2013’te Türkiye
Son derece kritik iki yıl: 2013-2014
Astrolojik göstergeler sadece 2013’te değil önümüzdeki iki yıl boyunca Ortadoğu’daki gelişmeler açısından bizi yakından etkileyen durumlara tanık olacağımızı gösteriyor. Gücümüz test edilecek. Bu iki yıl birbirlerine bağlı temalar getirmekte.
10 Mayıs’ta gerçekleşecek Güneş tutulması Suriye’deki gelişmeler açısından kritik. Bu bakımdan Nisan-Mayıs süregelen gerilimlerin boşaldığı yeni süreçler getirebilir.
Yakın komşuların durumu ve uluslararası konular gündemdeki yerini koruyacaklar
Ocak-Şubat ve Temmuz-Ağustos dönemleri ekonomi yönetimi açısından daha hareketli koşullar getiriyor. 28 Ağustos – 15 Ekim dönemi yine bütçe ve gelir-gider dengesinin hassaslaşabileceği bir dönem.
Ekonomik büyüme stres altında.
2013’ün ikinci yarısında milli konulara özel bir vurgu var. Bu açıdan 14 Temmuz – 28 Ağustos oldukça hararetli bir dönem.
2013 Ağustos sonrasında başkanlık sistemine ait konular yeniden ivme kazanabilir
2013 sonbaharında, özellikle 7 Aralık’tan sonra iç işlerinde, vatana, iç güvenliğe,etnik koşullara, ve toprağa ait konular bir sonraki yılın Mayıs ayına kadar sıcak bir gündem yaratabilir
Ülkemizin 2013 yılındakileri temalarını anlayabilmek için önce ilerletim haritasına, daha sonra transitleri ve sonunda yıllık profeksiyon ve güneş dönüşü haritalarına bakacağız. İlerletilmiş haritada Ay 2012 Temmuz’undan bu yana Terazi burcunda ve 4. evde ilerliyor.
Ay bulunduğu alanda hassasiyetler, dalgalanmalar oluşturur ve bu gözle bakıldığında yurtiçine ait konular, vatanı, toprağı ve etnik konuları içine alan çerçevede (4. Ev konuları) denge, barış ya da uzlaşı alanında artan bir hassasiyet görüyoruz. Bu sürecin hemen, rahat biçimde tamamlandığını görmek zor zira Ay Şubat başında yine bu evde olan Mars’la birleşiyor olacak. Ardından Haziran ayında Pluton’la kare açı yaptıktan sonra, Ağustos sonunda bu kez “yanan yol”a ilerleyecek. Tüm bu gelişmeler, ülkemizin sadece 2013 değil, 2014’te de esas gündeminin iç dengeler, ülke güvenliği ve iç barışı sağlamaya yönelik konularla meşgul olacağını anlatmakta. İlerletilmiş Ay ancak 2014 Eylül’ünde Terazi’den Akrep’e geçmiş olacak bu başka bir dönemin koşullarını anlatıyor olacak. 2013 yılında Ocak-Şubat, Mayıs ve Haziran aylarının ülke içi barış, Kürtlerle ilgili konularda daha kırılgan ve yorucu olabileceğini görmekteyiz. Benzer şekilde, minor ilerletimlere bakıldığında 20 Nisan – 25 Haziran arasında, özellikle 8-12 Mayıs arasında benzer gerginlikler görülmekte.
İlerletilmiş haritada dikkatimizi çeken bir diğer açı da, Venüs’ün, Balık burcundaki güney ay düğümü ile birleşiyor olması. Bu birleşme 2013 ortalarında, Temmuz ayında iyice güçlenecek. Venüs, Boğa ve Terazi’nin yöneticisi olarak barışı, birleştirici ögeleri, bir araya gelmeyi anlatan bir gezegen olarak güney ay düğümü ile birleştiğinde, geçmişten kaynaklanan konuların, sıkıntıların barış sürecine ve denge yaratmaya zorlu bir engel oluşturduğunu gösteriyor. En iyi durumda, bu açı geçmişten kaynaklanan, hatta karmik engelleri aşmak için son derece bilinçli hareket edilmesi gerektiğini anlatmakta.
