleşen Ay, toplumun belirli bir konuda tepkisini ve bu yöndeki sıkışmaları açıklıyor. Ancak bu tepkilerin istenen hedefi gerçekleştirmesi kolay görülmemekte. Ay’ın küçülmekte olması bunu ifade ediyor.
Bir diğer konuda toprağa ve güvenliğe ilişkin konularda diplomasi yapmanın zorunluluğu dikkat çekiyor olabilir. Kuşkusuz bu sınırdaş komşular ve uluslararası durumlar çerçevesinde bir süreç olabilir. Gizli konuların, bazı elde olmayan nedenlerin dikkat çektiği şartlar içindeyiz.
Nitekim 29 Eylül’de gerçekleşecek olan yeniay ülkemizin doğum haritasında 4. evde yer alan Mars’ın üzerine düşmekte. Akla gelen konular, ülke huzurunu bozabilecek, muhalefet ettirebilecek unsurlar, askeri konular ve güvenliğe ilişkin gelişmelerin hız ve netlik kazanması yönünde olabilir.
Ekim
Meclis, politik gelişmeler ve toplumda muhalefet öne çıkıyor
Ekim ayına bu atmosfer içinde girilmekte. Güvenlik konuları, askeri içine alan durumlar, toplumda muhalefet yaratan ancak huzurlu biçimde kanalize edilemeyen adımlar tansiyon yükseltici olabilir. Genel olarak 20 Ekim’e kadar daha kısıtlayıcı bir tablo var. Ancak 21’inden sonra belirginleşen ve daha kararlı hale gelen, sosyal konuları içine alan bir atmosfer ortaya çıkmakta. Bu yeni dönemde Meclis’i ve yönetimi ilgilendiren konular, demokratik tartışmalar, yine sivil örgütleri içine alan hareketler dikkat çekici olabilir.
4 Ekim’de Mars Akrep burcuna ilerlemiş olacak. Bu konum çoğu zaman yönetsel konuları ve ülkenin iradesini, kararlılığını, askeri konuları yan yana getirir. Ekim ayının yönetim, geçmiş ve gelecek açısındaki denge açısından oldukça kritik olabileceğini söyleyebiliriz. 10 Ekim’de Satürn ülkemiz haritasının dip noktasından geçiyor olacak. Bu transit daha sonra 2009 Nisan’ında ve ardından yaz aylarında da devam edecek. Satürn kısıtlayan, disipline eden ve kontrolü temsil eden bir gezegendir. Bu transit iç işlerinde, ülke yönetiminde huzurlu olmayan koşullara işaret ediyor.
29 Ekim’de, Cumhuriyetimizin doğum gününde bir yeniay gerçekleşmekte. Yeniay derecesi ülkemizin Güneş’i üzerine düştüğü için, bu dönemde devlet, hükümet ve genel olarak iradeyi temsil eden alanlar önem kazanmakta.
Kasım
Kamu düzeni ve hizmetler önem kazanabilir
Ülkemizin 2008/2009 yılı haritası bu dönemde en belirgin biçimde öne çıkmakta. Ekonomi ve finansal konular dikkatle izlenmeli. Bu dönemde politikaya ve Meclis’e ilişkin konular öne çıkmakta. GD haritasında Akrep burcunda yer alan Mars askeri konuları göz önüne getirmekte. 8 Kasım civarı bu açıdan yorucu ve gerginlik doğurucu bir dönem olabilir.
Transit Pluton bu dönemde son defa ülkemizin Ay’ı karşısından geçmekte. Halkın moralini ve genel atmosferi yansıtan gelişmeler ön planda olabilir.
16 Kasım’da Yay burcuna ilerleyen Ay kamu düzeni, çalışanlar ve emekçilerle ilgili konuların ön plana çıkabileceğini, hizmetlere ilişkin aksamaların gündeme gelebileceğini gösteriyor. 27 Kasım’da gerçekleşen yeniay sağlık, düzen ve hizmetleri ilgilendiren konularda problemler getirebilir.
Aralık
Dış dengeler, diplomasi yorucu bir süreçten geçebilir
22 Kasım sonrasında çalışanları ilgilendiren durumlar, düzenlemeler ve hizmet alanlarında içine yabancıları, hukuki konuları ya da inançları alabilecek gelişmeler dikkat çekici olabilir. 3 Aralık civarında kadına ait konular yeniden gündemde olabilir. 10 Aralık benzer şekilde iletişim, medya, üniversiteler ve entelektüel tartışmalar açısından önem kazanabilir. Genel olarak bu dönemde 22 Aralık’a kadar belirsizlikler ve ikilem yaratan gerginlikler var. Çok kararlı bir yön çizilemiyor olabilir.
22 Aralık sonrasında yönetimi ilgilendiren konularda, ekonomide ve genel olarak halkın psikolojisinde kısıtlama ve gerçekçi olma ihtiyacı dikkat çekmekte. Bu dönemde her konuda ayakları yere basan, ciddi bir tutum önem kazanabilir. Ancak bir yandan da diplomaside ve dış ilişkilerde koşulların rahat olduğunu söyleyemeyiz.
Özellikle 27 Aralık’ta gerçekleşecek olan yeniay dış ilişkiler, anlaşmalar ve diplomasi gerektiren konuları öne çıkaracak. AB ve ABD ile ilişkiler önemli bir karar ve değerlendirme döneminde olabilir. Değişik baskılar ve engellerle karşılaşabiliriz.
Bu yazı 19 Aralık 2007 tarihinde tamamlandı. Bu yazıdaki tüm düşünceler yazara aittir ve hakları saklıdır. Bu yazı hiç bir şekilde kopya edilemez, başka bir internet ortamına alınamaz.
R. Hakan Kırkoğlu