İlerletilmiş haritanında diğer önemli noktalarına baktığımızda Güneş’in Saka (Kova) burcunda ilerdiğini görüyoruz, nitekim bu geçişi daha önceki yıllarda da açıklamıştık. Saka özgürlükleri, bireyselliği ve reformları anlatan bir burç ancak ülkemizin haritasında 8. Evde ilerlemesi bu süreçlerin krizler, yırtılmalar, huzursuzluk ve endişeler de getirdiğini açıklamakta. Daha uzun vadede bakıldığında 2015 yılı baharında, (Nisan) gerçekleşecek olan konuların Türkiye’nin yeniden yapılanması alanında önemli başka bir aşama olabileceği anlaşılmakta. Bunu anlayabilmemiz için 2014 yılında gündeme gelecek konuları da fark etmemiz gerekiyor.
Kuşkusuz, bu dönemdeki transitlere bakıldığında, dikkatimizi çeken en önemli durum, Satürn’ün Ekim ayından bu yana Akrep burcuna ilerlemiş olması. Nitekim Satürn’ün bu transiti 2015 yılına kadar sürecek sözünü ettiğimiz dönemi de içine almakta. Satürn sınırlayan, kontrol eden, gerçeklerle karşı karşıya getiren, inşa eden bir güçtür. Bu süreçte Satürn’ün ülkemizin haritasında Güneş’in ve pek çok gezegenin olduğu burçta ilerliyor olması zorunlu bir yapılanmaya, yeni bir inşa sürecine ve sınırlamalar altında yeniden güç kazanmaya da işaret etmekte. Akrep güç sahibi olmak, kontrol etmek ve yeniden doğmakla yakından ilişkilidir. Böyle bir süreçte devletin yeniden yapılması, anayasal konular güçlü bir değişim içerisinde ilerlemekte. Satürn’ün de aynı zamanda devleti, sistemi, hiyerarşiyi anlatan gezegen olduğu için bu dönemde devletin yeniden yapılanması söz konusu. Belki de bu durum uzun zamandır siyasetin gündeminde olan başkanlık sistemi ile yakından ilgili olabilir. Nitekim 2013-2014 yıllık haritasında Koç burcunun yükselmesi ve Pluton’un da Oğlak burcunda haritanın tepe noktasında olması ülkenin yönetimine ilişkin konulara, anayasal değişikliklere ve/veya başkanlık sistemi konulara aşinalık göstermekte. Kuşkusuz böyle bir süreçte, yukarıda sözünü ettiğim iç dengeler, iç barış, Kürtlerin durumu bağlantılı konular olarak görülmekte.
Benzer biçimde, Akrep güç sahibi olmak ve güç uygulamak anlamına geldiği için, yine bu dönemde ülkemizin Ortadoğu’nun kaynayan koşullarından uzak duramayabileceğini ve kendi gücünü test edebileceğini söyleyebiliriz. Ortadoğu’da değişen dengeler özellikle 10 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşecek Güneş tutulmasına yakın zamanlarda çok daha kritik bir aşamada olabilir.
Özellikle Suriye’deki durum ve iç savaş bu dönemde yeni bir şekil alabilir ve bu durum kuşkusuz 2013’ün ikinci yarısında da ülkemizin gündeminin uluslararası alanda ve özellikle Ortadoğu ekseninde son derece hararetli ve stresli bir süreçten geçeceğini göstermekte. Ancak şunu vurgulayalım ki, sadece 2013 değil, 2014’te de şiddet ve huzursuzluk yaratan faktörlerin Ortadoğu coğrafyasında hakim olacağı anlaşılmakta.
Ülkemizin astrolojik haritasında Akrep burcu, eğlenceyi, yaratıcı konuları, sahneye, sanata ve aynı zamanda gençlere, büyümeye hatta turizme ait konuları anlatan 5. evde yer aldığı için tüm bu konularda daha engelleyici, sınırlayıcı ve stresli konularla daha fazla karşılaşabiliriz. TV dizilerinden, Eurovision yarışmasına kadar içerisinde eğlence ve gevşeme olan konularda ve genel olarak medya içerisinde düzenlemelerin söz konusu olduğu söylenebilir. Aynı zamanda gençlerle ve dolayısıyla öğrencilerle ilgili gelişmeler de ülke gündeminde daha dikkat çekici bir konu oluşturabilirler.
Ayrıca bu dönemde, genel olarak medyayı, üniversiteleri, uluslararası konuları anlatan 9. Evde Balık burcunda yer alan Neptün, özellikle yüksek eğitime ve YÖK’e ilişkin karmaşaları, gazetecileri ve medyayı içine alan konulara ait belirsizlikleri de açıklamakta. Benzer şekilde uluslar arası diplomasiyi ilgilendiren konularda belirsizlikler, kaygan koşullar ve yanılgılara açık durumların olduğunu görmekteyiz. Bu gözle bakıldığında, ülkemizin dış politikasında ve diplomatik ilişkilerinde daha hassas ve kritik bir dönemden geçmekteyiz. Bu konularda önceden tasarlanmış varsayımlarla hareket etmek hayal kırıklıklarına yol açabilir. Ayrıca yıl boyunca uluslararası konuların ve askeri gelişmelerin gündemde kalacağı bir gündemimiz var.
Bu yıl 26 Haziran tarihinde Jüpiter’in ülkemizin yükselen burcu olan Yengeç’e ilerlemesi de ilginç gelişmeleri beraberinde getireceği görülmekte. Yengeç aileyi, geleneksel değerleri, etnik ve milli unsurları anlatan bir burçtur. Yılın ikinci yarısında Jüpiter’in Yengeç burcuna ilerlemesi ile birlikte milli konulara ait vurguların çok daha belirgin olacağı bir döneme girmekteyiz. Bu gelişen hassasiyetler özellikle Ortadoğu’nun koşulları ve ülkemizin milli bütünlüğünü hassas kılan koşullardan, farklı etnik ve sosyal yapılardan ve özellikle Güney Doğa Anadolu bölgesinde yaşanan terör ve yıkıcı durumlardan kaynaklanabilir.
Ülkemizin bu süreçte, gerek yönetsel konularda gerekse dış ilişkilerini ve politikasını ilgilendiren konularda daha soğukkanlı hareket etmesi gerekiyor. Yönetimi anlatan 10. Evde Koç burcunda ilerleyen Uranüs, hem ülke içindeki yönetimsel değişiklikleri ve reformları hem de dünyanın önünde daha cesur, gözüpek ve sabırsız hareket edebileceğimizin bir göstergesi. Ancak bir yandan da dış ilişkileri, anlaşmazlıkları ve açık düşmanlıkları anlatan 7. evde Oğlak’ta hareket eden Pluton 2008’den bu yana, özellikle Ortadoğu’ya yönelik konularda karşıt temalarla da karşılaştığını, gerek Irak ve İran, gerekse İsrail ve Suriye ile ilgili konularda sürtüşmeler yaşamaya başladığını göstermekte. 2015 yılına kadar bu iki gücün sert bir açı içerisinde kalmaları, sözünü ettiğimiz konularda dış işlerini çok hareketli kılan gündemlerin devam edeceğini ifade etmekte.
Türkiye’nin 2012-2013 yıllık haritasında Yay burcu yükselmekte ve bu durumun bilindiği gibi 2012 yaz aylarından bu yana uluslararası konuların ülke gündemini çok daha fazla meşgul etmesi ile yakından ilişkili olduğu görülüyor. Yıllık haritada sadece Yay burcu yükselmiyor aynı zamanda savaş gezegeni Mars da Yay burcunda yer alıyor. Söz konusu bu durumun, en azından Mayıs-Haziran aylarına kadar değişik safhalardan geçerek ülke gündemindeki yerini koruyacağı görülmekte. Mayıs ayında gerçekleşecek olan Güneş tutulması ise sözünü ettiğimiz bu kritik gelişmelerin kritik kırılma noktası olarak görülebilir. Bu bakımdan Suriye’deki rejimin yenilenmesi olayı ve bu olayların getireceği hassas dengeler açısından 20 Nisan sonrası özellikle dikkat çekici bir dönem olarak görülmeli. Bu dönemde Güneş ve Mars Boğa burcuna geçecekler. Mars 30 Mayıs’a kadar Boğa burcunda, ülkemizin Akrep burcundaki Güneş’inin karşısında kalacak. Diğer açılardan da önümüzdeki aylara bakıldığında, Ocak-Şubat ve Mayıs-Haziran aylarının diplomasi ve ilişkiler açısından en hassas dönemler olabileceği görülmekte.
Mayıs ayı söz konusu olduğunda 2013’ün ilk Güneş tutulması da 10 Mayıs’ta, Boğa burcunda gerçekleşecek. Bu tutulmanın ülkemizin haritasındaki Venüs’ün tam karşısında gerçekleştiğini görmekteyiz. Aynı zamanda güney ay düğümü tutulması olması ve ülkemizin gelecek beklentilerini, ümitlerini anlatan alanda yer alması, gerek ekonomik, gerekse siyasi konularda gelecek yönünde daha dengesiz ve huzursuz koşullar yaratmakta. Güney ay düğümü yönündeki tutulmalar her zaman daha gergin ve huzursuz geçerler. Bu gözle bakıldığında, Mayıs ayında Boğa’nın anlattığı stabilite ve huzursuzluğun yerine bunu bozabilecek gelişmelerin gündeme gelmesi söz konusu olabilir. Daha dikkat çekici olanı, bu tutulma döneminde savaş gezegeni Mars’ın da Boğa burcunda yer alması ve güney ay düğümü ile birleşiyor olması ayrı bir stres göstergesi. Mars’ın Boğa burcunda olması toprağa, güvene, istikrara ait konular çok huzursuz bir denge içerinde olabileceğini gösteriyor olabilir. Bu gelişmeler de ülkemizin huzurlu bir gelecek beklentisi önemli ölçüde sabote etmekte.
Tutulmaları çok yakından takip etmeliyiz. Zira yılın ikinci Güneş tutulmasında da (3 Kasım 2013) Mars bu kez hem tutulma yöneticisi olacak, hem de Başak burcunda (ülkemizin sınırdaş komşularını gösteren 3. Evi) tutulma derecesi ile partil açı içerisinde yer alacak.
Bu noktada, Mayıs ayındaki tutulmanın dikkat çeken başka bir yönünü daha gösterelim. Bu tutulma, Ankara için çıkartıldığında, tutulma haritasında Boğa burcunun 3. Evde (sınırdaş komşular, yakın çevre, iletişim, medya) olduğunu, savaş gezegeni Mars’ın da bu alanda olduğunu görüyoruz. Ancak tutulmayı Suriye’nin başkenti Şam’a göre çıkarırsak, Koç burcu yükselmekte, Irak’ın başkenti Bağdat için de Koç yükseliyor. Böyle bir durum Mayıs ayındaki tutulmanın Ortadoğu’ya, hemen sınırımızdaki alana çok hızlı değişimler ve yenilikler (Uranüs yükselen burçta) getirebileceğini anlatıyor. Bu gözle bakıldığında, Suriye’deki rejimin geleceği 10 Mayıs’taki tutulma ile çok yakından bağlantılı gözükmekte. Doğal olarak, ülkemiz de bu nedenle, Mayıs- Haziran aylarında son derece hızlı ve kritik gelişmelerin yaşanacağı olaylara tanıklık ediyor olabilir.
Bu yıl uluslararası konuların Türkiye’nin gündeminde çok önemli bir yer tutacağı anlaşılıyor. Ancak bir yandan da Haziran ayına kadar dışsal faktörlerin çok daha ağır bastığı bir dönemdeyiz.
Şimdi 2012-2013 dönemini ilgilendiren ve ülkemiz gündemini 2013 yılı Temmuz ayına kadar oyalayan temaları gösteren Güneş dönüşü haritası ve profeksiyonla daha yakından inceleyelim:
Ülkemiz bu yıl (2012-2013) 6. Ev Yay profeksiyonu içerisinde. Doğum haritasında Jüpiter ise 5. Evde Akrep burcunda. Bu durum halkın oyuna, meclise, gençlere, eğlenceye, büyüme oranına, turizme, sahneye, yaratıcı sanatlara ait konulara vurgu getirmekte. Ancak Jüpiter yöneticisi olduğu Yay burcuna göre 12. Evde kaldığı için bu konular aynı zamanda önemli stresler altında kalabilir. Gençleri özellikle öğrencileri ilgilendiren gelişmeler (örnek olarak ODTÜ’de ve diğer üniversitelerdeki gösteriler), sanat ve eğlence dünyası (örnek olarak bu yıl Eurovision yarışmasına katılınmaması ve TV’de bazı dizilere karşı gösterilen tavır), Meclis’teki tıkanmalar, turizme yönelik olası tehditler daha fazla gündeme geliyor.
Yıllık haritada ise Yay burcu yükselirken, Jüpiter İkizler burcunda 7. Evde yer almakta. Bu durum elde olmayan ve gizli nedenler, sıkıntılar yüzünden diplomaside, ilişkilerde ve anlaşmalarda, karşıtlık içeren durumlarda zorlandığımızı anlatmakta. Bu dönemde dışsal nedenler çok ağır basmakta. Haritada Jüpiter’in Mars’tan partil bir karşıt açı aldığını görüyoruz. Bu durum özellikle içerisinde savaş teması olan durumların, gerginliklerin ülke gündemini son derece yorduğunu açıklamakta. Aynı Mars aynı zamanda 12. Ev’in de yöneticisi durumunda olduğu için elde olmayan, gizli kalan nedenler, terörist faaliyetler daha sık gündeme gelmekte. Ayrıca Güneş ve Satürn’ün de 12. Evde Akrep’te olması devlete ait konuların bu gizli kalan ya da hapiste olanlarla diyaloğunu gösteriyor olabilir. Nitekim natal 5. Ev (meclis) 12. Evde yer almakta.
Bunlara ek olarak orduyu da açıklayan 6. Ev’in yükselen burçta olması yıl boyunca orduya ait konuları da gündemde tutmakta. Benzer şekilde, yıllık haritada tepe noktasının Terazi burcunda olması, topraktan, iç işlerinden, etnik konulardan kaynaklanan konuların ülkenin yönetimi ve hedefleri açısından önemli bir durum gösterdiğini açıklamakta. Yıllık haritada 5. Evde Koç’ta yer alan Ay ve Uranüs, mecliste gündeme gelen başkaldıran, değişiklik yanlısı tutumlarla, hassasiyet gösteren, savaşkan tutum içinde olan kesimleri de göstermekte. Haritada 4. Evde yer alan Neptün ve Balık burcu, uluslararası konuların ülke gündeminde yarattığı belirsizlikleri ve sürekli değişen dengeleri anlatmakta. Bu yıl aynı zamanda ülke açısından gelir ve kaynak, destek yaratacak koşulların uluslar arası konularla, yabancılarla ilişkisi de görülmekte. Kredi ratinginin artışında bunun önemi büyük ancak ekonomi ve gelirler söz konusu olduğunda bu alanda ciddi ve planlı düşünmek ve karşılıklı anlaşmalara ve diplomatik ilişkilere son derece gerçekçi yaklaşmak da gerekiyor.
21 Aralık – 20 Ocak arasında ülkemiz özellikle dış politikada, diplomaside ve genel olarak ilişkilerinde daha hassas bir dönemde ilerliyor. Ortadoğu’dan, Suriye ve Irak’tan kaynaklanan konular daha dikkatli ve önlemci politikalar gerektirmekte. Bu arada 26 Aralık sonrasında ve özellikle 29’u ile birlikte, ekonomiyi, borç ve finansman konularını ilgilendiren alanlara daha büyük bir odaklanma olabilir. Benzer şekilde, genel olarak ekonominin durumu ve gelecek beklentiler 20 Ocak – 19 Şubat arasında da gündemde kalmaya devam edecek.
20 Ocak – 19 Şubat arasında özellikle sınırdaş komşuları, Suriye’deki ve genel olarak Ortadoğu’daki durumları ilgilendiren alanlarda daha fazla stres, endişe ve krizler var. Ocak sonu, Şubat başında, yurtiçinde güvenliği ilgilendiren konulara, terör içerebilecek durumlara karşı daha uyanık olunmalı. 29 Ocak sonrasında ve Şubat ayı boyunca uluslararası konuların getirdiği karmaşalar, belirsizlikler, bu yöndeki çabalar dikkat çekmekte. Benzer şekilde bu dönemde üniversitelere, YÖK’e ve medyaya, basına ait konuların da gündemde önemli yerleri olabilir.
19 Şubat – 20 Mart arasında uluslararası konulardan doğan gelişmeler ülkemiz güvenliğini, toprağa ve iç işlerine ait konuları yakından ilgilendirmekte. 1 Mart’tan itibaren hükümeti ve yönetimi ilgilendiren konularda çok hareketli bir döneme girilmekte. Bu dönemde, ülkemiz daha mücadeleci, atak ve girişken bir tutum ortaya koyabilir. 20 Mart’a kadar olan dönemde bir yanda yurtiçini, güvenlik konularını ilgilendiren gelişmeler, bir yandan etnik sıkıntılardan kaynaklanan yönetsel konular girişimler, hükümeti ilgilendiren adımlar dikkat çekmekte.
20 Mart – 20 Nisan arasında hem meclisi hem de hükümeti ön planda tutan koşullar görmekteyiz. Bu dönemde ülkemiz kendi gücünü ortaya koyma yönünde son derece kararlı gözükmekte. Nitekim 12 Mart sonrasında ve özellikle 21-28 Mart günleri çevresinde askeri konuların, orduyu ve savunmayı anlatan gelişmeler gündemi daha fazla işgal edeceği görülmekte. Benzer şekilde, bu dönemde gençleri, çocukları daha yakından ilgilendiren gündemler, toplumu heyecanlandıran konular, sanata, gösteri dünyasına, sahnelere ait durumlar dikkat çekici olabilir. 29 Mart sonrasında aynı zamanda ekonomi alanındaki beklentilerin, hassasiyetlerin öne çıktığı bir dönemde olacağız.
20 Nisan – 21 Mayıs dönemi son derece önemli gelişmelerin yan yana geldiği bir dönem olacağa benziyor. Bu dönemde, ülkemizi uzun süredir sürekli meşgul eden durumların bir tepe noktası yaparak sonuçlanması söz konusu olabilir. Bu durum Suriye’deki rejime ve Ortadoğu’daki diğer gelişmelere ait de olabilir. Nitekim bu dönemde 10 Mayıs’ta gerçekleşecek olan Güneş tutulması da benzer koşullara işaret ediyor. Ayrıca savaş gezegeni Mars’ın da konumu bu dönemde gerek ekonomik, gerek siyasi ve dış politikadaki gündemlerin oldukça kritik olabileceğine işaret etmekte. Bir yandan toprağa, güvenliğe ve teröre ait konular, gizli faaliyetler, diğer yandan da ekonomik beklentileri etkileyen gelişmeler söz konusu. Mars’ın konumu karşıtlıkların, düşmanlıkların da gündeme olabileceğini anlatıyor. 25 Nisan – 2 Mayıs günleri arasında sözünü ettiğimiz gerginliklerin daha dikkat çekici olabileceği görülmekte. Yine bu dönemde ekonomiye, endüstriye, bankacılığa ve istihdama yönelik konuların, beklentilerin yeni değerlendirmeleri gerekli kılabileceği söylenebilir.
21 Mayıs – 21 Haziran arasında da ülke gündemini çok yakından etkileyen gelişmeler var. Bu yeni gelişmeler hem dış işlerini ve diplomasiyi hem de halkı ve güvenliğini ilgilendiren konuları içerisine almakta. Bu dönemde kontrol edilmesi zor olan gizli ve terörist faaliyetler huzursuz bir atmosfer oluşturmakta. Elde olmayan nedenler dış ilişkileri ve anlaşmaları zora sokabilir. 29 Mayıs sonrasında halkı yakından ilgilendiren gelişmeler mümkün. Bu yeni dönemde, ülkemizin çevresinde gelişen ve dış politikasını şekillendiren olaylara yaklaşımında değişikliklere gidebileceğini söyleyebiliriz. Nitekim bu gelişmeler daha sonraki aylarda, özellikle Eylül-Ekim sürecinde yeni boyutlar kazanabilir. Ayrıca 31 Mayıs – 13 Temmuz tarihleri arasında sözünü ettiğimiz gizli ve yıkıcı faaliyetlerin ülkenin huzurunu daha fazla zorlayabileceği görülmekte.
21 Haziran – 23 Temmuz döneminde gerek ekonomiyi, gelirleri, paranın durumunu gerekse ülke güvenliğini ilgilendiren konuların dikkat çektiği görülmekte. Bu dönemde milliyetçi akımların getirdiği gelişmeler,içgüvenliğe ve genel olarak halkın durumuna ait konular ön planda kalmakta. Ayrıca 29 Haziran sonrasında ekonominin ve gelirlerin genel durumu, piyasalardaki beklentiler açısından önemli bir yer tutmakta. 14 Temmuz’dan itibaren Mars’ın ülkemizin yükselen burcu üzerine gelmesi bu dönemde gerek iç güvenlik gerekse askeri konular açısından hayli kritik bir dönemde olabileceğimizi göstermekte. Bir yanda milliyetçi temaların artması bir yandan da savaş gezegeni Mars’ın durumu oldukça sıcak bir gündeme dikkat çekmekte.
23 Temmuz – 23 Ağustos arasında bu kez ülkemiz gündeminin değişmeye başladığını, içerisinde ekonominin ve paranın durumunun önemli olduğu konuların önem kazandığını görmekteyiz. Aynı zamanda bu dönemde uluslararası konular dahilinde yeni girişimler, anlaşmalar da söz konusu olabilir. Yakın komşular ve Ortadoğu hala gündemde kalmakla birlikte, ülkemiz açısından kendine güven ve kararlılık gösteren koşullar var. Ancak ekonomi alanındaki hassasiyetler 28 Ağustos – 14 Ekim arasında daha kritik bir süreçte ilerlemeye başlayabilir.
23 Ağustos – 23 Eylül arasında, özellikle de 29 Ağustos sonrasında toprağa, iç işlerine, vatana ait konuların ülke gündeminde önemli yerleri var. Bu dönemde ülkemizin Ortadoğu’daki gelişmeler çerçevesinde takındığı tutum daha mücadeleci ve girişken. Nitekim Temmuz sonundan itibaren meydana çıkmaya başlayan yeni koşullar ülke gündemini yenilemekte. Anlaşmalar, dış politikadaki tutumlar ve karşıtlıklar açısından kritik bir süreçte olacağız. Genel olarak bu dönem ülke yönetimi açısından önemli yenilikler, kararlar, değişiklikler getirmekte.
23 Eylül – 23 Ekim arasında da benzer şekilde, iç işlerine, toprağa ait konular, içerisinde meclisin tutumunun önemli olduğu gelişmeler yer alıyor. Ortaya çıkan yeni koşullar içerisinde gerek toprağı, vatanı, gerekse hükümeti ve yönetimi ilgilendiren konuların başı çektiği görülmekte. Bu dönemde aynı zamanda başkanlık sistemine ait konular gündemin önemli bir parçası olabilir. Temmuz sonundan itibaren gelişmekte olan koşulların gerek askeri, gerekse içişlerine ait konularda yeni durumlar meydana getirdiğini görebiliriz. Bu süreçte özellikle 15 Ekim- 7 Aralık arasında komşuları gösteren alan yer alacak olan savaş gezegeninin getirebileceği stresli koşulları fark etmek gerekiyor. Benzer şekilde, ülkemizin 2013-2014 yıllık haritasında Koç burcu yükseliyor. Bu burç askeri konular, müdahalede bulunmak ve liderlik etmekle ilgili konuları ilgilendirir. Bu bakımdan Eylül-Ekim geçişinde meclisi ve liderleri hassas kararların beklediğini söyleyebiliriz.
2013’ün ikinci yarısında karşımıza çıkabilecek temalar:
Ülkemiz Temmuz ayının sonu ve Ağustos başı ile birlikte, siyasi açıdan son derece hassas dengelerin oluştuğu bir döneme girmekte.
2013-2014 döneminde diplomasi, siyaset, karşıtlıkların ve muhalefetin oluşturduğu koşullar, benzer şekilde ülkemizin dış politikasında özellikle Ortadoğu kaynaklı konuların getirebileceği karşıtlıkların ya da düşmanlıkların ülke yönetimini çok güçlü şekilde etkileyebileceğini görmekteyiz.
2013-2014 profeksiyonunun Oğlak/ 7. Ev olması diplomatik konuların, siyasi ilişkilerin dış politikada önemli bir yeri olacağını ve bu durumun özellikle iç işlerimizden, topraktan, etnik konulardan ve belki de Kürtleri de ilgilendiren gelişmelerden kaynaklanabileceği görülmekte. İlerletilmiş haritada Ay’ın da bu alanda ilerlediği göz önüne alınırsa, ve özellikle 2013 Ağustos sonrasında “yanan yol”a gireceği görülürse, iç işlerinde çok büyük hassasiyet ve toprağa ilişkin konularda stres söz konusu olabileceği fark edilmekte. Natal haritada Satürn’ün Terazi burcunda olması bu konuların yeni yasa yapımı ve anayasa süreci ile de yakından ilişkili olabileceği görülmekte. 4. Ev aynı zamanda muhalefetle de yakında ilişkili olduğu için, bu süreçte muhaliflerin alacakları tutum özellikle önemli ve belirleyici olabilir.
2013-2014 yıllık haritasında ise Koç burcunun yükselecek olması ve içerisindeki Uranüs, yılın ikinci yarısında liderleri, başkanlığı ilgilendiren konuların dikkat çekici şekilde gündeme oturabileceğini açıklamakta. Oğlak burcunun 10. Evde yer alması ve içerisindeki Pluton da, devlet ve yönetime ait konularda köklü değişiklikler, mücadele, yenilenme temalarını gündeme getirmekte. Hükümetin alacağı tavrın arkasında, sözünü ettiğimiz dış işlerinin ve dış işlerinde yaşanan karşıt durumların ve olası ciddi anlaşmaların payının çok önemli olacağı görülmekte. Benzer şekilde, Satürn’ün yıllık haritada 8. Evde Akrep’te yer alması içerisinde meclisin olduğu konularda krizlerin, streslerin, dönüşüm içeren temaların olduğunu göstermekte. Devlete, meclise ilişkin konularda yoğunlaşan bir yenilenme teması görmekteyiz.
2013-2014 yıllık haritasında yükselen yöneticisi Mars Başak burcunda ve 6. Evde yer almakta. Bu durum ülkemiz gündeminde sınırdaş komşulardan (muhtemelen Ortadoğu) kaynaklanan konuların gündemi yine ciddi biçimde işgal edeceğini anlatıyor. Hem Mars hem de 6. Ev ordu ile yakından ilişkli ve aynı zamanda Güneş’le de açı içerisinde olduğu için, ordunun dikkat çekici bir konumda olduğu gözükmekte. Ancak ordu özellikle dışsal nedenlerden, uluslararası konulardan kaynaklanan nedenler yüzünden karmaşa içine girebilir ya da elde olmayan, gizli nedenler yüzünden önemli belirsizlikler yaşayabilir. Mars’ın Pluton’la açısı da içerisinde ordu olan temaların yönetime ilişkin süreçlerle yakından alakalı olduğunu anlatmakta.
Kuşkusuz bu süreçlerin 2013 ile sınırlı kalmayacağı ve 2014 yılının ilk yarısında da gündemde kalabileceği görülmekte. Nitekim Mars 7 Aralık günü 2014’te geri gideceği Terazi burcuna (ülkemizin toprağı, vatanı ve iç işlerini anlatan evi) gireceği görülmekte. Bu nedenle Aralık ayında, özellikle 7’si civarında başlayacak, belirgin hale gelecek gündemlere çok dikkatle bakmalıyız. Bu konular, 2014 yılında özellikle Mart- Mayıs ayları arasında bizi oldukça meşgul edebilecek Mars’la ilgili durumlara işaret etmekte.
Benzer şekilde, yıllık haritada Terazi burcunun 7. Evde olması yine aynı temalara, iç işlerinden, topraktan ve ülke güvenliğinden kaynaklanan koşulların dış ilişkiler ve diplomasi açısından ne derece önemli olduğunu açıklamakta. Yıllık haritada komşuları açıklayan 3. Evde yer alan İkizler burcu komşularla ilgili elde olmayan, gizli nedenlerin ikilik yaratan huzursuzluğuna işaret etmekte.
23 Ekim – 23 Kasım arası dış işleri, diplomatik gelişmeler ve ülkemizin özellikle Ortadoğu’daki gelişmelere paralel olarak aldığı tutumlar açısından kritik bir süreç oluşturmakta. Ülke yönetimi açısından kriz yaratan konular, stresler söz konusu olabilir. Aynı zamanda gençleri ilgilendiren bir gündem de söz konusu. Yine bu dönemde yönetsel konular, meclisi, hükümeti konu edinen gelişmeler dikkat çekici olabilir. Bu yeni sürecin 2013 Aralık – 2014 Ocak arasında önemli sonuçları olabileceğini görebiliriz. Bu sonuçlar doğrudan anlaşmaları, ilişkileri, düşmanlıkları da gündemde tutacağa benziyor.
23 Kasım – 21 Aralık döneminde içerisinde ordunun söz konusu olabileceği ve uluslararası bağlamda gelişen durumların dikkat çekebileceği gelişmeler var. Ayrıca bu dönemde uluslararası temalar ekonomiye ve finans piyasalarına ilişkin konuları da dikkat çekici kılıyor. Ancak bir ölçüde kritik ve ilişkilere, anlaşmalara dayalı konular gündemde yer almakta. 7 Aralık’ta Mars’ın Terazi burcuna ilerlemesi 2014 yılının ilk yarısına kadar sürecek yenikoşulların başladığını anlatıyor.
21 Aralık – 20 Ocak 2014 süreci her açıdan dikkat çekici ve önemli olayları gündeme getirebilir. Bu dönemde yönetime, hükümete ait girişimler yanında iç işlerini ilgilendiren vurgular da söz konusu. Her bakımdan olaylı bir dönemin içerisindeyiz. Dış politika, yönetim ve iç işlerine, toprağa ait konular iç içe geçmiş durumda. Başkanlık sistemi gibi yönetsel gündemler, dış dengeleri içerisine alan olaylar ve yenilenme getiren koşullar var. Sözünü ettiğimiz bu yeni durumların 2014’ün Mart-Nisan aylarında daha belirgin bir görünüm kazanabileceğini söyleyebiliriz.
R. Hakan Kırkoğlu
Bu yazının kullanım hakları saklıdır ve hiç bir şekilde izin alınmaksızın başka bir medya ortamında kullanılamaz.
Bu yazı 5 Ocak 2013 tarihinde tamamlandı.